Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorBabaoğlu, Elif
dc.contributor.authorİdikut, Aytekin
dc.date.accessioned2023-11-10T13:29:43Z
dc.date.issued2022-11-18
dc.date.submitted2022-11-18
dc.identifier.citationİdikut, A., COVID-19 seyri ile Endotelyal Nitrik Oksit Sentaz Genetik Polimorfizmlerinin İlişkisi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanlık Tezi, Ankara, 2022tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/34147
dc.description.abstractThe World Health Organization has identified Coronavirus Disease 2019 (COVID-19) as an epidemic of acute severe respiratory syndrome coronavirus-2 (SARS-CoV-2) infection. Due to the spread and severity of the virus, it was defined as a global epidemic (pandemic) on March 11, 2020. It has been observed that the course of COVID-19 infection may differ individually between patients, and studies that can explain these differences are needed. In this study, it is aimed to examine the relationship between the course of an infectious agent, COVID-19, and eNOS genetic polymorphisms. Patients who applied to the Pulmonology outpatient clinic between 01.12.2021 and 01.09.2022 for any reason, over the age of 18 and had COVID-19 before January 2021 were included in our study. According to the World Health Organization and the Ministry of Health's COVID-19 criteria, they were classified as mild or severe disease based on the clinical history provided by the patients. Mild patients were divided into group 1, severe patients were divided into group 2. After the polyclinic examination, blood was taken from the volunteers participating in the study in an EDTA tube in addition to the requested blood tests, and then DNA isolation and then genotyping were performed. Genotyping experiments of NOS3 G894T (rs1799983) and NOS3 VNTR 4a/4b (rs61722009) were carried out using polymerase chain reaction (PCR) and restriction fragment length polymorphism (RFLP) methods. A total of 180 patients were included in the study, 107 of whom were group 1 mild and 73 group 2 severe patients. G/G genotype, which is NOS3 G894T wild type, was observed in 55 (51.4%) patients in group 1 mild patients, and 40 (54.8%) individuals in group 2 severe patients. Heterozygous G/T genotype was observed in 38 (35.3%) individuals in group 1 mild, and 23 (31.5%) in group 2 severe patients. Polymorphic T/T genotype was observed in 14 (13.1%) individuals in group 1 and in 10 (13.7%) individuals in group 2. When the NOS3 VNTR 4a/4b genotypes were examined, the 4c allele, which was reported to be rare in the literature, was detected in 2 patients in group 2, and the presence of asthma was noted in both of these patients. Of 107 patients in Group 1, 3 (2.8%) 4a/4a, 25 (23.4%) 4a/4b, 79 (73.8%) 4b/4b genotypes were detected. While 4a/4a genotype was not detected in any of the 71 patients in Group 2, 4a/4b genotypes were found in 15 (21.1%) and 4b/4b genotypes in 56 (78.9%) patients. There was no statistically significant difference in terms of genotype frequency in the study groups, and an increasing trend was observed in the 4b/4b genotype in the severely affected patient group (p=0,193). Our study detected no significant association between the NOS3 G894T and NOS3 VNTR 4a/4b genetic polymorphisms and the course of COVID-19. Presence of coronary arterial disease, diabetes, cardiac arrhythmia and COPD, and advanced age were seen as risk factors for the development of oxygen demand and hospitalization in COVID-19 patients.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectCOVİD-19tr_TR
dc.subjectEndotelyal Nitrik Oksit Sentaztr_TR
dc.subjectFarmakogenetiktr_TR
dc.subjectİnflamasyontr_TR
dc.subject.lcshSolunum sistemitr_TR
dc.titleCOVID-19 Seyri ile Endotelyal Nitrik Oksit Sentaz (eNOS) Genetik Polimorfizmlerinin İlişkisitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetAkut ciddi solunum yolu sendromu coronavirüs-2 (SARS-CoV-2) enfeksiyonu salgını, Dünya Sağlık Örgütü tarafından Coronavirus Hastalığı 2019 (COVID-19) olarak adlandırılmıştır. Virüsün yayılımı ve şiddeti nedeniyle 11 Mart 2020’de küresel salgın (pandemi) olarak tanımlamıştır. COVID-19 enfeksiyon seyrinin, hastalar arasında bireysel farklılık gösterebildiği izlenmiştir ve bu farklılıkları açıklayabilecek çalışmalara gereksinim vardır. Bu çalışmada, bir enfeksiyöz etken olan COVID-19 hastalığının seyri ile eNOS genetik polimorfizmleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmamıza 01.12.2021 ile 01.09.2022 tarihleri arasında herhangi bir sebeple Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Polikliniklerine başvuran, 18 yaş üstü ve Ocak 2021’den önce COVID-19 geçirmiş hastalar dahil edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’nün ve Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı COVID-19 rehberleri doğrultusunda, hastalardan alınan klinik öyküye göre hastalığın hafif veya ağır geçirmelerine göre gruplandırılmışlardır. Hafif geçiren hastalar grup 1, ağır geçiren hastalar grup 2 olarak ayrılmışlardır. Çalışmaya iştirak eden gönüllülerden poliklinik muayenesi sonrası istenilen kan tetkiklerine ek olarak EDTA’lı tüpe kan alınmış olup, daha sonra DNA izolasyonu ve akabinde genotipleme yapılmıştır. NOS3 G894T (rs1799983) ve NOS3 VNTR 4a/4b (rs61722009) genotipleme deneyleri polimeraz zincir tepkimesi (polymerase chain reaction; PCR) ve restriksiyon fragman uzunluğu polimorfizmi (restriction fragment length polymorphism; RFLP) yöntemi kullanılarak yürütülmüştür. Çalışmaya toplam 180 hasta dahil edilmiş olup, 107’si grup 1 hafif geçiren, 73’ü grup 2 ağır geçiren hastalar olarak ayrılmıştır. NOS3 G894T yabanıl tipte “wild type” olan G/G genotipi grup 1 hafif geçiren hastalarda 55 (%51,4) kişide gözlenmiş olup, grup 2 ağır geçirenlerde 40 (%54,8) kişide izlenmiştir. Heterozigot G/T genotipi grup 1 hafif geçirenlerde 38 (%35,3) kişide, grup 2 ağır geçirenlerde ise 23 (%31,5) olarak izlenmiştir. Polimorfik homozigot T/T genotipi ise grup 1’de 14 (%13,1) kişide grup 2’de ise 10 (%13,7) kişide görülmüştür. NOS3 VNTR 4a/4b genotiplerine bakıldığında grup 2’de yer alan 2 hastada literatürde nadir görüldüğü bildirilen 4c aleli tespit edilmiş olup bu hastaların her ikisinde de astım varlığı dikkat çekmiştir. Grup 1’de yer alan 107 hastanın, 3’ünde (%2,8) 4a/4a, 25’inde (%23,4) 4a/4b, 79’unda (%73,8) ise 4b/4b genotipi tespit edilmiştir. Grup 2’de yer alan 71 hastanın hiçbirinde 4a/4a genotipi saptanmazken, 15 (%21,1) kişide 4a/4b, 56 (%78,9) kişide ise 4b/4b genotipi saptanmıştır. Çalışma gruplarında genotip sıklığı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamış olup ağır geçiren hasta grubunda 4b/4b genotipinde artış eğilimi olduğu izlenmiştir (p=0,193). Çalışmamızda NOS3 G894T ve NOS3 VNTR 4a/4b genetik polimorfizmleri ile COVID-19 seyri arasında belirgin bir ilişki saptanamamıştır. COVID-19 hastalarında, hipertansiyon, KAH, diyabet, kardiyak aritmi, KOAH varlığı ve ileri yaş, oksijen ihtiyacı gelişimi ve hastaneye yatış açısından risk faktörü olarak gözlenmiştir.tr_TR
dc.contributor.departmentGöğüs Hastalıklarıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2023-11-10T13:29:43Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster