dc.identifier.citation | KHAN, Md Sajid. The Roles of Non-Governmental Organizations in Social Integration of Refugees Within the Framework of Ecosystem Approach, Ph.D. Thesis, Ankara, 2024.
The world is currently experiencing one of the most significant refugee crises since World War II, with countries forcing millions of people to flee and seek refuge in other nations. Türkiye is among the nations profoundly affected by this humanitarian exodus, hosting the largest number of refugees globally. Using semi-structured interviews, the study investigates the conceptual understanding of refugee integration among International and local NGOs. It delves into the services and support provided by these organizations to facilitate refugee integration into Turkish society.
Additionally, the research uncovers the major challenges faced by NGOs and refugee and refugee children throughout the integration process, shedding light on how these NGOs navigate and address these challenges. The research findings highlight the diverse interpretations of integration existing among INGOs and NGOs, primarily grounded in the philosophy of harmonization and social cohesion. Moreover, the temporary nature of refugee regulations and the absence of any comprehensive integration policy pose challenges for NGOs in implementing programs and activities towards integration. The confluence of factors such as a shortage of funds, the impact of COVID-19, and the February 6, 2023, earthquake has not only hindered ongoing integration efforts but has also compelled NGOs to redirect their focus towards addressing fundamental facilities. The study recommends reassessing existing refugee laws and harmonization policies, emphasizing the necessity of aligning them with the changing needs of refugees. The recommendation calls for a comprehensive and organized strategy to enhance the process of refugee integration in Türkiye. | tr_TR |
dc.description.abstract | The world is currently experiencing one of the most significant refugee crises since World War II, with countries forcing millions of people to flee and seek refuge in other nations. Türkiye is among the nations profoundly affected by this humanitarian exodus, hosting the largest number of refugees globally. Using semi-structured interviews, the study investigates the conceptual understanding of refugee integration among International and local NGOs. It delves into the services and support provided by these organizations to facilitate refugee integration into Turkish society.
Additionally, the research uncovers the major challenges faced by NGOs and refugee and refugee children throughout the integration process, shedding light on how these NGOs navigate and address these challenges. The research findings highlight the diverse interpretations of integration existing among INGOs and NGOs, primarily grounded in the philosophy of harmonization and social cohesion. Moreover, the temporary nature of refugee regulations and the absence of any comprehensive integration policy poses challenges for NGOs in implementing programs and activities towards integration. The confluence of factors such as a shortage of funds, the impact of COVID-19, and February 6, 2023, earthquake has not only hindered ongoing integration efforts but has also compelled NGOs to redirect their focus towards addressing fundamental facilities. The study recommends a reassessment of existing refugee laws and harmonization policies, emphasizing the necessity of aligning them with the changing needs of refugees. The recommendation calls for a comprehensive and organized strategy to enhance the process of refugee integration in Türkiye. | tr_TR |
dc.description.ozet | Dünya II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en kritik mülteci krizlerinden birini yaşamaktadır. Bunlar Suriye, Afganistan, Sudan, Yemen, Myanmar, Ukrayna ve daha yakın tarihli Filistin gibi ülkelerde devam eden savaşların sonucudur. Küresel yerinden edilmiş kişi sayısı zaten 110 milyonu aşmış durumda. Bu mülteci akınından derinden etkilenen ülkelerin başında gelen Türkiye, geçen on yılda küresel olarak en fazla mülteci barındıran ülke olarak öne çıkıyor. Bu nedenle, sadece koruma ve temel olanaklar sağlamanın ötesinde, bu mültecileri yerel topluma etkili bir şekilde entegre etmek, hem uluslararası kuruluşlar hem de ev sahibi ülke Türkiye için önemli bir zorluk haline gelmiştir.
Bu araştırma sadece küresel mülteci krizi sorunlarını araştırmakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye'deki uluslararası ve yerel STK'ların mülteci entegrasyonuna yaklaşımlarını incelemektedir. Çalışmanın odak noktası, Türkiye'deki mültecilerin entegrasyonunu kolaylaştırmada etkin olan hem uluslararası hem de yerel STK'lar üzerinedir. Bu organizasyonlar, ülkedeki mültecilerin topluma entegre olup, toplumun bir parçası olmasına büyük katkı sağlar. Ayrıca, araştırma, entegrasyon sürecinde karşılaşılan temel zorlukları ortaya çıkararak, bu zorlukları aşmak ve çözmek için bu organizasyonların kullandığı stratejilere dair içgörüler sunar. Ekosistem yaklaşımını benimseyerek, araştırma, sosyal entegrasyonu inceleyerek, farklı mülteci ekosistemlerinde STK'ların oynadığı rolleri araştırır.
Araştırma, Ankara, Türkiye'de gerçekleştirildi ve STK kurucular, program yöneticileri, koordinatörler, sosyal çalışmacılar ve diğer profesyonellerle yapılan mülteci ile ilgili çalışmalara katılan uluslararası ve yerel STK'larla yapılan görüşmeler yoluyla veri toplamak, düzenlemek ve analiz etmek için nitel araştırma yöntemi kullanıldı. Bu organizasyonları seçmek için amaçlı örneklem teknikleri kullanıldı ve mülteci konuları ve Türkiye'deki sosyal entegrasyon konusunda yeterli ve anlamlı veri sağlayabilen belirli organizasyonlara odaklandı. Kullanıldı 20 STK belirlenen kriterlere dayanarak seçildi ve bunlardan 14'üyle başarılı görüşmeler yapıldı ve bu örgütlerin verileri çalışma için kullanıldı. Ek olarak, toplanan bilgiler, cinsiyet, siyasi ve ekonomik yönler gibi çeşitli temalarda STK'ların rollerini açıklayan tematik analiz kullanılarak analiz edildi.
Araştırma bulguları, Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları ile yerel Sivil Toplum Kuruluşları arasında Türkiye'deki sosyal entegrasyon konusundaki farklı bakış açılarını ortaya koyuyor. Bu nedenle, sosyal entegrasyon için benimsedikleri yaklaşımlar ve hizmetler, genellikle mültecilerin karşılaştığı zorlukları hafifletmeye yönelik tek yönlü bir yaklaşımı benimser. Ayrıca, sivil toplum kuruluşları, uzun vadeli entegrasyona odaklanan programları ve projeleri uygulamada zorluklarla karşılaşırlar. Bu durum, kapsamlı mülteci politikalarının eksikliği ve mülteci yasalarının geçici niteliği nedeniyle sürdürülen çabalar için engel teşkil eder.
Bunun yanı sıra, mülteci entegrasyonuna devam eden çabaları engelleyen, finansman eksikliği, COVID-19'un etkileri ve 6 Şubat 2023'teki Türkiye depremi gibi diğer zorluklar da vurgulanmaktadır. Çalışma ayrıca mevcut yasaların ve sosyal entegrasyon prosedürlerinin mültecilerin değişen taleplerine uygun şekilde ayarlanmasının ve bunların gözden geçirilmesinin önemini vurgular. Öneri, Türkiye'nin mülteci entegrasyon sürecini iyileştirmek için kapsamlı ve iyi planlanmış bir yaklaşımın benimsenmesini savunur.
Son olarak, araştırma, sivil toplum kuruluşlarının mültecilerin sosyal entegrasyonundaki çok yönlü rolünü başka çalışmalar için değerli bir içgörü ve temel sağlar. Bu nedenle, gelecekteki araştırmalar, eğitim, sağlık, istihdam, vatandaşlık ve entegrasyonun sosyal ve kültürel yönleri de dahil olmak üzere mülteci entegrasyonunun çeşitli boyutlarına derinlemesine girebilir. Araştırmacılar, aynı zamanda, çocuklar, kadınlar, yaşlı bireyler, öğrenciler ve genç yetişkinler gibi mülteci alt gruplarını içeren, STK'ların entegrasyondaki özel rolünü inceleyebilirler. Araştırma, ayrıca etnik veya ırksal kökenli mültecileri daha detaylı bir şekilde inceleyerek, bu mültecilerin entegrasyonuna nasıl yardımcı olduklarını da araştırabilir. | tr_TR |