Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorMirzaoğlu Sıvacı, F. Gülay
dc.contributor.authorÇakmak, Songül
dc.date.accessioned2022-06-02T07:55:20Z
dc.date.issued2022-06-02
dc.date.submitted2022-05-23
dc.identifier.citationÇakmak, S. (2022) ETNOMÜZİKOLOJİ BAĞLAMINDA PSİKANALİTİK BİR YAKLAŞIMLA DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDEKİ AĞITLAR. Hacettepe Üniversitesi Türk Halkbilimitr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/26236
dc.description.abstractThe lament reflects a literary genre that extemporaneously expresses the tragedy, which is expressed after a loss in all cultures with a musical language. At the same time, lament is a general expression that indicates the expression of pain in musical and concise words in almost all societies. The reflection of the laments, which start with groans and cries, has been seen since ancient times as the first genre of both folk literature and ethnomusicology. It has been seen that the laments have been made after an extraordinary pain and this pain is due to the loss of loved people. This kind of pain creates deep sadness in their loved ones, and their relatives often resort to the necessary defence mechanisms in order to cope with this annihilation. It has been known that both individual and, in these pleas, which are based on fear and guilt, collective healing take place through cultural and identity rituals. The aim of the study is to evaluate the laments in the Eastern and South-eastern Anatolia Regions of Turkey with a Psychoanalytic Approach in the Context of Ethnomusicology. It has been seen that the deficiencies of the studies carried out within the scope of the Anatolian lament culture, and it has also been determined that these deficiencies should be updated. Participatory and on-site observation techniques of the ethnomusicological approach have been used in this study. Along with the connection of laments with personal history, their importance in terms of oral history has been evaluated and interpreted within the framework of psychoanalytic theory. It has been observed that a characteristic structure emerged in the context of ethnomusical sound signs in the collected laments. It has been thought that the meticulous examination of the laments recorded and analysed within the scope of world musicology will make an important contribution to the field. Laments have been analysed psychoanalytically with the approach of ego defence mechanisms. It has been observed that basic defence mechanisms such as denial, relocation, counter-reaction, compensation, and exaltation around fear and guilt are frequently used both in religious protection and ego defence. The data obtained have been determined from the aspects of the lament words and the behaviour of the mourner and interpreted under the consultancy of experts. As a result, it can be said that lamentations, which are suitable for interdisciplinary work, present a structure suitable for evaluation from different perspectives, and an in-depth study of culture can contribute to women's folklore. These creations of lamenting women, who contribute to the continuity of culture, have turned out to be appropriate approaches for ecofeminist and ecomusicological studies. It has been foreseen by us that more constructive/productive materials will be realized with in-depth studies in this field.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectAğıttr_TR
dc.subjectRitüel
dc.subjectKatarsis
dc.subjectPsikanalitik folklor
dc.subjectKadın
dc.subjectEtnomüzikoloji
dc.subjectEkomüzikoloji
dc.subjectYeniden yaratma/üretim
dc.subject.lcshHalk bilimtr_TR
dc.titleEtnomüzikoloji Bağlamında Psikanalitik Bir Yaklaşımla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki Ağıtlartr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetAğıt, tüm kültürlerde bir kayıp ve kaybın ardından dile getirilen trajediyi müzikal bir dille, irticalen dile getiren edebi bir türü yansıtmaktır. Aynı zamanda ağıt, neredeyse bütün toplumlarda acının müzikal ve özlü sözlerle dışavurumunu belirten genel bir ifadedir. İnilti ve haykırışlarla başlayan ağıtların sözcüklere yansıması hem halk edebiyatının hem de etnomüzikolojinin ilk türü olarak ilkçağlardan bu yana görülmektedir. Ağıtların sıradan olmayan bir acı sonrası yakıldığı ve bu acının sevilen kişi/kişilerin kaybı nedeniyle olduğu görülmektedir. Bu tür bir acı, sevenlerinde derin bir üzüntü yaratmakta, bu yokoluşla başedebilmek için yakınları gerekli savunma mekanizmalarına sıklıkla başvurmaktadır. Temelinde korku ve suçluluk duygusunun olduğu bu yakarışlarda, hem bireysel hem de kolektif sağaltımın kültürel ve kimliksel ritüeller aracılığıyla gerçekleştiği bilinmektedir. Çalışma,Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki Ağıtları, Etnomüzikoloji Bağlamında Psikanalitik Bir Yaklaşımla değerlendirmeyi amaç edinmiştir. Anadolu ağıt kültürü kapsamında yapılan çalışmaların eksiklikleri tarafımızca görülmüş, bu eksikliklerin güncellenmesi gerektiği tespit edilmiştir. Çalışmada, etnomüzikolojik yaklaşımın katılımlı ve yerinde gözlem teknikleri kullanılmıştır. Ağıtların kişisel tarih ile bağlantısıyla birlikte, sözlü tarih açısından önemi değerlendirilmiş ve psikanalitik kuram çerçevesinde yorumlanmıştır. Derlenen ağıtlarda, etnomüzikal ses işaretleri bağlamında karakteristik bir yapının ortaya çıktığı görülmüştür. Notaya alınıp analiz edilen ağıtların dünya müzikolojisi kapsamında değerlendirilebilecek titizlikte incelenmesinin alana önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Psikanalitik olarak ağıtlar, ego savunma mekanizmaları yaklaşımıyla incelenmiştir. Korku ve suçluluk duygusu etrafında inkâr, yer-yön değiştirme, karşıt tepki verme, ödünleme, yüceltme gibi temel savunma mekanizmalarının, hem inançsal korunmada hem de ego savunmasında çok sık kullanıldığı görülmüştür. Elde edilen veriler, ağıt sözleri ve ağıtçının davranışına yansıyan yönlerinden tespit edilerek uzman danışmanlığında yorumlanmıştır. Sonuç olarak denilebilir ki disiplinlerarası çalışmaya uygun görülen ağıt yakımları, farklı açılardan değerlendirilmeye müsait bir yapı arz etmekte ve kültürün derinlemesine incelenmesi, kadın folkloruna katkı sağlayabilmektedir. Kültürün sürekliliğine katkıda bulunan ağıtçı kadınların bu yaratımları, ekofeminist ve ekomüzikolojik çalışmalar için uygun yaklaşımlar olduğu açığa çıkmıştır. Bu alanda derinliğine yapılacak çalışmalarla daha yapıcı/üretici malzemelerin de farkına varılacağı tarafımızca öngörülmektedir.tr_TR
dc.contributor.departmentTürk Halkbilimitr_TR
dc.embargo.lift2022-12-05T07:55:20Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster