Gençlik ve Dijital Çağ
Date
2020Author
Demirci Aksoy, Aybala
Ateş, Emre Cihan
Ateş, Atiye Pınar
Avşar Arık, Işıl
Şahin Kütük, Birsen
Görgün Baran, Aylin
Başdemir, Cansu
Bilgiç, Hatice Gökçe
Seferoğlu, Süleyman Sadi
Çakır, Mehmet
Çelen, Fatma Kübra
Hazer, Oya
Işıklı, Sedat
Kırboğa, Ziyaeddin
Nazik, M. Hamil
Demirel, Hüsne
Bayraktar, Ayşe
Olgun, Cem Koray
Öztürk, Emre
Öztürk, M. Serhat
Yaman, Fatih
Kabakçı Yurdakul, Işıl
Dönmez, Onur
Yeğen, Ceren
Dönmez, S. Can
Yıldız Durak, Hatice
Yılmazel, Sefa Emre
xmlui.mirage2.itemSummaryView.MetaData
Show full item recordAbstract
Hayatımızın giderek sanal hale gelmeye başladığı dijital çağ devriminin tam ortasında bulunmaktayız. Dijital çağ öncesi dönemde, suç kavramı genel olarak coğrafi alanlarla ilişkilendirilirdi ve suç işlenmesi için fiziksel ortam birlikteliği kesinlikle gerekli görülmekteydi. Fakat değişen yapıda, geçtiğimiz yıllarda çok basit amaçlarla kullandığımız internet ve sosyal medya, artık rutin hareketlerimizi değiştirebilen çok güçlü bir enstürüman haline gelmiş bulunmaktadır. Özellikle dijital platformlarda oluşturduğumuz sahte sanal kimlikler sayesinde, gerçek hayatta birbirlerini hiç tanımayan kişiler, belki evlerinden dahi hiç çıkmadan basit tekniklerle dünyanın bambaşka bir yerinde, sanal ortamda gerçek bir suç işleyebilmektedir. Bu nedenle fiziksel birlikteliği ortadan kaldıran ve kimlik gizlemeye olanak tanıyan, farklı bir ifadeyle kişiyi kimliksizleştiren dijital ağlarla birlikte, suç işlemenin giderek kolaylaştığını söylemek mümkündür. Hatta çoğu zaman kişilerin, dijital ortamların sağladığı sınırları aşan iletişim olanağıyla suç işlemeyi öğrendiğini söylemek bile artık abartıya kaçmayacak bir tespit olarak görülebilir. Eskiden deftere not aldığımız bir bilgi, en fazla bir insan ömrü kadar hayatımızda kalabiliyorken; şimdi internet ortamının devasa boyutta bilgiyi saklayabilme özelliğiyle birlikte, artık sonsuza kadar var olacaktır. Örneğin, kolumuza taktığımız akıllı saat, saat fonksiyonlarının yanısıra telefon, navigasyon ve kredi kartı vb. amaçlar için kullanılabilmekte ve hatta başlı başına suç olan ortam dinlemesi yapmak için dahi hayatımızda konumlandırılabilmektedir. Bilginin paylaşılması normalde öznel istekle gerçekleşen bir davranış türüyken, mahremiyet içeren bilginin onay dışında paylaşımı suç teşkil etmektedir, dijital platformlarda ise bu gibi mahremiyet karşıtı eylemleri durdurmak oldukça zordur. Dijital suç fiilinin ülke sınırlarını aşabilme özelliği ve kabiliyeti de bu suç türünün cezalandırılmasının hangi devletin kanunlarına göre yapılacağı sorununu da gündeme getirmekte ve belirsizlik yaratmaktadır. Tüm bu gerekçeler ışığında bu bölümde, genç bireylerin ağırlıkla kullanıcı kitlesini oluşurduğu, dijital platformların suç açısından ortaya çıkardığı değişimlerin; suçlu, mağdur, suç mekanı ve güvenlik güçleri açısından ortaya çıkardığı değişimlerin incelenmesi amaçlanmıştır.
URI
http://hdl.handle.net/11655/22283https://library.hacettepe.edu.tr/hubooks/index.php?fn=read&key=020b01