Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorGüzel, Cemal
dc.contributor.authorDemir, Hasan
dc.date.accessioned2019-07-24T07:12:36Z
dc.date.issued2019-07-22
dc.date.submitted2019-06-24
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/7984
dc.description.abstractThe subject of the stud is the breaking suffered by the idea and practise of citizenship in homogenous structures such as nation states, and idea and practise that has been deemed as a tool of privilege and existence throughout history. In ancient Greece, the concepts of state and citizenship have been discussed more as an object of ideal area while in Roman Empire this has been taken to a different dimension and revealed itself as a legal status that determines tangible relations and is guided and supervised by certain laws. Both of these cultures had significant effects in terms of both theoretical and practical terms, on European city states that re-appeared after a long period including medieval times and on the concept of citizenship, which has become being discussed again following the re-appearance of city states. Based on this background, the concept of citizenship has changed its original form through the modern ideology and became reshaped, and after the impact of the French revolution, it has taken its current form.In this sense,the thoughts of nation, nationalism and republic that have appeared through the re-processing of historical heritage have been mixed once the citizen-state relation has become more visible within the frame of bureaucracy, leading to a brand-new understanding of citizen and state. This is the actual breaking point, on which the subject of this thesis has been constructed. Any man who stops being a subject and becomes a citizen, is now the most important piece of the nation and has earned a historic status as the basis of legitimacy. This newly gained status of citizenship now has different meanings on a different plane. At this exact point, nation states sign a contract with every single individual that make up the community, giving him/her equality on the same plane with others and the political associations based on equality in terms of law have played an important role on the construction of this new type of citizen. However, unitary structures such as nation states have shaped citizenship as a singular, pure and refined subject and turned each single individual into a citizen and placed him/her within the political structure and at the same it has used nation and citizen as a tool to suppress regionals culture and variety. This citizen has become an instrument to turn people into a singular, same and homogenized individual in a compulsory manner, much different than the former type of citizen. As a result of such a breakage, and being the founding element of newly-appearing nation states, citizen has been placed at the centreof nation and an imaginary association where the thought of nation merges with national identity.tr_TR
dc.description.tableofcontentsKABUL VE ONAY…………………………………………………………………..i YAYINLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI ……………...….ii ETİK BEYAN.……………………………………………………………..………iii TEŞEKKÜR………….………..………………...………………………….………iv ÖZET…………………...………………………………………………...………….v ABSTRACT………………………………………..………………..………...……vii İÇİNDEKİLER…………………...………..…………………………..…….…..…ix GİRİŞ………………………………………...………………………………………1 1. BÖLÜM: YURTTAŞLIK DÜŞÜNCESİNİN TARİHSEL PRATİKLERİ….12 1.1. ANTİK YUNAN VE ROMA İMPARATORLUĞU…………….…….....12 1.2. SİYASETİN YENİ PRATİĞİ: ORTAÇAĞDA HIRİSTİYANLIĞIN YÜKSELİŞİ, PAPA VE KRALIN SAVAŞI……………………………..……26 1.3. UHREVİ OLANDAN SIYRILAN SİYASETİN YENİ DEVLET TEORİSİ………………………………………………………………………...34 1.4. İLK DÖNEM ORTAÇAĞ KENT DEVLETLERİ, HALK VE ÖZGÜRLÜK…………………………………………………………………....36 1.5. KENT DEVLETLERİNİN YÜKSELİŞİ……………………….….……..42 2. BÖLÜM: TEBAADAN ULUSAL YURTTAŞA………….…….………….….48 2.1. FRANSIZ DEVRİMİ ÖZELİNDE DÜŞÜNCE DÜNYASININ ÖZNESİNE DÖNÜŞEN HALK YA DA TİERS ÉTAT………………………48 2.2. DÜŞÜNCE DÜNYASININ ÖZNESİ OLARAK TİERS ÉTAT’NIN DEVRİM PRATİĞİ…………………………………………………………….51 2.3. İTİBARSIZ BALDIRI ÇIPLAKLIKTAN VE KÖYLÜLÜKTEN YURTTAŞLIĞA………………………………………………………………..59 2.4. DEVRİMLER SONRASI MİLLET ULUS DÜŞÜNCESİ: İNSAN TOPLULUKLARINDAN MİLLETE………………………………...……….65 2.5. MUTLAK EGEMEN OLARAK ULUS: MÜLK YURTTAŞINDAN ULUSUN YURTTAŞINA..................................................................................68 2.6. ULUSUN BİR PARÇASINA DÖNÜŞEN ZORUNLU YURTTAŞ……..70 2.7. ULUS DEVLETİN POTASINDA ERİYEN HOMOJEN YURTTAŞ….73 2.8. EDİLGEN UYRUKTAN FAAL YURTTAŞA: KAMUOYU VE DEVLET...............................................................................................................78 3.. BÖLÜM: ULUS DEVLET VE ONUNHOMOJEN YURTTAŞI………...……82 3.1. YENİ DEVLET, YENİ YURTTAŞ…………………………...…………..82 3.2. MODERN YURTTAŞIN PARADOKSU……………………………...…86 3.3. HOMOJEN YURTTAŞTAN MİLLİYETÇİ YURTTAŞA…………...…89 3.4. ULUSUN İNŞASINDA MİLLET VE MİLLİYETÇİLİKLER………....92 3.5. MODERNİZMİN ÜRÜNÜ OLARAK ULUS VE DEVLET.…………...99 3.6. TÜRDEŞLEŞEN HALK: ULUSA ÜYELİK VE DİL BİRLİĞİ………104 3.7. HOMOJEN ULUS DEVLET TASAVVURU VE ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK……………………………………………………………..111 3.8. HETEROJEN TEBAADAN HOMOJEN ULUSA: ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK SORUNU…..……………………………………………..115 3.9. KİMLİKLERİ DIŞLAYAN EVRENSEL YURTTAŞLIKTAN KENDİNİ YÖNETME HAKKINA………………………………………………………119 SONUÇ……………………………………………………………………….……124 KAYNAKÇA………………………………………………………………...……135 EK 1: TEZ ÇALIMASI ORİJİNALLİK RAPORU……………………………142 EK 2: ETİK KURUL İZİN FORMU……………………………………………143tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectUlustr_TR
dc.subjectDevlet
dc.subjectYurttaşlık
dc.subjectMilliyetçilik
dc.subjectDemokrasi
dc.subjectKimlik
dc.subjectÇoğulculuk
dc.subject.lcshLoctr_TR
dc.titleYurttaşlık Düşüncesi Bağlamında Ulus Devlet ve Sorunlarıtr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetAraştırmanın konusu tarihsel geçmişine bakıldığında hemen her zaman bir imtiyaz ve var olma aracı olarak düşünülmüş olan yurttaşlık düşüncesinin ve pratiğinin ulus devletler gibi homojen yapılarda uğradığı kırılmadır. Antik Yunan’da devlet ve yurttaşlık kavramı daha çok ideal alanın bir nesnesi olarak tartışılmışken, Roma İmparatorluğu’nda bu durum farklı bir boyuta taşınarak somut ilişkilerin belirlediği, belirli yasaların rehberliği ve gözetiminde hukuki bir statü kendisini ortaya koymuştur. Her iki kültürün, hem düşünsel hem de pratik anlamda, -Ortaçağ’ı da kapsayan ve uzun süren bir sessizlikten sonra- tekrardan ortaya çıkan Avrupa kent devletleri ve buna bağlı olarak yeniden tartışılmaya başlanan yurttaşlık düşüncesine olan etkileri oldukça önemlidir. Bütün bu geçmişe bağlı olarak, modern düşünce ile birlikte tarihinden farklılaşarak yeniden şekillenmeye başlayan yurttaşlık düşüncesi, bugün hala etkisinde olduğu Fransız Devrimi özelinde büsbütün başka bir konuma yerleşmiştir. Bu bağlamda tarihsel mirasın yeniden işlenmesiyle ortaya çıkan millet, milliyetçilik ve cumhuriyet düşüncesi, yurttaş ve devlet ilişkisinin bürokrasi çerçevesinde giderek belirginleşmesi ile de harmanlanarak yepyeni bir yurttaş ve devlet anlayışı ortaya koymuştur. Tezin konusunun da üzerine inşa edildiği asıl kırılma noktası burasıdır. Tebaa olmaktan çıkan her tek insan artık yurttaş olarak ulusun en önemli parçası ve meşruiyetin dayanağı olarak tarihsel bir konum elde etmiştir. Söz konusu olan bu yeni yurttaş, artık başka bir düzlemde başka anlamlara gelmektedir. Tam da bu noktada ulus devletler, bir sözleşme ile toplumu oluşturan her tek bireye diğeri ile aynı düzlemde eşitlik sağlayan, aynı zamanda hukuk veya yasalar karşısında eşitliği temel alan politik birliktelikler olarak bu yeni yurttaşın inşasında önemli bir rol oynamıştır. Ancak ulus devletler gibi üniter yapılar içerisinde yurttaşlık, tekil, saf ve rafine bir özne olarak şekillenip her tek bireyi yurttaşa dönüştürerek siyasal yapı içerisinde bir yerde konumlandırırken diğer taraftan güçlü bir birleşme adına ulus ve onu oluşturan yurttaşı bölgesel kültür ve iç çeşitliliğin bastırılmasının bir aracı olarak kullanmıştır. Bu yurttaş, artık tarihsel geçmişinde olduğu gibi imtiyaz sahibi yurttaştan farklı olarak ulus devletin inşasında hemen herkesin zorunlu olarak elde ettiği biçimsel yurttaş olarak tekleşme, aynılaşma ve homojenize etmenin enstrümanına dönüşmüştür. Bu türden bir kırılmanın sonucu olarak, inşa sürecindeki ulus devletlerin kurucu unsuru olarak yurttaş, homojen bir birliktelik tasavvuru olarak ulus düşüncesinin ulusal kimlikle bütünleştiği hayali birlikteliğin temel unsuru olarak merkeze yerleşmiş ya da öyle olduğu iddia edilmiştir.tr_TR
dc.contributor.departmentFelsefetr_TR
dc.embargo.terms2 yiltr_TR
dc.embargo.lift2021-07-25T07:12:36Z


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster