Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorSayınalp, Nilgüntr_TR
dc.contributor.authorAlayvaz Aslan, Nevintr_TR
dc.date.accessioned2015-10-14T10:03:35Z
dc.date.available2015-10-14T10:03:35Z
dc.date.issued2013tr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/921
dc.description.abstractChronic lymphocytic leukemia (CLL) is a disease with a wide range of clinic spectrum and outcome, and it is seen frequently in elderly population. It is important to determine the prognostic factors that affect the survival, and based on these prognostic factors we can detect high-risk patients. In recent years new treatment modalities improve the survival in patients with CLL. But there are few studies about prognosis and treatment of CLL in our country. In our study, we aimed to determine the prognostic factors and their effect on survival; to investigate the response of different treatment modalities and their impact on survival in CLL. Between January 2000 and June 2013, we analyzed the 245 patients diagnosed as CLL according to criteria of International Workshop on CLL (IWCLL). Clinical characteristics of patients, the pattern of bone marrow involvement, serum lactat dehydrogenase-LDH and ß2microglobulin levels, the findings of flow cytometry and flourescence in situ hybridization (FISH) (del17p, del11q), different treatment regimens, the response to treatment regimens acoording to IWCLL 2008 criteria, treatment-related and disease-related complications were analyzed. Based on prognostic factors we performed treatment free survival (TFS) and overall survival (OS) analysis. In addition to these we also analyzed response rates to treatment protocol, time to next treatment (TTNT1 and TTNT2) and OS after the treatment. We evaluated 245 patients whose median age was 62, male/female ratio was 1,6. The percentage of Rai stage III/IV was 21,7%. As a result; the presence of B symptoms, Rai stage II and more, Binet stage B and C disease, diffuse infiltration of bone marrow by lymphocytes, number of lymphadenopathy region 3 and more, eleveted LDH and ß2microglobulin level and CD (cluster of differantiation) 38 level above the 20%; reduce both TFS and OS (p<0,05) and indicate poor prognosis. Additionaly advanced age (age over 65), poor performance status (performans score 2 and more) and presence of del17p shorten the OS (p<0,05) and indicate poor prognosis, but they had no statistically significant influence on TFS. In mutivariate analyzis; we detected that advanced age independently associated with short OS, and high Rai stage independently associated with short TFS (p<0,05 for both). As initial treatment, highest ORR being 93,5% was obtained with fludarabine-cyclophosphamiderituximab (FCR), but no statistically significant difference was detected between treatment regimens. After FCR regimen none of the responders required second therapy. With FCR TTNT1=88,13 months (equal to OS); with fludarabinecyclophosphamide (FC) TTNT1= 45,7 months; with fludarabine TTNT1=37,7 months; with chlorambucil TTNT1=35 months were detected. There was a statistically significant difference between treatmen regimens acoording to TTNT1 (p=0,011) but no difference was detected according to OS (p=0,096). Grade 3-4 neutropenia was mostly seen with FCR as 71,4%, and major infections (pneumonia, sepsis, febrile neutropenia) were mostly (42,3%) seen with cyclophosphamide-vincristine-(adriamisin)-prednisolone (COP-CHOP) regimen. Number of relapsrefractory patients was insufficent and there were lots of different treatment protocols; so we couldn?t detect a statistically significant difference on survival and response rates between treatment regimens in second step. As a result; it is essential to determine poor prognostic factors to identify high-risk patients at the time of diagnosis and before treatment planning in CLL. We can obtain an increased response rate and improved treatment free survival with using FCR regimen as an initial treatment with an antimicrobial prophylaxis, in patients who have good performance status.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.subjectChronic lymphocytic leukemiatr_TR
dc.titleKronik Lenfositik Lösemili Hastaların Prognostik Özellikleri ve Tedaviye Yanıtlarının Retrospektif Olarak Değerlendirilmesitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesisen
dc.callno2013/711tr_TR
dc.contributor.departmentoldİç Hastalıkları Ana Bilim Dalıtr_TR
dc.description.ozetKronik lenfositik lösemi (KLL) klinik spektrumu ve seyri çok değişken olan ve ileri yaş populasyonda daha sık görülen bir hastalıktır. Hastaların sağkalımını etkileyen prognostik faktörlerin belirlenmesi, prognostik faktörlere göre yüksek riskli hastaların saptanması ve yeni tedavi rejimlerinin uygulanması ile KLL?de sağkalımda artış elde edilmiştir. Ancak ülkemizde bu konuyla ilgili yapılmış yeterli sayıda çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızın amacı KLL?li hastalarda prognostik faktörleri belirlemek ve uygulanan tedavi rejimlerinin yanıt oranlarını ve sağkalım üzerine etkilerini incelemektir. Bu amaçla Ocak 2000 ? Haziran 2013 tarihleri arasında Uluslararası KLL Çalışma Grubu (IWCLL) tarafından tanımlanmış kriterlere göre KLL tanısı alan 245 hastanın tanı anındaki klinik özellikleri, kemik iliği tutulum paterni, laktat dehidrogenaz-LDH- ve ß2 (beta2) mikroglobulin düzeyleri, akım sitometri bulguları, floresan insitu hibridizasyon (FİSH) bulguları (del17p ve del13q), uygulanan tedavi rejimleri, IWCLL 2008 kriterlerine göre tedaviye yanıt durumu, tedaviye bağlı ve hastalığa bağlı gelişen komplikasyonlar incelendi. Prognozu etkileyen faktörlere göre tedavisiz sağkalım (TFS) ve total sağkalım (OS), tedavi protokollerine göre yanıt oranları, bir sonraki tedaviye kadar geçen süre (TTNT1 ve TTNT2) ve tedavi sonrası OS analizi yapıldı. Ortanca yaşı 62, erkek/kadın oranı 1.6 ve %21,7?si Rai evre III/IV olan 245 hastanın değerlendirilmesinde; başlangıç B semptomu varlığı, Rai evresinin II ve üzerinde olması, Binet evre B ve C hastalık, kemik iliğinin lenfositlerce diffüz infiltrasyonu, hepatomegali ve splenomegali varlığı, lenfadenopati (LAP) bölge sayısının 3 ve üzerinde olması, LDH ve ß2 mikroglobulin düzeylerinin normalin üstünde olması ve CD38?in (cluster of differantiation) %20?den fazla olmasının hem TFS hem de OS?ı kısalttığı ve kötü prognostik faktörler olduğu görüldü (p<0,05). Ek olarak ileri yaş (65 yaş üzeri), performans skorunun 2 ve üzerinde olması ve del17p pozitifliğinin OS?ı kısalttığı (p<0,05) ve kötü prognozu gösterdiği, ancak TFS?de istatistiksel olarak anlamlı bir fark oluşturmadığı saptandı. Multivariate analizde ise ileri yaşın OS?ı etkileyen bağımsız bir kötü prognostik faktör olduğu, Rai evresi yüksekliğinin ise TFS?ı etkileyen bağımsız bir risk faktörü olduğu görüldü (p<0,05). İlk basamak tedavide kullanılan ajanlardan en iyi cevap oranının fludarabin-siklofosfamidrituximab (FCR) ile %93,5 olduğu görüldü, ancak tedavi protokolleri arasında cevap oranları açısından istatisitksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). FCR rejimine cevap alınan hastaların hiçbirinin ikinci bir tedaviye ihtiyaç duymadığı görüldü, FCR ile TTNT1=88,13 ay (OS ile eşit) olarak saptanırken; fludarabin-siklofosfamid (FC) ile TTNT1= 45,7 ay; fludarabin monoterapi ile TTNT1=37,7 ay; Klorambusil ile TTNT1=35ay olarak saptandı. TTNT1 açısından tedaviler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark oluşurken p=0,011), OS açısından istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmedi (p=0,096). Hastalarda gelişen 3-4.derece nötropeni en sık FCR alan hastalarda %71,4 oranında görülürken, major enfeksiyonlar (pnömoni, sepsis, hospitalizasyon gerektiren nötropenik ateş) en sık (%42,8) siklofosfamid-vinkristin-(adriamisin)-prednisolon (COP-CHOP) alan hastalarda görüldü. Relaps-refrakter hastalarda verilen ikinci basamak tedavilerde kullanılan rejimlerin fazla olması ancak hasta sayısının az olması nedeniyle tedavi protokollerine göre yanıt oranları, OS ve TTNT2?de istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. KLL?de tanı anında ve tedaviyi planlama aşamasında kötü prognostik özelliklerin belirlenerek yüksek riskli hastaların saptanması önemlidir. FCR rejiminin performans durumu iyi olan uygun hastalarda ve antimikrobiyal profilaksi ile ilk basamakta uygulanması yanıt oranları artırmakta ve daha uzun tedavisiz sağkalım elde edilmektedir.tr_TR
dc.subtypemedicineThesis


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster