Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorSoman Çelik, Türkan
dc.contributor.authorÖrdek, Erdal
dc.date.accessioned2023-07-19T07:18:20Z
dc.date.issued2023-07-16
dc.date.submitted2023-06-21
dc.identifier.citationÖRDEK, Erdal. Goethe ve Nazım Hikmet Yapıtlarında Metinlerarası Öğelerin Yazınsallaştırım Tarzı. Bat-Doğu Divanı ve Şeyh Bedreddin Destanı Örneklerinde Bir Açımlama, Doktora Tezi, Ankara, 2023.tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/33704
dc.description.abstractOne of the main characteristics of literary works is that they are designed and created through the language that embodies the accumulation and diversity of all historical and social processes. Since the language is a dynamic and layered communication tool, literary works as its products are naturally in constant dialogue with other prior and contemporary works. This phenomenon, which is the basis of all literary and artistic productions, was described as "dialogism" by Mihail Baktin in the 20th century, defined by Julia Kristeva with the concept of "Intertextuality" in the following years, and then tried to be systematically explained by various theorists and researchers. Intertextuality can be defined simply as the concrete presence of a text in another text. This relation is deliberately established by the author of the text with various methods and techniques. Intertextual relations and interactions, which are a natural and inevitable result of literariness, are sometimes explained to readers by authors with paratexts or in-text explanations. Johann Wolfgang von Goethe's West-Eastern Divan (West-östlicher Divan) and Nazım Hikmet's The Legend of Sheikh Bedreddin, the son of the Judge of Simavne are good samples of this situation. The poets of both works have brought to the attention of their readers all the historical and literary sources they used during the formation of their works. In this study, the intertextual relations established with the sources explained by the poets in the mentioned works were determined according to their categories; the semantic and functional transformations of the intertextual elements are revealed, and as a result, the similarities and differences between the re-literalization styles of the two poets are revealed in a comparative way.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectGoethetr_TR
dc.subjectBatı-Doğu Divanıtr_TR
dc.subjectSimavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanıtr_TR
dc.subjectMetinlerlarasılıktr_TR
dc.subjectNazım Hikmettr_TR
dc.subject.lcshP- Dil ve edebiyattr_TR
dc.titleGoethe ve Nazım Hikmet Yapıtlarında Metinlerarası Öğelerin Yazınsallaştırım Tarzı. Batı-Doğu Divanı ve Şeyh Bedreddin Destanı Örneklerinde Bir Açımlamatr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetYazınsal yapıtların temel niteliklerinden biri, tarihsel ve toplumsal tüm süreçlerin birikim ve çeşitliliğini kendinde barındıran dilin dolayımıyla tasarlanıp oluşturulmalarıdır. Devingen ve katmanlı bir söyleşim aracı olması nedeniyle, dilin ürünü olan yazınsal yapıtlar da doğal olarak öncel ve güncel başka yapıtlarla durmaksızın bir söyleşim içindedirler. Yazınsal ve sanatsal her tür üretimin temelinde bulunan bu olgu 20. yüzyılda Mihail Baktin tarafından "Söyleşimsellik" olarak nitelenmiş, sonraki yıllarda Julia Kristeva tarafından "Metinlerarasılık" kavramıyla tanımlanmış ve devamında çeşitli kuramcı ve araştırmacı tarafından dizgeli bir şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. Metinlerarasılık, en basit şekilde bir metnin başka bir metindeki somut varlığı olarak tanımlanabilir. Söz konusu ilişki metnin yazarı tarafından kasıtlı olarak çeşitli yöntem ve teknikler ile kurulur. Yazınsallığın doğal ve kaçınılmaz bir sonucu olan metinlerarası ilişki ve etkileşimler kimi yazarlar tarafından yanmetinler ya da metin içi açıklamalarla okurlara bildirilmektedir. Johann Wolfgang von Goethe'nin Batı-Doğu Divanı (West-östlicher Divan) ve Nazım Hikmet'in Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı adlı yapıtlar bu durum için iyi birer örnek teşkil etmektedir. Her iki yapıtın şairleri, yapıtlarının oluşum aşamasında yararlandıkları tüm tarihsel ve yazınsal kaynakları okurlarının dikkatine sunmuşlardır. Bu çalışmada anılan yapıtlarda şairler tarafından açıklanmış olan kaynaklar ile kurulan metinlerarası ilişkiler ulamlara ayrılmış; metinlerarası öğelerin geçirdiği anlamsal ve işlevsel dönüşümler serimlenmiş ve sonuç olarak iki şairin metinlerarası öğeleri yeniden yazınsallaştırma tarzları karşılaştırılarak benzerlik, farklılık ve özgünlükleri ortaya konmuştur.tr_TR
dc.contributor.departmentAlman Dili ve Edebiyatıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2023-07-19T07:18:20Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster