dc.contributor.advisor | Kuşcu, Oğuz | |
dc.contributor.author | Babayev, Parvin | |
dc.date.accessioned | 2024-06-06T11:32:01Z | |
dc.date.issued | 2025 | |
dc.date.submitted | 2024-03-13 | |
dc.identifier.citation | Oral kavite malign tüm ö rleri yüksek
morbidite ve mortalite oranlarına sahip olup %90’ından fazlasını skuamoz hücreli
karsinomlar ( oluşturmaktadır. Tüm ö r h ücreleri, membranında bulunan PD L1
proteini ile T lenfositlere bağlanarak onları inaktive etmektedir. Malign melanom,
kolorektal karsinom ve akcğer kanserleri başta olmakla birçok malignitede PD L1
ekspresyonunun sağkalımla ilişkisi g ö sterilmiştir. Bizim çalışmamız ın amacı oral kavite
SCCSCC’lerinde PD L1 ekspresyonunun hasta ö zellikleri ve sağkalım sonuçları ile ilişkisini
değerlendirmektir. Bu amaçla, çalışmaya 2014 2022 yılları arasında Hacettepe
Ü niversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’na başvu ran oral kavite SCC
tanılı yetişkin hastalar dahil edildi. Hastalara ait bazal demografik ve klinik veriler
retrospektif olarak incelendi. Patoloji arşivinde yer alan primer tüm ö r ve lenf nodu
metastazlarını içeren parafin bloklar PD L1 ekspresyonu açısınd an immunhistokimyasal
y ö ntemle değerlendirilerek tüm ö r proporsiyon skor ( ve kombine pozitif skor (
elde edildi TPS ve CPS ile hasta ö zellikleri ve sağkalım sonuçları arasındaki olası ilişkiler
istatistiksel y ö ntemlerle araştırıldı. Çalışmaya dah il edilen toplam 96 hastanın (%61,5
erkek ve %38,5 kadın) yaş ortalaması 58,758,7±15,5 yıl idi. Alt dudak SCC tanılı hastalarda
diğer lokalizasyonlara g ö re CPS %20 olma sıklığı anlamlı düzeyde yüksek bulundu
(%85,7 vs. % p=0,015). Benzer şekilde, TPS po zitifliği alt dudak tutulumu ile ilişkili
idi % p=0,014; % p<0,001). Tekdeğişkenli analizlerde dil veya alt dudak
tutulumu, tanı esnasında evre III IV hastalı k, ECOG PS ≥2 olması, kemoterapi veya
radyoterapi almış olmak ve primer tüm ö r dokusunda %20 TPS progresyonsuz sağkalım
( ile ilişkili bulundu. Çokdeğişkenli regresyon modeli ECOG PS ≥2 olmasının
progresyon riskini belirleyici bağımsız fakt ö r olduğunu g ö sterdi ( 2,206, %95 GA:
1,153 4,219, p=0,017). Model, kemoterapi veya ra dyoterapi almamış 37 hastaya
uygulandığında ise ECOG PS ≥2 olması ( 26,39, %95 GA: 4,089 170,4, p<0,001),
tan ıda evre III IV hastalı k ( 10,57, %95 GA: 1,874 59,66, p=0,008) ve primer t üm ö r
dokusunda %20 TPS ( 0,125, %95 GA: 0,026 0,594, p=0,009) PFS için bağımsız
risk fakt ö rleri olarak saptandı. Sonuç olarak, çalışmamızda artmış tüm ö ral PD L1
ekspresyonunun kemoterapi veya radyoterapi almamış erken evre hastalarda progresyon
riskini azaltabilen bağımsız fakt ö r olduğu ortaya konulması nedeniyle st andart tedavi
ş emas ına girmesi için daha geniş çalışmalar faydalı olacaktır. | tr_TR |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11655/35018 | |
dc.description.abstract | Oral cavity
malignancies are highly morbid and mortal, with more than 90% consisting of squamous
cell carcinomas SCC). PD L1 protein, found on the membrane of tumor cells, binds to T
lymphocytes and inactivates them. PD L1 expression has been shown to be associated
with survival in many malignancies, especially malignant melanoma, colorectal
carcinoma and lung cancer The aim of our study is to evaluate the relationship of PD L1
expression with patient characteristics and survival outcomes in oral cavity SCCs. For this
purpose, adult patients diagnosed with oral cavity SCC who applied to Hacettepe
University Faculty o f Medicine, Department of Otorhinolaryngology between 2014 and
2022 were included in the study. Baseline demographic and clinical data of the patients
were examined retrospectively. Paraffin blocks containing the primary tumor and lymph
node metastases in the pathology archive were evaluated by immunohistochemistry for
PD L1 expression, and tumor proportion score ( and combined positive score (
were obtained. Possible relationships between TPS and CPS and patient characteristics
and survival outcome s were investigated using statistical methods. The mean age of a total
of 96 patients included in the study ( male and 38.5% female) was 58.758.7±15.5 years.
The frequency of CPS 20% in patients diagnosed with lower lip SCC was found to be
significantly higher compared to other localizations ( vs. 60.3%, p 0.015).
Similarly, TPS positivity was associated with lower lip involvement 1%, p=0.014;
20%, p<0.001). In univariate analyses, tongue or lower lip involvement, stage III IV
disease or ECOG PS 2 at diagnosis, receiving chemotherapy or radiotherapy, and 20%
TPS in the primary tumor tissue were associated with progression free survival (
The multivariate regression model showed that ECOG PS 2 was an independent factor
determining the r isk of progression ( 2.206, 95% CI: 1.153 4.219, p=0.017). When
the model was applied to 37 patients who had not received chemotherapy or radiotherapy,
ECOG PS 2 ( 26.39, 95% CI: 4.089 170.4, p<0.001), stage III IV disease at
diagnosis ( 10.57, 9 5% CI: 1.874 59.66, p=0.008) and 20% TPS in primary tumor
tissue ( 0.125, 95% CI: 0.026 0.594, p=0.009) were determined as independent risk
factors for PFS. In conclusion, our study revealed that increased tumoral PD L1
expression is an independent fa ctor that reduces the risk of progression in early stage
patients who have not received chemotherapy or radiotherapy.
Key | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Tıp Fakültesi | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | Oral kavite, kanser, skuamoz hücreli karsinom, PDL 1 | tr_TR |
dc.title | Oral Kavite Skuamoz Hücreli Karsinom Hastalarında Pdl 1’i N Histopatolojik Korelasyonu ve Prognoza Etkisi | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/bachelorThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Oral kavite malign tüm ö rleri yüksek
morbidite ve mortalite oranlarına sahip olup %90’ından fazlasını skuamoz hücreli
karsinomlar ( oluşturmaktadır. Tüm ö r h ücreleri, membranında bulunan PD L1
proteini ile T lenfositlere bağlanarak onları inaktive etmektedir. Malign melanom,
kolorektal karsinom ve akcğer kanserleri başta olmakla birçok malignitede PD L1
ekspresyonunun sağkalımla ilişkisi g ö sterilmiştir. Bizim çalışmamız ın amacı oral kavite
SCCSCC’lerinde PD L1 ekspresyonunun hasta ö zellikleri ve sağkalım sonuçları ile ilişkisini
değerlendirmektir. Bu amaçla, çalışmaya 2014 2022 yılları arasında Hacettepe
Ü niversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’na başvu ran oral kavite SCC
tanılı yetişkin hastalar dahil edildi. Hastalara ait bazal demografik ve klinik veriler
retrospektif olarak incelendi. Patoloji arşivinde yer alan primer tüm ö r ve lenf nodu
metastazlarını içeren parafin bloklar PD L1 ekspresyonu açısınd an immunhistokimyasal
y ö ntemle değerlendirilerek tüm ö r proporsiyon skor ( ve kombine pozitif skor (
elde edildi TPS ve CPS ile hasta ö zellikleri ve sağkalım sonuçları arasındaki olası ilişkiler
istatistiksel y ö ntemlerle araştırıldı. Çalışmaya dah il edilen toplam 96 hastanın (%61,5
erkek ve %38,5 kadın) yaş ortalaması 58,758,7±15,5 yıl idi. Alt dudak SCC tanılı hastalarda
diğer lokalizasyonlara g ö re CPS %20 olma sıklığı anlamlı düzeyde yüksek bulundu
(%85,7 vs. % p=0,015). Benzer şekilde, TPS po zitifliği alt dudak tutulumu ile ilişkili
idi % p=0,014; % p<0,001). Tekdeğişkenli analizlerde dil veya alt dudak
tutulumu, tanı esnasında evre III IV hastalı k, ECOG PS ≥2 olması, kemoterapi veya
radyoterapi almış olmak ve primer tüm ö r dokusunda %20 TPS progresyonsuz sağkalım
( ile ilişkili bulundu. Çokdeğişkenli regresyon modeli ECOG PS ≥2 olmasının
progresyon riskini belirleyici bağımsız fakt ö r olduğunu g ö sterdi ( 2,206, %95 GA:
1,153 4,219, p=0,017). Model, kemoterapi veya ra dyoterapi almamış 37 hastaya
uygulandığında ise ECOG PS ≥2 olması ( 26,39, %95 GA: 4,089 170,4, p<0,001),
tan ıda evre III IV hastalı k ( 10,57, %95 GA: 1,874 59,66, p=0,008) ve primer t üm ö r
dokusunda %20 TPS ( 0,125, %95 GA: 0,026 0,594, p=0,009) PFS için bağımsız
risk fakt ö rleri olarak saptandı. Sonuç olarak, çalışmamızda artmış tüm ö ral PD L1
ekspresyonunun kemoterapi veya radyoterapi almamış erken evre hastalarda progresyon
riskini azaltabilen bağımsız fakt ö r olduğu ortaya konulması nedeniyle st andart tedavi
ş emas ına girmesi için daha geniş çalışmalar faydalı olacaktır. | tr_TR |
dc.contributor.department | Kulak Burun Boğaz | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2024-06-06T11:32:01Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |
dc.subtype | medicineThesis | tr_TR |