dc.description.abstract | Kaya M.B., Evaluation of the Predictability of FI-LAB Frailty Scale's Baseline
Value and Change in Clinical Endpoints in Hospitalized Cancer Patients,
Hacettepe University Faculty of Medicine, Department of Internal Medicine,
Ankara, 2024.
A significant portion of cancer patients are over the age of 65. In this age group, decline
in organ and system functions that occur with aging, multimorbidity, socioeconomic
and psychological problems are important factors for frailty. The aim of this study is
to evaluate the effects of FI-LAB score on length of stay, need for intensive care, inhospital mortality, and post-discharge survival in hospitalized cancer patients. For this
purpose, hospitalized patients aged 65 and over with a diagnosis of cancer who were
admitted to the emergency service of our center between January 2018 and May 2022
were included in the study. Demographic, clinical and laboratory data of the patients
were examined retrospectively. Based on the FI-LAB score, patients were categorized
as robust (<0.2), pre-frail (0.2-0.35), and frail (>0.35). The effect of frailty on
endpoints was investigated using statistical methods. The average age of the total 1188
patients included in the study [736 (62%) men and 452 (38%) women] was 72.9±6.8
years. At first admission, 56 (4.7%) patients were considered robust, 286 (24.1%)
patients were considered pre-frail, and 846 (71.2%) patients were considered frail,
according to FI-LAB categories. The median hospital stay was 12 (4-159) days, 547
(46%) patients required intensive care, and 379 (31.9%) patients died in the hospital.
Post-discharge 3, 6, and 12 month overall survival rates were 71.7±1.6%, 58.1±1.7%
and 40.9±1.7%, respectively. Multivariate analysis showed that frailty according to FILAB score at first admission was associated with intensive care admission (OR: 4.401,
95%CI: 3.177-6.098, p<0.001), hospital mortality (OR: 5.032, 95%CI: 3.391-7.468,
p<0.001). and post-discharge mortality (HR: 1.504, 95%CI: 1.258-1.799, p<0.001).
Additionally, frailty according to the FI-LAB score at discharge was shown to be an
independent predictor of overall survival after discharge (HR: 1.874, 95%CI: 1.582-
2.219, p<0.001). In conclusion, frailty is quite common in cancer patients and poses
an independent risk for morbidity and mortality. FI-LAB score, including vital signs
and laboratory results, has diagnostic and prognostic predictive properties in terms of
clinical endpoints in these patients. | tr_TR |
dc.description.ozet | Kaya M.B., Hospitalize Kanser Hastalarında FI-LAB Kırılganlık Ölçeğinin Bazal
Değeri ve Hospitalizasyon Sürecindeki Değişiminin Olumsuz Sonlanım
Noktalarını Öngördürücülüğünün Değerlendirilmesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara, 2024.
Dünyada kanser tanısı alan hastaların önemli bir kısmı 65 yaş üstündedir. Bu yaş
grubunda yaşlanmayla beraber meydana gelen organ ve sistem fonksiyonlarında
gerileme, multimorbidite, sosyoekonomik ve psikolojik sorunlar kırılganlık için
önemli risk faktörleridir. Bu çalışmanın amacı, bir kırılganlık ölçeği olan FI-LAB
skorunun ileri yaş hospitalize kanser hastalarında yatış süresi, yoğun bakım ihtiyacı,
hastane mortalitesi ve taburculuk sonrası sağkalım üzerinde etkilerini
değerlendirmektir. Bu amaçla, çalışmaya Ocak 2018- Mayıs 2022 tarihleri arasında
merkezimizin acil servise başvuran, servislerine yatışı yapılan kanser tanılı 65 yaş ve
üzeri hastalar dahil edildi. Hastalara ait demografik, klinik ve laboratuvar veriler
retrospektif olarak incelendi. FI-LAB puanına göre hastalar kırılgan olmayan (<0,2),
kırılganlık öncesi durum (0,2-0,35) ve kırılgan (>0,35) olarak kategorize edildi.
Kırılganlığın klinik sonlanım noktaları üzerinde etkisi istatistiksel yöntemlerle
araştırıldı. Çalışmaya dahil edilen toplam 1188 hastanın [736 (%62) erkek ve 452
(%38) kadın] yaş ortalaması 72,9±6,8 yıl idi. İlk başvuruda FI-LAB puanı
kategorilerine göre 56 (%4,7) hasta sağlıklı, 286 (%24,1) hasta kırılganlık öncesi, 846
(%71,2) hasta ise kırılgan olarak değerlendirildi. Ortanca hastane yatış süresi 12 (4-
159) gün olup, 547 (%46) hastanın yoğun bakım ihtiyacı gelişti, 379 (%31,9) hasta ise
hastanede öldü. Taburculuk sonrası 3, 6 ve 12 aylık genel sağkalım oranları sırası ile;
%71,7±1,6, %58,1±1,7 ve %40,9±1,7 saptandı. Çok değişkenli analizler, ilk başvuruda
FI-LAB puanına göre kırılgan olmanın yoğun bakım yatışı (OR: 4,401, %95GA:
3,177-6,098, p<0,001), hastane mortalitesi (OR: 5,032, %95GA: 3,391-7,468,
p<0,001) ve taburculuk sonrası mortalite (HR: 1,504, %95GA: 1,258-1,799, p<0,001)
için bağımsız risk faktörü olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, taburculukta FI-LAB
puanına göre kırılganlık, taburculuk sonrası genel sağkalım için bağımsız prediktör
olarak gösterildi (HR: 1,874, %95GA: 1,582-2,219, p<0,001). Sonuç olarak, kanser
hastalarında kırılganlık oldukça sık görülmekte olup, morbidite ve mortalite için
bağımsız risk oluşturmaktadır. Vital bulgular ve laboratuvar sonuçlarını içeren FI-LAB
puanı bu hastalarda klinik sonlanım noktaları açısından tanısal ve prognostik
öngördürücü özelliğe sahiptir | tr_TR |