Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorDoğan, Nagihan
dc.contributor.authorÖztürk, Reyhan Yağmur
dc.date.accessioned2024-07-02T09:49:32Z
dc.date.issued2024
dc.date.submitted2024-06-11
dc.identifier.citationÖZTÜRK, Reyhan Yağmur. İslâm’da Savaş ve Dinsel Retorik: Bir İç Direniş İdeolojisi Olarak Cihâd (632-750), Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2024.tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/35160
dc.description.abstractJihād is, in the most general terms, the legitimate means of transforming the lands of dār al-harb into the lands of dār al-Islām. Tracing the chronology of jihad in Islamic history, it becomes clear that, in addition to this concrete expression, jihād is an abstract and open-ended concept that is put into circulation in different events. During the time of the Prophet Muhammad, the practical limits of jihād were defined by the relevant verses of Quran. While jihād involving physical violence was practised more as a defence mechanism, jihād not involving physical violence was more related to the believer's resistance to the desires of the ego. The first example where jihād met an enemy other than the usual enemy and the limits of the usual field of application were transformed to legitimise the current war were the Ridda Wars. Other examples can be found in the caliphates of Uthman and Ali, the Umayyad caliphate and the Abbāsid propaganda. The binding discourse of this transformation of jihād usually develops on the grounds that one of the two Muslim groups is declared infidel by the other. The infidelity of groups or individuals is justified on grounds such as apostasy, hypocrisy, cruelty, usurpation, sedition and rebellion. This thesis analyses the process of justifying all of these reasons through specific examples of how infidelity is put into practice as a second binding discourse under the discourse of jihād and how jihād constructs a new space for itself in the lands of dār al-Islām in order to preserve “the religion of Allah”.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectİslâm tarihi
dc.subjectHilafet
dc.subjectEmeviler
dc.subjectAbbasiler
dc.subjectCihat
dc.titleİslâm’da Savaş ve Dinsel Retorik: Bir İç Direniş İdeolojisi Olarak Cihâd (632-750)tr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetCihat, en genel ifadeyle darü’l-harb topraklarını darü’l-İslâm topraklarına dönüştürmenin meşru yoludur. Cihadın İslâm tarihinde kronolojik takibi yapıldığında ise bu somut ifadenin yanında farklı olaylarda dolaşıma sokulan soyut ve yoruma açık bir kavram olduğu anlaşılır. Hz. Muhammed döneminde ilgili ayetlerle birlikte cihadın pratikteki sınırları belirlenir. Fiziksel şiddet içeren cihat daha çok savunma mekanizması olarak uygulamaya konulurken fiziksel şiddet içermeyen cihat ise daha çok müminin nefsi arzularına karşı gösterdiği dirençle ilgilidir. Cihadın alışılmış düşmanın dışında bir düşmanla karşılaştığı ve olağan uygulama alanı sınırlarının dönüşerek mevcut savaşı meşru hale getirdiği ilk örnek Ridde Savaşlarıdır. Ardından Hz. Osman’ın ve Hz. Ali’nin hilafet sürecinde; Emevi halifeliğinde ve Abbâsi propagandasında diğer örneklerine rastlanır. Cihadın bu dönüşümünün bağlayıcı söylemi genellikle iki Müslüman gruptan birinin diğeri tarafında kâfir ilan edilmesi zemininde gelişir. Grupların ya da kişilerin kâfirliği ise mürtedlik, münafıklık, zalimlik, gâsıplık, fitnecilik, asilik gibi sebeplerle gerekçelendirilir. Bu tezde bahsi geçen bütün sebeplerin gerekçelendirilme süreci, cihat söylemi altında ikinci bağlayıcı bir söylem olarak kâfirliğin nasıl uygulamaya sokulduğu ve böylelikle “Allah’ın dini”ni muhafaza etmek üzere darü’l-İslâm topraklarında cihadın kendine nasıl yeni bir alan inşa ettiği spesifik örnekler üzerinden analiz edilerek aktarılmıştır.tr_TR
dc.contributor.departmentTarihtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2024-07-02T09:49:32Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster