Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorÖzden, Mehmet
dc.contributor.authorEsenkan Kyzy, Symbat
dc.date.accessioned2024-06-10T09:05:28Z
dc.date.issued2024
dc.date.submitted2024-05-30
dc.identifier.citationEsenkam kyzy Symbat, (2024). Bolşevik Ütopya ve Türkistan Kadını (1917 - 1953): Özbek ve Kazak - Kırgız Örnekleri.tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/35025
dc.description.abstractThe 20th century witnessed a myriad of global transformations, marked by revolutions, two world wars, and the emergence of two imperial powers. Concurrently, this era saw the dismantling of old empires, the rise of independent nations in Asia and Africa, a surge in universal literacy rates, modernization initiatives, and the burgeoning struggle for women’s rights. The Muslim and Turkish world did not remain on the sidelines of these developments and made innovations in the field of modernization and improving the social situation of women. While similar processes were continuing in Afghanistan, Iran and Turkey under the leadership of Mustafa Kemal Atatürk at the beginning of the century, an unprecedented experiment unfolded in the Turkistan under Soviet rule, presenting a unique “future project” that sought to circumvent capitalism and directly transition into socialism. This audacious endeavor, transpiring in a region largely untouched by capitalism, inevitably encountered formidable challenges. With the establishment of the Soviet Union, the Turkistan region embarked on a trajectory of Western-style modernization. The Bolshevik-led rapid industrialization disrupted age-old traditional lifestyles and unsettled the foundations of the region’s religious and cultural practices. Foremost among these disruptions were reforms pertaining to women’s rights and their societal roles. Soviet historians, instrumental in shaping the narrative of Central Asian history, depicted the Bolsheviks as “saviors” and “enlighteners”, particularly in relation to women. In contrast, Western sources adopted a more critical standpoint. The Bolshevik government, as architects of the 20th-century modernization in Turkistan, instigated profound shifts in the status of women within society. However, these cultural metamorphoses, often at odds with local traditions, posed substantial challenges for numerous women. This thesis delves into the economic, socio-political, and ideological-cultural metamorphoses experienced by Turkistan women during the first half of the 20th century. Drawing insights from both Soviet and Western sources, it scrutinizes the intricacies of the “Sovietization” process, shedding light on the difficulties encountered by women as they navigated this transformative period.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectKadın tarihitr_TR
dc.subjectOrta Asyatr_TR
dc.subjectTürkistantr_TR
dc.subjectSovyet Tarihyazıcılığıtr_TR
dc.subjectSovyet Kadın Politikalarıtr_TR
dc.subjectKadın çalışmalarıtr_TR
dc.titleBolşevik Ütopya ve Türkistan Kadını (1917 - 1953): Özbek ve Kazak - Kırgız Örnekleritr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozet20. yüzyıl bir yandan çok sayıda devrimlerin, iki dünya savaşının, iki yeni emperyal gücün kutuplaşmasının yüzyılı olduysa, diğer yandan da eski imparatorlukların çöküşünün, Asya ve Afrika milletlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarının, evrensel okuryazarlık oranının yükselmesinin, modernleşmenin ve nihayet kadınların kendi hakları için mücadelesinin yüzyılı olmuştur. Müslüman ve Türk dünyası da bu gelişmelerin kenarında kalmayıp, modernleşme ve kadınların toplumsal durumunu iyileştirme alanında yeniliklere imza attı. Yüzyıl başında Afganistan’da, İran’da ve Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde Türkiye’de benzer süreçler devam ederken, Sovyetler altındaki Türkistan coğrafyasında tarihte benzeri pek bulunmayan bir “gelecek projesi” üzerinde deneyler yapılıyordu. Kısa anlatımıyla bu deney, daha kapitalizm görmemiş bir bölgeyi onu atlayarak direkt sosyalizme geçirmenin bir girişimiydi ki, böyle bir cesur çabanın zorluklarla karşılaşması kaçınılmazdı. Sovyetler Birliği’nin sahneye çıkmasıyla birlikte Türkistan Bölgesi Batı tarzı modernleşme seyrine girmiş oldu. Bolşeviklerin eliyle hayata geçirilen hızlandırılmış tempoda sanayileşme süreci, uzun yıllar boyunca bölgede varlığını koruyan geleneksel yaşam tarzını yıkıma uğratmış ve Türkistanlıların dinî-kültürel pratiklerinin temelini sarsmıştır. Bunlar arasında kadın hakları ya da basit bir deyişle kadınların toplum içindeki yeri kuşkusuz en önemli reformlardan birini oluşturmaktadır. Türkistan tarihinin oluşumunda büyük rol oynayan Sovyet tarihçiler, Bolşeviklerin bu bölgeye gelişini, çeşitli halklar özellikle de kadınlar üzerinde “kurtarıcı” ve “aydınlatıcı” rolüyle ele almışlardır. Batı kaynakları ise duruma daha çok eleştirel bakış açısıyla yaklaşmaktadır. Bolşevik hükümeti Türkistan halkları için 20. yüzyıla özgü modernleşme sürecini başlatmış, kadınların da toplum içindeki konumlarının temelden değişime uğramasına yol açmıştı. Ancak yerel geleneklerle uyumsuz olan bu kültürel değişimler, çok sayıda kadınlar için yaşamsal zorluklar doğurmuştur. Bu tez çalışmasında, Türkistan kadınlarının 20. yüzyılın ilk yarısında geçirdikleri ekonomik, sosyo-politik ve ideolojik-kültürel değişimleri, onların “Sovyetleştirilmesi” sürecindeki karşılaştığı zorlukları hem Sovyet hem de Batılı kaynaklar ışığında incelenmiştir.tr_TR
dc.contributor.departmentTarihtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2024-06-10T09:05:28Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster