Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Permanent URI for this communityhttp://localhost:4000/handle/11655/129
Browse
Communities in this Community
- Kistik Ekinokokkozis (KE), Echinococcus granulosus sensu lato’nun larva formunun neden olduğu zoonotik bir enfeksiyon hastalığıdır. Parazitin yaşam döngüsü kesin konak olan evcil/vahşi etobur hayvanlar ve ara konak olan otobur hayvanlar arasında devam etmekte olup, insan bu yaşam döngüsüne tesadüfi olarak dâhil olmaktadır (1). Enfeksiyon başlangıçta asemptomatik olup, kistin büyüyerek komşu organlara baskı yapması, plevral veya peritoneal boşluğa yırtılması, ikincil enfeksiyon ya da alerjik reaksiyona neden olması gibi durumlarda semptomatik hale gelmektedir. Kistler oldukça yavaş büyümektedir, kistlerin semptomların ortaya çıkacağı büyüklüğe ulaşması ortalama 5 ila 20 yılı bulabilmektedir (15). KE tanısı, invaziv olmayan ultrasonografi (US), bilgisayarlı tomografi (BT), röntgen ve manyetik rezonans (MR) gibi görüntüleme teknikleriyle konmaktadır. Tanı için tek başına yeterli olmamakla birlikte özgül olmayan görüntüleme bulgularının varlığında, tanıyı doğrulamada ve tedavi sonrası hastaların takibinde serolojik testlere başvurulmaktadır (19). MikroRNA’lar, farklı hastalık ve sağlık durumlarında veya farklı hastalıklarda farklı ifade seviyeleri göstermeleri nedeniyle teşhis amaçlı biyobelirteç olarak kullanılma potansiyeli yüksek moleküllerdir. Hastalık spesifik miRNA’ların keşfiyle birlikte, teşhis ve takibinde sorun yaşanan hastalıklarda miRNA ifade seviyeleri yoğun bir şekilde araştırılmaya başlanmıştır (56). E.granulosus’ un yaşam döngüsünde yer alan yumurta, metasestod ve erişkin formlarında birçok parazit kökenli miRNA ifade edilmektedir (52). Farklı miRNA’ların Echinococcus türlerinin gelişim evreleri, konak-parazit etkileşimi ve hidatik kist gelişimi ile ilişkili olduğu gösterilmiştir (61, 63, 64). Bu çalışmanın amacı, parazit kaynaklı miRNA’lardan olan egr-miR-2a-3p ve egr-miR277b’nin ekspresyonlarını KE hastalarının yanı sıra sağlıklı kontroller ile karşılaştırmalı olarak inceleyerek bu moleküller için tanısal özgüllük ve duyarlılık değerleri belirlemek ve serolojik testlerle karşılaştırmaktır.