dc.contributor.advisor | Tepe, Harun | |
dc.contributor.author | Yıldız, Elif | |
dc.date.accessioned | 2021-09-07T07:07:32Z | |
dc.date.issued | 2021 | |
dc.date.submitted | 2021-06-24 | |
dc.identifier.citation | YILDIZ, Elif. “Türkiye'de Yaşayan Sığınmacıların Üçüncü Ülke Bekleme Sürecinde Yaşadıkları Sorunların "İnsan Hakları" Açısından Analizi- Van İli Örneği, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2021. | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/25315 | |
dc.description.abstract | When people's lives have been in danger since the beginning of history, they have migrated to seek shelter elsewhere to escape this danger and protect their lives.
In this respect, migration brings with it a process in which the physical space of the person changes, but also experiences or has to experience many changes, sometimes leading to traumatic results. Violation of the rights that people have from birth, the usurpation of the rights necessary for a person to continue his life as an honorable individual, or various violations of rights force people to leave their places, thus making them subjects of migration. This process, which can start with internal migration, sometimes manifests itself as external migration, leading to the emergence of concepts such as asylum seeker and refugee in the international literature.
Although the rights of asylum seekers and refugees are tried to be protected with international law, international conventions and some documents, it can be said that people who have to migrate do not have equal rights with the citizens, and they frequently encounter rights violations. In this respect, asylum seekers and refugees who can go to the country of asylum and finally to the countries they want to become citizens through different ways may be deprived of state protection or have to struggle with different problems. In this context, the legal legislation of the state of asylum and the nature and practices of the international agreements to which the said state is a party are important.
In this respect, Turkey, which is a party to the 1951 Geneva Convention on the Legal Status of Refugees by placing a geographical restriction, does not accept refugees from its east. With the Law on Foreigners and International Protection enacted in 2013, along with various regulations and circulars, the refugee law has been regulated by legal regulations. With its current state, Turkey grants international protection status to asylum seekers from outside Syria, but does not pave the way for citizenship. This is one of the factors that cause asylum seekers coming to Turkey to turn to a third country. In this respect, Van, which is one of the important transit routes for non-syrian refugees, hosts refugees from different countries, including Iran, Afghanistan and Iraq.
Asylum seekers who are subject to International Protection face different problems while they wait to be resettled in a third country, and the prolongation of the waiting period for different reasons brings along a new and challenging process for asylum seekers. In this thesis, the problems experienced by the Iranian, Afghan and Iraqi nationals under international protection residing in Van during the third country resettlement process are determined and discussed in terms of human rights. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | Göç | tr_TR |
dc.subject | Uluslararası göç | tr_TR |
dc.subject | Mülteci | tr_TR |
dc.subject | Sığınmacı | tr_TR |
dc.subject | İnsan hakları | tr_TR |
dc.subject.lcsh | Felsefe (Genel) | tr_TR |
dc.title | Türkiye'de Yaşayan Sığınmacıların Üçüncü Ülke Bekleme Sürecinde Yaşadıkları Sorunların "İnsan Hakları" Açısından Analizi- Van İli Örneği | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | İnsanlar, tarihin başlangıcından bu yana hayatları tehlike altına girdiğinde, bu tehlikeden kaçmak ve hayatlarını korumak için göç ederek başka bir yerde sığınak arayışına girmişlerdir. Bu bakımdan göç, kişinin fiziksel alanının değiştiği, bununla birlikte pek çok değişim yaşadığı ya da yaşamak zorunda kaldığı, bazen de travmatik sonuçlar doğuran bir süreci de beraberinde getirmektedir. İnsanların doğuştan sahip olduğu hakların ihlal edilmesi, insanın yaşamını onurlu bir birey olarak sürdürebilmesi için gerekli olan hakların gasp edilmesi ya da çeşitli hak ihlallerinin yaşanması insanları bulundukları yerleri terk etmeye zorlamakta, dolayısıyla göçün özneleri haline getirmektedir. İç göçle başlayabilecek bu süreç kimi zaman dış göç olarak da kendini göstermekte, uluslararası literatürde geçen sığınmacı, mülteci gibi kavramların ortaya çıkmasına yol açmaktadır.
Uluslararası hukuk, uluslararası sözleşmeler ve birtakım belgelerle sığınmacı ve mültecilerin hakları korunmaya çalışılsa da göç etmek zorunda kalan insanların sığınmacı, mülteci olarak göç ettikleri ülke vatandaşlarıyla eşit haklara sahip olmadıkları ve sıkça hak ihlalleriyle karşılaştıkları söylenebilir. Bu bakımdan farklı yollardan sığınma ülkesine ve nihai olarak vatandaş olmak istedikleri ülkelere gidebilen sığınmacı ve mülteciler devlet korumasından yoksun kalabilmekte ya da farklı sorunlarla mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar. Sığındıkları devletin yasal mevzuatı ve söz konusu devletin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin niteliği ve uygulamaları bu bağlamda önem arz etmektedir.
Bu bakımdan, Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 1951 Cenevre Sözleşmesine coğrafi kısıtlama koymak suretiyle taraf olan Türkiye, kendi doğusundan mülteci kabul etmemektedir. Çeşitli yönetmelik ve genelgelerle birlikte 2013 yılında çıkarılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile mülteci hukukunu yasal mevzuatlarla düzenlemiştir. Türkiye bu haliyle Suriye dışından gelen sığınmacılara uluslararası koruma statüsü tanımakla birlikte vatandaşlık yolunu açmamaktadır. Bu da Türkiye’ye gelen sığınmacıların üçüncü bir ülkeye yönelmelerine neden olan faktörlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu açıdan Suriyeli olmayan sığınmacıların önemli geçiş güzergâhlarından biri olan Van, İran, Afganistan ve Irak olmak üzere farklı ülkelerden sığınmacılara ev sahipliği yapmaktadır.
Uluslararası Korumaya tabii olan sığınmacılar üçüncü bir ülkeye yeniden yerleştirilmeyi bekledikleri süre içerisinde farklı sorunlarla karşılaşmakta ve bekleme sürecinin farklı nedenlerle uzaması sığınmacılar açısından yeni ve zorlu bir süreci beraberinde getirmektedir. Bu tez çalışmasında Van’da ikamet eden uluslararası koruma kapsamındaki İran, Afganistan ve Irak uyruklu sığınmacıların üçüncü ülke yerleştirme sürecinde yaşadıkları sorunlar saptanarak insan hakları açısından ele alınmaktadır. | tr_TR |
dc.contributor.department | Felsefe | tr_TR |
dc.embargo.terms | Açık erişim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2021-09-09T07:07:33Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |
dc.subtype | project | tr_TR |