dc.contributor.advisor | Köksal, Deniz | |
dc.contributor.advisor | Kumbasar, Ulaş | |
dc.contributor.author | Ismayilova, Ulkar | |
dc.date.accessioned | 2024-12-18T11:40:23Z | |
dc.date.issued | 2024-10-10 | |
dc.date.submitted | 2024-10-10 | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11655/36282 | |
dc.description.abstract | The widespread use of
computed tomography (CT) has led to a rise in detected subsolid nodules, yet there is
no consensus on follow-up or treatment criteria. This study examines the clinical,
radiological, metabolic, and pathological characteristics of these nodules and their
interrelationships. The study includes 92 subsolid nodules from 86 patients who
underwent surgery at our center, detected on thoracic CT between 2012 and 2022.
Patient clinical data were retrospectively obtained from the hospital database, and CT,
positron emission tomography (PET)/CT images, and tissue sections were reevaluated
by the respective departments. The patients had a mean age of 61±10 years,
with 53.5% female, 73.5% having a smoking history, and 47% a history of malignancy.
All nodules were incidentally detected; half were excised immediately, while the
others were removed after a follow-up of ≥3 months (median: 29.6, range: 4-134.4
months). Percutaneous biopsy was performed on 43 nodules (46.7%), with a
sensitivity of 95.3% and a 2.3% major complication rate. Preoperative CT scans
showed that 27 nodules were pure ground-glass, 61 were part-solid, and 4 were solid
(having become solid during follow-up). Postoperative pathological diagnoses
included 1 atypical adenomatous hyperplasia (AAH), 2 adenocarcinoma in situ (AIS),
26 minimally invasive adenocarcinoma (MIA), 51 invasive adenocarcinoma (IA), 1
squamous cell carcinoma, 3 metastases, and 8 benign lesions. Part-solid nodules
showed more frequent air bronchograms, vascular and bronchial signs, and pleural
retraction within the nodule structure compared to pure ground-glass nodules, and IA
was diagnosed more frequently in part-solid nodules (64% versus 37%; p=0.019).
Among pure ground-glass nodules, a coronal long diameter greater than 12 mm could
differentiate IA from AAH/AIS/MIA/benign pathologies with 70% sensitivity and
81.3% specificity. In part-solid nodules, a long diameter of the solid component of 7
mm or greater allowed for a similar distinction with 71.8% sensitivity and 66.7%
specificity. The presence of both pleural contact and retraction on CT indicated
visceral pleural invasion with 66.7% sensitivity and 78.9% specificity. Pathological
analysis showed a negative correlation between the lepidic pattern and the coronal long
diameter in pure ground-glass nodules, and with the solid component diameter in partsolid
nodules. Furthermore, irregular shape of the nodule, presence of air bubbles or
cysts within the nodule, vascular signs, pleural retraction, high Brock score, and
increased metabolic uptake values on PET/CT were associated with the invasive nature
of the nodule. In conclusion, the preoperative radiological and metabolic
characteristics of subsolid nodules correlate with their postoperative pathological
features. These findings are valuable in guiding long-term follow-up and treatment
decisions for subsolid nodules. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Tıp Fakültesi | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/closedAccess | tr_TR |
dc.subject | Subsolid nodül, saf buzlu cam, kısmi solid | tr_TR |
dc.subject.lcsh | Sözlükler ve diğer danışma kaynakları | tr_TR |
dc.title | Subsolid Pulmoner Nodüllerin Klinik, Radyolojik, Metabolik ve Patolojik Özelliklerinin Değerlendirilmesi | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/doctoralThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Bilgisayarlı tomografi (BT)
kullanımının yaygınlaşmasıyla son yıllarda insidansında artış gözlenen subsolid
nodüllerin takip süreleri ve hangi nodüllere yönelik tanısal veya tedavi yaklaşımlarının
uygulanacağı konusunda literatürde net bir fikir birliği yoktur. Bu çalışmanın amacı,
subsolid nodüllerin kapsamlı klinik, radyolojik, metabolik ve patolojik özelliklerini
ortaya koyarak, aralarındaki ilişkileri incelemektir. Çalışmaya, 2012-2022 yılları
arasında toraks BT’te subsolid nodül saptanan, merkezimizde cerrahi yapılan 86
hastaya ait 92 subsolid nodül dahil edilmiştir. Hastaların klinik verileri, hastane veri
tabanından retrospektif olarak elde edilirken, BT, pozitron emisyon tomografisi
(PET)/BT görüntüleri ve doku kesitleri, ilgili bölümler tarafından yeniden
değerlendirilmiştir. Hastaların (%53,5 kadın) ortalama yaşı 61±10 yıl olup %73,5’inde
sigara kullanımı, %47’sinde malignite öyküsü mevcuttu. Nodüllerin tamamı tesadüfi
saptanmış, yarısı ilk tespit edildikten hemen sonra, diğer yarısı ise ≥3 ay (medyan:
29,6, aralık: 4-134,4 ay) takip sonrası çıkarılmıştı. Rezeksiyon öncesinde 43 nodüle
(%46,7) perkütan biyopsi yapılmış, duyarlılık %95,3, majör komplikasyon oranı ise
%2,3 bulunmuştur. Preoperatif BT’lerde nodüllerin 27’si saf buzlu cam, 61’i kısmi
solid ve 4’ü solid (izlemde solid hale gelmiş) yapıdaydı. Postoperatif patolojik tanıları;
1 atipik adenomatöz hiperplazi (AAH), 2 adenokarsinoma insitu (AİS), 26 minimal
invaziv adenokarsinom (MİA), 51 invaziv adenokarsinom (İA), 1 skuamöz hücreli
karsinom, 3 metastaz, 8 benign lezyondu. Kısmi solid nodüllerde, saf buzlu cam
nodüllere kıyasla nodül içyapısında hava bronkogramı, vasküler ve bronşiyal işaretler
ile plevral çekinti daha yaygın olarak gözlenmiş olup daha yüksek oranda İA tanısı
konulmuştur (%64`e karşı %37; p=0,019). Saf buzlu cam nodüllerde koronal uzun
çapın 12 mm’nin üzerinde olması İA’yı %70 duyarlılık ve %81,3 özgüllükle
AAH/AİS/MİA/benign patolojilerden ayırt edebilmiştir. Kismi solid nodüllerde ise
solid kısmın uzun çapının 7 mm ve üzerinde olması %71,8 duyarlılık ve %66,7
özgüllükle benzer kararı vermeyi sağlamıştır. BT'de plevral temas ve çekintinin
birlikte olması visseral plevra invazyonunu %66,7 duyarlılık, %78,9 özgüllükle
tanımıştır. Patolojik incelemede, lepidik patern oranı saf buzlu cam nodüllerde koronal
uzun çap ile; kısmi solid nodüllerde ise solid kısım çapı ile negatif korelasyon
göstermiştir. Ayrıca, nodülün irregüler şekli, nodül içyapısında hava kabarcığı veya
kist varlığı, vasküler işaret, plevral çekinti, yüksek Brock skoru ve PET/BT’de artmış
metabolik tutulum değerleri, nodülün invaziv karakteriyle ilişkili bulunmuştur. Sonuç
olarak, subsolid nodüllerin preoperatif radyolojik ve metabolik özellikleri postoperatif
patolojik özelliklerle korelasyon göstermektedir. Bu bulgular, subsolid nodüllerin
uzun dönem takibinde ve tedavi kararı vermede yol göstericidir | tr_TR |
dc.contributor.department | Göğüs Hastalıkları | tr_TR |
dc.embargo.terms | 2 yil | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2026-12-20T11:40:24Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |
dc.subtype | medicineThesis | tr_TR |