dc.contributor.advisor | Balaban, Hatice Yasemin | |
dc.contributor.author | Dalkılıç, Yunus Emre | |
dc.date.accessioned | 2024-09-17T08:04:57Z | |
dc.date.issued | 2024 | |
dc.date.submitted | 2024 | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11655/35697 | |
dc.description.abstract | Introduction and Purpose: Although non-invasive tests are increasingly used in the
evaluation of liver pathologies, liver biopsy continues to have an important role in
the diagnosis of liver diseases. This study aimed to retrospectively examine the
corelation between preliminary diagnosis of patients and final diagnosis after liver
biopsies. In addition, by examining the demographic data in our hospital, which is an
important tertiary reference center, it was aimed to determine the changing trends in
liver disease etiologies and biopsy indications in our country.
Materials and Methods: The study retrospectively evaluated percutanous liver
biopsies (PLB) performed for benign diseases at Hacettepe University Faculty of
Medicine between January 1, 2000 and March 31, 2022.
Results: A total of 1533 patients (52%(n: 789) female and 48% (n:744) male) were
included in the study. The average biopsy age of the patients was 43 years and 11%
(n:121) were cirrhotic. Liver biopsy was repeated more than once (2-4) in 102 (7%)
of the patients with the most frequent indication of evaluating disease activity and
treatment response (63%). PLB was considered insufficient in 28 patients that had
1(0-4) median number of portal areas in their biopsies. The most common indication
for biopsy was elevation in liver enzymes (53.3%) that respectively followed by
evaluation for fibrosis and cirrhosis (40.9%), evaluation of treatment response
(2.7%), and investigation of isolated hepatomegaly (1.6%). The most common
pathology diagnosis was chronic HBV infection 38.6% (n: 591). The frequency of
other pathologies were 11.5% (n:176) chronic HCV infection, 8.5% (n:130)
metabolic disorder-associated steatohepatitis (MASH), 7.7% (n:118) autoimmune
hepatitis (AIH) and %4,2 (n: 64) primary biliary cholangitis. Nonspesific findings
were detected in 19,1% (n:293) of liver biopsy. The clinical preliminary diagnosis
was compatible with the diagnosis received after liver biopsy in 77% of the patients.
A preliminary clinical diagnosis could not be made in 11% (n:170) of the patients.
8
While 6% (n:10) of these patients were diagnosed with PLB, 6 (0.3%) patients were
diagnosed with additional diagnoses by pathology.
When the evaluation was done as two equal periods, namely 2000-2011 and 2012-
2022, there was no change in the rate of chronic HBV (38% and 38.8%; p:0,749).
There was increase in the rates of MASLD (from 6,4% to 10%; p:0,006), OIH (from
3,9% to 11%; p<0,001), and PBC (from 1% to 6,9%; p< 0,001), and OIH-PBC
variant (from 0,2% to 1,1 %; p< 0,001), while chronic HCV decreased from 17,2% to
6,1% (p<0,001), When the diagnoses within 3 years before and after the Corona
Virus Induced Diseases-19 (COVID-19) pandemic were compared, the frequency of
MASLD statistically significantly increased from 6.0% to 25.8% (p<0.001), whereas
chronic HCV and HBV frequencies respectively decreased from 7.1% to 0.5%
(p<0.001) and from 46.2% to 26.9% (p<0.001).
Conclusion: I There was no change in the age and gender distribution in PLB
performed over two decades. However, the Indications for biopsy have evolved from
staging the liver disease and evaluating the presence of cirrhosis towards
determination of underlying etiology. Additionally, there were statistically significant
increase in rates of pathology diagnosis for MASLD and autoimmune liver diseases,
while contrary decrease in that of chronic viral infections. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Tıp Fakültesi | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | Karaciğer biyopsisi | tr_TR |
dc.subject | kronik karaciğer hastalıkları | tr_TR |
dc.subject | endikasyon | tr_TR |
dc.subject | etiyoloji | tr_TR |
dc.subject | fibrozis | tr_TR |
dc.subject.lcsh | Tıp uygulaması | tr_TR |
dc.title | Karaciğer Biyopsisi Yapılmış Hastaların Ön Tanı Ve Son Tanılarının Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Giriş ve Amaç: Karaciğer patolojilerinin değerlendirilmesinde gün geçtikçe invazif
olmayan testlerin daha da yaygın olarak kullanılmasına rağmen karaciğer biyopsisi,
karaciğer hastalıklarının teşhisinde önemli bir role sahip olmaya devam etmektedir.
Bu çalışmada, yapılmış karaciğer biyopsilerinin geriye dönük olarak ön tanı-son tanı
ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca önemli bir 3. basamak referans merkezi
olan hastanemizdeki demografik veriler incelenerek, ülkemizde karaciğer hastalığı
etiyolojileri ve biyopsi endikasyonlarındaki değişim eğilimlerinin saptanması
hedeflenmiştir.
Gereç ve Yöntem: Çalışma Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde 1 Ocak 2000 ve
31 Mart 2022 tarihleri arasında benign hastalıklar için yapılmış perkutan karaciğer
biyopsileri (PKB), retrospektif olarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Çalışmaya toplam 1533 hasta (%52 (n: 789) kadın ve %48 (n:744) erkek)
dahil edildi. Hastaların biyopsi yaş ortalaması 43 yıl ve hastaların %11 (n:121)’i
sirotik idi. Hastaların %7 (n:102)’sinde birden çok kez (2-4) PKB tekrarlanmıştı ve
bunun için en sık neden (%63) hastalık aktivitesini ve tedavi yanıtını değerlendirme
idi. 28 hastada PKB yetersiz kabul edildi ve bu biyopsilerde portal ortanca alan sayısı
1 (0-4) idi. En sık biyopsi endikasyonu (%53,3), karaciğer fonksiyon testlerinde
yükseklik olmasıydı. Bunu sırasıyla fibrozis ve siroz açısından değerlendirme
(%40,9), tedavi yanıtının değerlendirmesi (%2,7) ve izole hepatomegali etiyolojisi
araştırması (%1,6) izliyordu. Hastaların karaciğer biyopsilerinin patolojik
değerlendirilmesinde en sık tanı, %38,6 (n:591) oranında kronik HBV
enfeksiyonuydu. Diğer patolojilerin sıklığı ise %11,5 (n:176) kronik HCV
enfeksiyonu, %8,5 (n:130) metabolik bozukluk ilişkili steatohepatit (MASH), %7,7
(n:118) otoimmun hepatit (OİH) ve %4,2 (n: 64) primer biliyer kolanjit (PBK) idi.
PKB’nde özgün olmayan bulgular %19,1 (n: 293) oranında saptandı. PKB yapılmış
hastaların %77’sinde klinik ön tanı ile PKB sonrası konulan tanı uyumlu idi.
6
Hastaların %11(n:170) klinik ön tanı koyulamamıştı. Bu hastaların %6 (n:10)’sı PKB
ile tanı alırken 6 (%0,3) hastaya ise patoloji ile ek tanılar koyuldu.
Çalışma 2000-2011 ve 2012-2022 olarak eşit zaman aralığına ayrılarak tekrar
incelendiğinde patoloji tanılarında kronik HBV oranında değişme olmadı. (%38 ve
%38,8; p:0,749). Ancak diğer hastalık oranlarının MASLD için %6,4’ten %10,3’e
(p:0,006), OİH için %3,9’dan %11’e (p<0,001) ve PBK için %1’den %6,9’a
(<0,001), OİH-PBK varyantı için %0,2’den %1,1’e (p<0,001) yükselirken kronik
HCV oranının %17,2’den %6,1’e (p<0,001) gerilediği görülmüştür. Corona Virus
Induced Diseases-19 (COVID-19) pandemisi öncesi ve sonrası 3 yıldaki tanılar
karşılaştırıldığında ise MASLD tanı oranının, istatiksel olarak anlamlı bir şekilde
%6,0’dan %25,8’e yükseldiği (p<0,001), fakat kronik HCV ve HBV oranlarının ise
%7,1’den %0,5’e (p<0,001) ve %46,2’den %26,9’a (p<0,001) gerilediği
görülmüştür.
Sonuç: İki dekat boyunca yapılan PKB’lerinde hastaların yaş ve cinsiyet dağılımında
değişiklik olmamıştır. Biyopsi endikasyonları ise karaciğer hasarının evrelemesi ve
siroz varlığının değerlendirilmesinden, altta yatan karaciğer hastalığın belirlenmesine
doğru evrilmiştir. Ayrıca karaciğer biyopsilerinin patoloji değerlendirmesinde,
MASLD ve otoimmün karaciğer hastalıkları tanı oranlarında artış gözlemlenirken
kronik viral enfeksiyonların oranlarında belirgin bir düşüş olmuştur. | tr_TR |
dc.contributor.department | İç Hastalıkları | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2024-09-17T08:04:57Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |
dc.subtype | medicineThesis | tr_TR |