Show simple item record

dc.contributor.advisorEryurt, Mehmet Ali
dc.contributor.authorTürk, Hande Deniz
dc.date.accessioned2024-07-11T12:46:13Z
dc.date.issued2024-07-12
dc.date.submitted2024-06-12
dc.identifier.citationTürk, H. D. (2024). Investigating the impact of sociodemographic dynamics on divorce risk in Turkey, Hacettepe University, Ankara.tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/35286
dc.description.abstractThe family, as an institution, profoundly influences the values and behaviors of individuals and serves as a channel for transferring these values across generations. Marriage is commonly the initiation of family life and is regarded as a pivotal institution within society. Conversely, divorce represents the legal dissolution of this social institution. In the face of modern values and globalization, traditional norms are being replaced, leading to alterations in family structure and an increase in divorce rates. This thesis examines the complex relationship between sociodemographic characteristics, traditional values and divorce risk in Turkey. Utilizing data from the 2018 Turkey Demographic and Health Survey, which focuses on women aged 15-49, the study employs logistic regression models to analyze the risk of divorce and multiple correspondence analysis to explore the interplay between marital status and related characteristics. The findings reveal that a woman’s employment during marriage significantly increases the risk of divorce. An increase in the age at marriage correlates with higher divorce rates, yet younger age at marriage is associated with a greater risk of divorce when controlling for other variables. Higher education levels of women are linked to increased divorce risk, though not conclusively. Early years of marriage are more susceptible to divorce, while the presence of children offers a protective effect. Forced marriages and marriages without a bride price or religious ceremony are more prone to dissolution. Extended family structure and marriages between relatives are associated with lower divorce probability. Ethnic background and place of residence also play a significant role, with Kurdish individuals and those from rural areas facing lower divorce risks. This thesis highlights the complex relationship between the decline in traditional values and rising divorce rates, suggesting that the erosion of traditionalism is not inherently negative for families but reflects a societal shift towards individual autonomy and personal fulfillment. Despite the global stagnation in divorce rates, there x has been an increase in Turkey, possibly due to the unique demographic transition phase where the strengthening of women's rights in society and gender equality is not yet reflected in family relationships. The study challenges the notion that traditional values inherently safeguard marital stability in Turkey, proposing that they may instead enforce continuity in unsatisfactory marriages. The evolution of traditional values, aligned with modernization and enhanced status for women, may lead to greater marital satisfaction and potentially lower divorce rates in the future. In sum, this thesis contributes to the understanding of marital dynamics in Turkey by highlighting the multidimensional effects of sociodemographic factors and traditional values on divorce risk. It calls for a subtle interpretation of the role traditional values play in marital stability and satisfaction, taking into account the broader socio-economic and cultural transformations underway.tr_TR
dc.language.isoentr_TR
dc.publisherNüfus Etütleri Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectDemographytr_TR
dc.subjectDivorcetr_TR
dc.subjectMarital Stabilitytr_TR
dc.subjectTraditionalitytr_TR
dc.subject.lcshAile. Evlilik. Kadın.tr_TR
dc.titleInvestigating the Impact of Sociodemographic Dynamics on Divorce Risk in Turkeytr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetBir kurum olarak aile, bireylerin değerlerini ve davranışlarını derinden etkilemekte ve bu değerlerin nesiller arasında aktarılması için bir kanal görevi görmektedir. Evlilik, genellikle aile hayatının başlangıcıdır ve toplum içinde çok önemli bir kurum olarak kabul edilir. Buna karşılık boşanma, bu sosyal kurumun yasal olarak çözülmesi anlamına gelmektedir. Modern değerler ve küreselleşme karşısında geleneksel normlar değişmekte, bu da aile yapısında değişikliklere ve boşanma oranlarında artışa yol açmaktadır. Bu tez, Türkiye'de sosyo-demografik özellikler, geleneksel değerler ve boşanma riski arasındaki karmaşık ilişkiyi incelemektedir. 15-49 yaş arası kadınlara odaklanan 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerinin kullanıldığı çalışmada, boşanma riskini analiz etmek için lojistik regresyon modelleri ve medeni durum ile ilişkili değişkenler arasındaki etkileşimi keşfetmek için çoklu mütekabiliyet analizi kullanılmıştır. Bulgular, bir kadının evlilik sırasında çalışmasının boşanma riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koymaktadır. Evlilik yaşının artması daha yüksek boşanma oranlarıyla ilişkilidir, ancak daha genç evlilik yaşı diğer değişkenler kontrol edildiğinde daha yüksek boşanma riskiyle ilişkilidir. Kadınların daha yüksek eğitim seviyeleri, kesin olmamakla birlikte, artan boşanma riskiyle bağlantılıdır. Evliliğin ilk yıllarında boşanma eğilimi daha fazlayken, çocukların varlığı evlilikleri koruyucu bir etki yaratmaktadır. Aile zoruyla gerçekleşen evlilikler ve başlık parası ya da dini tören olmadan yapılan evlilikler çözülmeye daha yatkındır. Geniş aile yapısı ve akrabalar arası evlilikler daha düşük boşanma olasılığı ile ilişkilidir. Etnik köken ve yerleşim yeri de evlilik istikrarında önemli bir rol oynamakta, Kürtler ve kırsal bölgelerde yetişenler daha düşük boşanma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu tez, geleneksel değerlerin azalması ile artan boşanma oranları arasındaki karmaşık ilişkiyi vurgulamakta ve gelenekselliğin erozyona uğramasının aileler için özünde olumsuz olmadığını, bireysel özerklik ve kişisel tatmine yönelik toplumsal bir değişimi yansıttığını öne sürmektedir. Boşanma oranlarındaki küresel durgunluğa viii rağmen, muhtemelen kadınların toplumdaki haklarının ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlendirilmesinin henüz aile ilişkilerine yansımadığı farklı bir demografik geçiş aşaması nedeniyle Türkiye'de bir artış olmuştur. Bu çalışma, Türkiye'de geleneksel değerlerin evlilik istikrarını doğal olarak koruduğu fikrine karşı çıkmakta, bunun yerine tatmin edici olmayan evliliklerde sürekliliği zorlayabileceğini öne sürmektedir. Geleneksel değerlerin, modernleşme ve kadınların statülerinin yükseltilmesiyle uyumlu bir şekilde evrilmesi, gelecekte daha fazla evlilik memnuniyetine ve potansiyel olarak daha düşük boşanma oranlarına yol açabilir. Özetle bu tez, sosyo-demografik faktörlerin ve geleneksel değerlerin boşanma riski üzerindeki çok boyutlu etkilerini vurgulayarak Türkiye'deki evlilik dinamiklerinin anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır. Geleneksel değerlerin evlilik istikrarı ve memnuniyetinde oynadığı rolün, yaşanmakta olan daha geniş sosyo-ekonomik ve kültürel dönüşümler göz önünde bulundurularak daha incelikli bir şekilde yorumlanması çağrısında bulunmaktadır.tr_TR
dc.contributor.departmentNüfus Bilimtr_TR
dc.embargo.terms6 aytr_TR
dc.embargo.lift2025-01-13T12:46:13Z
dc.fundingYoktr_TR


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record