Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorAcar, Buket
dc.contributor.authorSevimli, Barış Sarp
dc.date.accessioned2024-04-24T11:08:57Z
dc.date.issued2023-12-07
dc.date.submitted2023-12-07
dc.identifier.citationVancouvertr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/34887
dc.description.abstractSeveral studies have been conducted to correlate linear measurements of periodontitis with the attachment loss surface area, but none of these studies have utilized the continuous variable of inflamed surface area measurement. Periodontal disease can impact individuals' quality of life; therefore, it should be subjectively assessed with measurements that reflect its influence on oral health-related quality of life. The aim of this study is to comparatively examine inflamed or damaged surface areas in different clinical periodontal conditions based on the diagnosis groups proposed in the most recent classification titled 'Classification of Periodontal and Peri-Implant Diseases and Conditions' in 2017, and to assess its potential relationship with criteria reflecting oral health-related quality of life. Socio- demographic data of 240 patients who attended to the Department of Periodontology at Hacettepe University Faculty of Dentistry was recorded, including age, gender, smoking habits, systemic health status, and medication use. The individuals in the study were categorized according to the Classification of Periodontal and Peri-Implant Diseases and Conditions as follows: clinical health on intact periodontium (group 1), clinical health on reduced periodontium (group 2), gingivitis on intact periodontium (group 3), gingivitis on reduced periodontium (group 4), stage 1 periodontitis (group 5), stage 2 periodontitis (group 6), stage 3 periodontitis (group 7), and stage 4 periodontitis (group 8). Periodontal indices reflecting their conditions, including probing depth (PD), clinical attachment loss (CAL), plaque index (PI), bleeding on probing (BOP), and gingival index (GI), were recorded. Using PD, CAL, and BOP values, the periodontal epithelial surface area (PESA), periodontal inflamed surface area (PISA), and attachment loss surface area (ALSA) were calculated. To determine oral health-related quality of life, the Oral Health Impact Profile-14 (OHIP-14), Visual Analog Scale (VAS) for patients' subjective symptoms, Oral Assessment Guide (OAG) for assessing overall oral condition, and the World Dental Federation's (FDI) risk assessment scoring were used. Sixty-eight percent of the included patients were xi female, 32% were male, and eight groups were formed based on periodontal conditions in the study. Although there were statistically significant differences in age and gender among these groups, comparisons between groups were evaluated through covariance analyses to control for these variables. Significant differences were observed between groups in PI and PD values (p<0.05). Groups with stage 3 and stage 4 periodontitis had higher PI values compared to other groups (p<0.05). PD values were significantly higher in the stage 4 periodontitis group (p>0.05). The surface area measurements (PESA, PISA, ALSA) were significantly higher in periodontitis groups compared to other groups (p<0.05). There were no significant differences in OHIP and VAS scores between groups (p>0.05). Risk assessment scores of clinical health and gingivitis groups were significantly lower than those of stage 2, stage 3, and stage 4 periodontitis patients (p<0.05). Additionally, the OAG value of the clinical health group on intact periodontium was significantly lower than other groups (p<0.05). Considering that periodontal surface area measurements align with the severity of periodontal disease, especially the measurements of periodontal inflamed surface area, it can be said that they support the diagnostic criteria of the most recent classification proposed in 2017. Moreover, while subjective methods for oral health assessment, such as OHIP and VAS, were not able to between diffirentiate periodontal conditions, clinical records and findings-based OAG and risk assessment scoring are effective in diffirentiating between various periodontal conditions and also the disease severity. Thus, it can be suppested that these methods can be useful for personalized and patient-centered treatment approaches.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSağlık Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccesstr_TR
dc.subjectperiodontal hastalık sınıflandırmasıtr_TR
dc.subjectperiodontal hastalıklar
dc.subjectPİYA
dc.subjectVAS
dc.subjectOHİP-14
dc.subjectADK
dc.subjectRisk değerlendirme skoru
dc.titleFarklı Klinik Periodontal Durumlarda Etkilenen Doku Yüzeyi Alanı ve Oral Sağlık Durumu İlişkisinin Belirlenmesitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetPeriodontitisin lineer ölçümleriyle kaybedilen ataçman yüzey alanını ilişkilendirmeye yönelik çalışmalar yapılmıştır ancak bu çalışmaların hiçbirinde devamlı bir değişken olarak inflame yüzey alanı ölçümü kullanılmamıştır. Periodontal hastalık, bireylerin yaşam kalitesini de etkileyebilir. Bu yüzden periodontal hastalık, ağız sağlığı ile ilgili yaşam kalitesi üzerindeki etkisini ölçen ölçümlerle öznel olarak da değerlendirilmelidir. Bu çalışmanın amacı ‘Periodontal ve Peri-implant Hastalıklar ve Durumların Sınıflaması’ başlıklı 2017 yılında önerilen en güncel sınıflamada tanı gruplarına göre, farklı klinik periodontal durumlarda inflame ya da yıkıma uğramış yüzey alanlarını karşılaştırmalı olarak incelemek ve oral sağlıkla ilişkili yaşam kalitesini yansıtan ölçütler ile olası ilişkisini değerlendirmektir. Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji A.D.’ye başvuran 240 hastanın sosyo- demografik bilgileri kaydedilmiştir (yaş, cinsiyet, sigara kullanımı, sistemik hastalık durumu ve ilaç kullanımı). Çalışmadaki bireyler Periodontal ve Peri-implant Hastalıklar ve Durumların Sınıflamasına göre şu şekilde gruplara ayrılmıştır: bozulmamış periodonsiyum üzerine klinik sağlık (grup 1), azalmış periodonsiyum üzerine klinik sağlık (grup 2), bozulmamış periodonsiyum üzerine gingivitis (grup 3), azalmış periodonsiyum üzerine gingivitis (grup 4), evre 1 periodontitis (grup 5), evre 2 periodontitis (grup 6), evre 3 periodontitis (grup 7), evre 4 periodontitis (grup 8). Hastaların sondlama derinliği (SD), klinik ataçman kaybı (KAK), plak indeksi (Pİ), sondlamada kanama (SK), gingival indeks (Gİ) olmak üzere periodontal durumları yansıtan indeks değerleri kaydedilmiş ve SK, SD, KAK değerleri kullanılarak periodontal yüzey alanı ölçümleri olarak tarif edilen periodontal epitelyal yüzey alanı (PEYA), periodontal inflame yüzey alanı (PİYA), ataçman kaybı yüzey alanı (AKYA) değerleri hesaplanmıştır. Oral sağlık-yaşam kalitesini belirlemek için Ağız sağlığı etki profili -14 (OHİP-14), hastaların subjektif bulguları için Görsel Analog Ölçeği (VAS), ağız içi genel durumunu değerlendirmek için Ağız değerlendirme kılavuzu (ADK) ve risk değerlendirmesi için Dünya Diş Hekimleri Birliği’nin (FDI) risk değerlendirme ix skorlaması kullanılmıştır. Çalışmaya dahil edilen hastaların %68’i kadın, %32’si erkektir ve çalışmada periodontal durumlara göre oluşturulan sekiz grup yer almaktadır. Bu gruplar arasında yaş ve cinsiyet açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmakla birlikte gruplar arasındaki karşılaştırmalar, bu değişkenlerin kontrol altında tutulması amacıyla kovaryans analizleri ile değerlendirilmiştir. Gruplar arasında Pİ ve SD belirgin farklılıklar göstermektedir (p<0,05). Evre 3 ve evre 4 periodontitis gruplarının, diğer gruplara göre daha yüksek PI değerlerine sahip olduğu görülmüştür (p<0,05). SD değerleri evre 4 periodontitis grubunda önemli ölçüde daha yüksek bulunmuştur (p>0,05). Periodontal yüzey alanı ölçümlerinin (PEYA, PIYA, AKYA) periodontitis gruplarında, diğer gruplara göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmüştür (p<0,05). Gruplar arasında OHİP ve VAS skorları açısından anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0,05). Klinik sağlık ve gingivitis gruplarının risk değerlendirme skorları, evre 2, evre 3 ve evre 4 periodontitis hastalarından anlamlı olarak düşük bulunmuştur (p<0,05). Ayrıca bozulmamış periodonsiyum üzerine klinik sağlık grubunun ADK değeri diğer gruplardan anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur (p<0,05). Periodontal yüzey alanı ölçümlerinin periodontal hastalık şiddeti ile uyumlu olduğu göz önüne alındığında özellikle periodontal inflame yüzey alanı ölçümlerinin 2017’de önerilen en güncel sınıflandırmanın tanı kriterlerini destekleyebilecek bir ölçüt olduğu söylenebilir. Ayrıca, oral sağlığı değerlendirmeye yönelik subjektif yöntemler olan OHİP ve VAS ile farklı periodontal durumlar ayırt edilemezken, klinik kayıt ve bulgulara dayanan ADK ve risk değerlendirme skorlamasının farklı periodontal durum ve hastalık şiddetinin ayırt edilmesinde etkili oldukları görülmektedir. Bu değerlendirme yöntemleri, kişiselleştirilmiş ve hasta-merkezli tedavi yaklaşımları için yararlı olabilir.tr_TR
dc.contributor.departmentPeriodontolojitr_TR
dc.embargo.terms6 aytr_TR
dc.embargo.lift2024-10-27T11:08:57Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypedentThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster