dc.contributor.advisor | Işıklı, Sedat | |
dc.contributor.author | Kahramanol, Bükre | |
dc.date.accessioned | 2024-12-03T07:27:32Z | |
dc.date.issued | 2024 | |
dc.date.submitted | 2024-11-01 | |
dc.identifier.citation | Kahramanol, B. (2024). Kişilik Özellikleri ve Depresyon Belirtileri Arasındaki İlişkide Duygu Düzenleme Esnekliğinin Aracı Rolünün İncelenmesi [Yayınlanmamış Doktora Tezi]. Hacettepe Üniversitesi. | tr_TR |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11655/36212 | |
dc.description.abstract | Difficulties in regulating emotions, which are noted to have significant functions for humans, are among the causes of many psychological disorders. An increasing number of studies demonstrate that the choice and effectiveness of emotion regulation strategies can vary significantly depending on individuals and situations, that emotion regulation flexibility is associated with good mental health, and that it can be considered adaptive. The aim of this study is to examine the effects of emotion regulation flexibility on the relationship between personality traits and depressive symptoms. In line with this aim, the current study consists of two stages. In the preliminary stage, adaptation studies were conducted for two scales developed to measure components of the Multicomponent Model of Regulation Flexibility, which serves as the basis for this study: the "Context Sensitivity Index," developed to measure Context Sensitivity, and the "Flexible Regulation of Emotional Expression Scale," developed to measure Strategy Repertoire. In this stage, a total of 436 individuals aged between 18–65 contributed to the research. When the psychometric properties of the two scales adapted into Turkish were examined, they were found to be valid and reliable measurement tools that can be used with the Turkish sample. In the main study, the mediating role of emotion regulation flexibility components in the relationship between personality traits and depressive symptoms was examined. At this stage, parallel mediation models were tested using data from a total of 319 participants aged between 19–65. It was found that the tested mediating roles of emotion regulation flexibility components in the relationship between personality traits and depressive symptom levels were not significant. However, the results showed that the inclusion of the components as mediating variables in the model slightly reduced the effect sizes of extraversion and conscientiousness personality traits on depression. Additionally, it was found that the components of emotion regulation flexibility had no role in the positive relationship between neuroticism and depression. While the Context Sensitivity component did not show significant relationships with personality traits and depression in mediation models, the Feedback Sensitivity component demonstrated the strongest relationship.
The present study is largely considered to have an exploratory approach, and the findings are regarded as preliminary. The obtained findings were discussed in the context of the existing literature. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | Duygu düzenleme esnekliği | tr_TR |
dc.subject | Kişilik özellikleri | tr_TR |
dc.subject | Depresyon belirtileri | tr_TR |
dc.subject | Bağlam duyarlılığı | tr_TR |
dc.subject | Strateji repertuarı | tr_TR |
dc.subject | Geribildirim duyarlılığı | tr_TR |
dc.subject.lcsh | Psikoloji | tr_TR |
dc.title | Kişilik Özellikleri ve Depresyon Belirtileri Arasındaki İlişkide Duygu Düzenleme Esnekliğinin Aracı Rolünün İncelenmesi | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/doctoralThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | İnsanlar için önemli işlevlere sahip olduğu belirtilen duyguların düzenlenmesiyle ilgili zorluklar pek çok psikolojik rahatsızlığın nedenleri arasında yer almaktadır. Giderek artan sayıda araştırma duygu düzenleme stratejilerinin seçiminin ve etkililiğinin kişilere ve durumlara göre önemli ölçüde çeşitlilik gösterebileceğini; duygu düzenleme esnekliğinin iyi bir ruhsal sağlıkla ilişkili olduğunu ve uyuma yönelik olarak kabul edilebileceğini göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, duygu düzenleme esnekliğinin kişilik özellikleri ile depresif belirtiler arasındaki ilişki üzerindeki etkilerini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda, mevcut tez çalışması iki aşamadan oluşmaktadır. Ön çalışma aşamasında, mevcut çalışmada temel alınan Düzenleme Esnekliğinin Çok Bileşenli Modeli'nin kapsadığı bileşenlerden Bağlam Duyarlılığını ölçmek için geliştirilmiş "Bağlam Duyarlılığı İndeksi" ve Strateji Repertuarını ölçmek için geliştirilmiş "Duygusal İfadenin Esnek Düzenlenmesi Ölçeği"nin Türkçeye uyarlama çalışması yürütülmüştür. Bu aşamada 18–65 yaş aralığında toplam 436 kişi araştırmaya katkı sağlamıştır. Türkçeye uyarlama çalışması gerçekleştirilen iki ölçeğin psikometrik özellikleri incelendiğinde, Türkiye örnekleminde kullanılabilecek geçerli ve güvenilir ölçüm araçları oldukları görülmektedir. Ana çalışmada ise kişilik özellikleri ile depresif belirtiler arasındaki ilişkide duygu düzenleme esnekliği bileşenlerinin aracı rolü incelenmiştir. Bu aşamada, 19–65 yaş aralığında toplam 319 katılımcının verisi kullanılarak paralel aracılık modelleri test edilmiştir. Duygu düzenleme esnekliği bileşenlerinin (bağlam duyarlılığı, strateji repertuarı, geribildirim duyarlılığı), kişilik özellikleri ile depresif belirti düzeyi arasındaki ilişkide, test edilen aracı rollerinin anlamlı olmadığı bulunmuştur. Bununla birlikte elde edilen sonuçlar, bileşenlerin modele aracı değişkenler olarak girmesiyle, dışadönüklük ve sorumluluk kişilik özelliklerinin depresyon üzerindeki etki büyüklüklerinin düşük düzeyde azaldığını göstermektedir. Ek olarak, duygu düzenleme esnekliği bileşenlerinin nevrotiklik ve depresyon arasındaki pozitif ilişkide herhangi bir rolünün olmadığı bulunmuştur. Bağlam Duyarlılığı bileşeni aracılık modellerinde kişilik özellikleri ve depresyon ile anlamlı ilişkiler göstermezken; Geribildirim Duyarlılığı bileşeni en iyi ilişkiyi göstermiştir.
Mevcut çalışmanın büyük ölçüde keşifsel bir yaklaşıma sahip olduğu ve elde edilen bulguların başlangıç bulguları olarak değerlendirilebileceği düşünülmektedir. Mevcut bulgular alanyazında yer alan çalışmalar ışığında tartışılmıştır. | tr_TR |
dc.contributor.department | Psikoloji | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2024-12-03T07:27:32Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |
dc.subtype | workingPaper | tr_TR |