dc.description.abstract | Ventricular tachycardia (VT), seen in patients with non-ischemic cardiomyopathy (NICMP), is generally resistant to medical therapy and carries a high risk of implantable cardioverter defibrillator (ICD) therapy and mortality. In recent years, catheter ablation has become an increasingly preferred and proven effective treatment method for this patient group. In our study, we evaluated the acute procedural success and long-term VT recurrence rates of catheter ablation performed with 3D mapping systems, and examined the clinical and electrophysiological factors affecting these endpoints. A total of 128 patients who underwent catheter ablation due to VT resistant to medical therapy were included in the study [90 (70.3%) males, mean age 49±16]. Of the patients, 62.5% had dilated cardiomyopathy, 28.1% had arrhythmogenic cardiomyopathy, and 9.4% had hypertrophic cardiomyopathy. Voltage mapping was performed in all patients, and 76.5% underwent epicardial mapping. Late potential mapping was performed in 97.7% of patients, and functional substrate mapping was conducted in 54.7%. The average number of mapped VTs was 1.5±0.9, and entrainment mapping was applied in 13.3% of cases. Post-ablation VT inducibility was observed in 3.1% of patients, and acute procedural success was determined to be 96.9%. A significant reduction in amiodarone use was observed after catheter ablation compared to pre-procedure levels (31.3% vs. 75.8%; p<0.001). The total complication rate was 14.8%, with intraprocedural complications occurring in 3.9% and post-procedural complications in 10.9% of cases. During a median follow-up of 31 months, VT recurrence was observed in 35.2% of patients, and 22.7% of patients died. When VT recurrence and death were evaluated together, the 12-month event-free survival rate was calculated as 71.3%, the 24-month event-free survival rate as 61.8%, and the 36-month event- free survival rate as 51.2%. Overall survival rates were 87.8% at 12 months, 81.1% at 24 months, and 75.4% at 36 months. VT recurrence rates by cardiomyopathy subtype were as follows: 33.3% in idiopathic cardiomyopathy, 36.1% in arrhythmogenic cardiomyopathy, 33.3% in hypertrophic cardiomyopathy, 0% in myocarditis-related cardiomyopathy, and 80% in valvular cardiomyopathy. In multivariate Cox regression analysis, post-ablation VT inducibility was identified as a significant risk factor for VT recurrence-free survival (HR: 11.159; p=0.003). In analyses related to overall survival, only ejection fraction was found to be a significant risk factor (HR: 0.910; p=0.004). Our study results demonstrate that with the use of high-resolution mapping systems, VT catheter ablation is associated with high success rates both in the early and long-term follow-up of symptomatic patients. | tr_TR |
dc.description.ozet | Noniskemik kardiyomiyopati (NIKMP) hastalarında görülen ventriküler taşikardi (VT), genellikle medikal tedaviye direnç gösterir ve artmış implante edilebilir kardiyoverter defibrilatör (ICD) terapisi ihtiyacı (ATP ve şok) ile birlikte yüksek mortalite riski taşır. Son yıllarda kateter ablasyonu, bu hasta grubunda giderek daha fazla tercih edilen ve etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemi haline gelmiştir. Çalışmamızda, 3 boyutlu haritalama sistemleri eşliğinde gerçekleştirilen kateter ablasyonunun akut işlem başarısı ve uzun dönemli takipte VT rekürrens oranları değerlendirilmiş, bu sonlanım noktalarını etkileyen klinik ve elektrofizyolojik faktörler incelenmiştir. Çalışmaya, medikal tedaviye dirençli VT nedeniyle kateter ablasyonu uygulanan 128 hasta dahil edilmiştir [90 (%70,3) erkek, ortalama yaş 49±16]. Hastaların %62,5'inde dilate kardiyomiyopati, %28,1'inde aritmojenik kardiyomiyopati ve %9,4'ünde hipertrofik kardiyomiyopati mevcuttu. Tüm hastalarda voltaj haritalama yapılmış olup, %76,5'ine epikardiyal haritalama uygulanmıştır. Geç potansiyel haritalama %97,7 oranında, fonksiyonel substrat haritalama ise %54,7 oranında gerçekleştirilmiştir. Ortalama haritalanan VT sayısı 1,5±0,9 olup, entrainment haritalama %13,3 uygulanmıştır. Ablasyon sonrası VT indüklenebilirliği %3,1 görülmüş, akut işlem başarısı %96,9 olarak belirlenmiştir. Kateter ablasyon tedavisi sonrasında işlem öncesine göre amiodaron kullanım oranında anlamlı düşüş saptanmıştır (%75,8’e karşın %31,3; p<0,001). Toplam komplikasyon oranı %14,8 olup, intraprosedürel komplikasyon %3,9, postprosedürel komplikasyon oranı ise %10,9 olarak bildirilmiştir. Ortanca 31 aylık takip süresince, hastaların %35,2'sinde VT rekürrensi ve %22,7'sinde ölüm meydana gelmiştir. VT nüksü ve ölüm birlikte değerlendirildiğinde, 12 aylık hastalıksız sağkalım oranı %71,3, 24 aylık hastalıksız sağkalım oranı %61,8, ve 36 aylık hastalıksız sağkalım oranı %51,2 olarak hesaplanmıştır. Genel sağkalım oranları ise sırasıyla 12. ayda %87,8, 24. ayda %81,1 ve 36. ayda %75,4 olarak bulunmuştur. Kardiyomiyopati alt tiplerine göre VT rekürrens oranları; idiyopatik KMP'de %33,3, aritmojenik KMP'de %36,1, hipertrofik KMP'de %33,3, miyokardit ilişkili KMP'de %0, valvüler KMP'de ise %80 olarak tespit edilmiştir. Çok değişkenli Cox regresyon analizinde, ablasyon sonrası VT indüklenebilirliği, VT nükssüz sağkalım üzerinde anlamlı bir risk faktörü olarak belirlenmiştir (HR: 11,159; p=0,003). Genel sağkalım açısından yapılan analizlerde ise yalnızca ejeksiyon fraksiyonunun anlamlı bir risk faktörü olduğu saptanmıştır (HR: 0,910; p=0,004). Çalışmamızın sonuçları, yüksek çözünürlüklü haritalama sistemlerinin kullanımı ile VT kateter ablasyonunun, semptomatik hastalarda hem erken hem de uzun dönem takipte yüksek başarı oranına sahip olduğunu göstermektedir. | tr_TR |