dc.contributor.advisor | Fendoğlu, Hasan Tahsin | |
dc.contributor.author | Çökelek, Mehmet | |
dc.date.accessioned | 2024-03-26T10:50:48Z | |
dc.date.issued | 2024 | |
dc.date.submitted | 2024-01-23 | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11655/34831 | |
dc.description.abstract | Since the beginning of the appellate procedure in the Turkish administrative judiciary on July 20, 2016, certain first-instance court decisions have become final at the appellate stage, thus bypassing any cassation review. This situation gives rise to contradictions in the decisions of the regional administrative courts, which are located in nine different regions of Turkey and serve different judicial districts. Consequently, the same legal rule may be applied inconsistently, leading to the emergence of conflicting decisions. It is a recognized fact that the existence of such conflicting decisions violates the principles of legal certainty and predictability and undermines public confidence in the judiciary. Due to these contradictory decisions, the principle of the rule of law and thereby the society as a whole will suffer.
In this context, the procedure for resolving discrepancies between definitive decisions given by chambers of regional administrative courts in similar cases was legislated with the introduction of Article 3/C of Law No. 2576 in 2016. Initially, the task of resolving these discrepancies was assigned to the Council of State's Unification of Jurisprudence Committee. However, after three years of experience during which only one decision on the procedure for discrepancy resolution was issued, the legislative amendment to Article 3/C of Law No. 2576 in 2019 transferred this duty to the Administrative or Tax Chambers Council of the Council of State. Furthermore, this amendment mandated that the councils issue decisions within three months, creating a more dynamic structure.
Especially after the year 2020, with its new structure, the path to resolving discrepancies has begun to take shape. Given that this institution is very new, the necessity has been felt to elucidate its debated and deficient aspects, to set out the conditions of the institution, and the legal status of the decisions within a certain systematic framework. This study aims to determine whether the discrepancy resolution process is an effective means, whether the degree courts comply with the discrepancy resolution decisions, and whether the current interests of the parties in whose favor the discrepancy resolution decisions are made have been addressed. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | Aykırılığın Giderilmesi | tr_TR |
dc.subject | İçtihat aykırılığı | tr_TR |
dc.subject | Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu | tr_TR |
dc.subject | Bağlayıcılık | tr_TR |
dc.subject | Danıştay ilgili kurulları | tr_TR |
dc.subject.lcsh | Türk hukuku | tr_TR |
dc.title | Bölge İdare Mahkemelerinin Kesin Nitelikteki Kararları Arasında Aykırılığın Giderilmesi | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/doctoralThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Türk idari yargı sisteminde 20/07/2016 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan istinaf kanun yolunda, bazı ilk derece mahkemesi kararları istinaf aşamasında kesinleşmekte yani hiç temyiz incelemesinden geçmemektedir. Bu durum Türkiye’nin dokuz ayrı bölgesinde bulunan ve farklı yargı çevrelerine sahip olan bölge idare mahkemelerinin istinaf aşamasında kesinleşen kararları arasında çelişki yaşanması ve böylece aynı hukuk kuralının farklı şekilde uygulanması ve çelişkili kararların ortaya çıkması ihtimalini doğurmaktadır. Ortaya çıkan çelişkili kararların varlığının hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerini ihlal ettiği, toplumun yargıya olan güvenine de zarar verdiği bilinen bir gerçektir. Çelişkili kararlar nedeniyle hukuk devleti ilkesi ve dolayısıyla tüm toplum zarar görecektir.
Bu kapsamda istinaf kanun yolunun yürürlüğe girmesiyle 2016 yılında 2576 sayılı Kanun’un 3/C maddesinde benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararları arasında aykırılıkların giderilmesi yolu düzenlenmiştir. Ancak 2016 yılında öngörülen aykırılıkların giderilmesi usulünde giderme görevi önce Danıştay İçtihatları Birleştirme Kuruluna verilmiş, ancak 3 yıllık tecrübede İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun yapısı gereğince aykırılığın giderilmesi yoluna ilişkin sadece bir karar çıkması üzerine 2019 yılında 2576 sayılı Kanun’un 3/C maddesinde değişiklik yapılarak aykırılığı giderme görevi Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna verilmiştir. Ayrıca bu değişiklikle kurulların 3 ay içerisinde karar vereceği düzenlenerek daha dinamik bir yapı oluşturulmuştur.
Özellikle 2020 yılından sonra yeni yapısıyla verilen kararlarla aykırılığın giderilmesi yolu şekillenmeye başlamıştır. Bu kapsamda çok yeni olan bu müessesenin tartışılan ve eksik yönlerinin ortaya konulması, müessesenin şartlarının, verilen kararların hukuki statüsünün belli bir sistematik içerisinde ortaya konulması amacıyla bu konuda çalışma gereği duyulmuştur. Bu çalışmada aykırılığın giderilmesi yolunun etkili bir yol olup olmadığı, aykırılığın giderilmesi kararlarına derece mahkemelerinin uyup uymadıkları ve lehine aykırılığın giderilmesi kararı verilen tarafların güncel menfaatlerinin giderilip giderilmediğinin ortaya konulması amaçlanmıştır. | tr_TR |
dc.contributor.department | Kamu Hukuku | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2024-03-26T10:50:48Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |