Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorSeber, Hande
dc.contributor.authorÇakır, Ece
dc.date.accessioned2023-07-13T07:24:41Z
dc.date.issued2023-07-11
dc.date.submitted2023-06-16
dc.identifier.citationÇAKIR, Ece. "Representation and Evolution of the Monster and Monstrosity in the Late Victorian and Early Edwardian Gothic Novel," Ph.D. Dissertation, Ankara, 2023.tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/33616
dc.descriptionDoktora Tezitr_TR
dc.description.abstractIn their origin, monsters are signs of difference and a warning. As the embodiment of difference, monster stands as the signifier of the other, demarcating those whom societal norms deem dangerous or deviant. Providing a contrast by which the human can define itself, the monster is an essential figure in the dialectic relationship of the self and other, acting as a mirror to humanity. Warning against a myriad of dangers, it is the manifestation of historically and culturally conditioned fears. Accordingly, monsters embody a variety of fears threatening self-identity and society, corresponding to the changes in different periods and their consequences in time. In this light, the late Victorian and early Edwardian Gothic fictions are significant in their abundance of monsters. Looking at four manifestations of the monster at the end of the nineteenth century, this study aims to evaluate the Victorian monster and the ways it changes in tandem with the historical background, which created the impetus in the evolution of monstrosity. Reading the monster as a cultural category, this dissertation traces the changing forms of monstrous representation in Robert Louis Stevenson’s The Strange Case of Dr. Jekyll and Mr. Hyde (1886), Bram Stoker’s Dracula (1897), Florence Marryat’s The Blood of the Vampire (1897), and Walter de la Mare’s The Return (1910). Arguing that over the course of the nineteenth century, Gothic monsters shifted from tangible, external forms of monstrosity to an invasive, inherent danger capable of transforming both the individual and social body, this study concludes with a monster that evolves into a complete loss of selfhood. In this sense, this dissertation aims to unfold how the ideals and fears of a society are mirrored in the representations of otherness, and their evolution through the changing forms of monsters, in relation to the socio-cultural, political and literary circumstances.tr_TR
dc.language.isoentr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectMonsterstr_TR
dc.subjectMonstrositytr_TR
dc.subjectGothic Fictiontr_TR
dc.subjectLate Victorian Gothic Noveltr_TR
dc.subjectEdwardian Periodtr_TR
dc.subject.lcshİngiliz edebiyatıtr_TR
dc.title“Representation and Evolution of the Monster and Monstrosity in the Late Victorian and Early Edwardian Gothic Novel”tr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetTemelde canavarlar hem birer farklılık işareti, hem de birer uyarıdır. Farklılığın somut hali olarak canavar, toplumsal normlar tarafından tehlikeli veya sapkın kabul edilen kişileri ayırt eden bir belirteçtir. İnsanın kendini tanımlayabilmesi için bir karşılaştırma unsuru olarak beliren canavar, benlik ve ötekinin diyalektik ilişkisinde temel bir figür olarak hareket eder ve insanlığa ayna tutar. Pek çok tehlikeye karşı uyarıda bulunarak, tarihsel ve kültürel olarak koşullanmış korkuların çoğunlukla somutlaşması olarak ortaya çıkar. Buna göre, canavarlar farklı dönemlerdeki toplumsal değişimler ve bunların zaman içindeki sonuçlarını gösteren, bireysel ve toplumsal kimlikleri tehdit eden çeşitli korkuları temsil eder. Bu anlamda, geç Viktorya ve erken Edward dönemi Gotik kurguları, sayısız canavar temsilleri ile öne çıkar. Canavarın on dokuzuncu yüzyılın sonundaki dört farklı halinin incelenmesine odaklanan bu çalışma, Viktorya dönemi canavarının bu canavarın evriminde rol oynayan tarihi arka plan bağlamında nasıl değiştiğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Canavarı bir kültürel kategori olarak okuyan bu tez, Robert Louis Stevenson’ın The Strange Case of Dr. Jekyll and Mr. Hyde (Dr. Jekyll ve Bay Hyde’ın Tuhaf Hikayesi) (1886), Bram Stoker’ın Dracula (1897), Florence Marryat’ın The Blood of the Vampire (Vampirin Kanı) (1897), ve Walter de la Mare’in The Return (Dönüş) (1910) romanlarında canavarın değişen temsillerinin izini sürmektedir. On dokuzuncu yüzyıl ilerledikçe Gotik canavarların somut, dışarıdan gelen canavar formlarından hem bireysel, hem de toplumsal bedeni dönüştürebilen bir işgalci, içsel bir tehlikeye doğru kaydığını tartışan bu çalışma, benliğin tamamen kaybına dönüşen bir canavar evrimi ile sonuçlanır. Bu bağlamda, bu tez toplumun ideallerinin ve korkularının öteki temsillerinde ve canavarların değişen formlarıyla olan ilişkilerinde nasıl yansıtıldığını ve evrim geçirdiğini dönemin sosyo-kültürel, siyasi, ve edebi koşulları ile birlikte açığa çıkarmayı amaçlamaktadır.tr_TR
dc.contributor.departmentİngiliz Dili ve Edebiyatıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2023-07-13T07:24:41Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster