Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorEroğlu, İpek
dc.contributor.authorAkman, Melike
dc.date.accessioned2023-06-05T13:28:53Z
dc.date.issued2023
dc.date.submitted2023-01-16
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/33314
dc.description.abstractPigment diseases are diseases that occur when melanocyte cells that give color to the skin are damaged by genetic, autoimmune or environmental reasons. As a result of these damage to the melanocytes, the skin color may become darker (hyperpigmentation) or lighter (hypopigmentation) than its normal color. Vitiligo is the most common among acquired hypopigmentation diseases, with a worldwide prevalence of approximately 8.8%. Current treatment options for vitiligo include medical, surgical, herbal and some medical treatments. With these treatments, the symptoms of the disease can be reduced, but these conventional approaches are insufficient to provide an effective treatment and may cause side effects. Today, topical formulations containing the immunosuppressive agent pimecrolimus are frequently preferred for treatment. However, these treatments with conventional formulations (cream, gel, ointment, lotion, powder) cannot provide adequate treatment because they have low penetration properties and cannot reach target tissues. For this reason, it can be used in combination with topical treatment, phototherapy or systemic treatment, but the side effects of combined treatments can be high and long treatment duration. In recent years, it is aimed to prevent the formation of vitiligo and thus to increase the quality of life of the patient with new generation formulations and advanced technological treatments. In this respect, liposomes draw attention as effective drug delivery systems that are biodegradable, biocompatible, have a structure similar to biological membranes, are non-toxic, have penetration enhancing and targeting properties. Thanks to these advantages, with liposome formulations, both effective treatment can be provided with lower doses and drug-related side effects can be reduced. Within the scope of this thesis; Liposome formulations were prepared by thin film- forming method using different lipids (Soya-phosphatidylcholine, DPPC, Lipoid S100) and characterization studies (particle size, polydispersity index and zeta potential measurements, morphological properties, encapsulation efficiency and stability tests) were performed. The in-vitro release/diffusion properties and cytotoxicity of the optimized liposome formulations were investigated. In conclusion; An innovative formulation has been developed as an alternative to conventional preparations currently used in treatment. Thus, a lower dose, shorter time and more effective treatment option was provided for patients.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherFen Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectPigment Hastalıklarıtr_TR
dc.subjectVitiligotr_TR
dc.subjectPimekrolimustr_TR
dc.subjectLipozomtr_TR
dc.subjectTopikal Tedavitr_TR
dc.titleVitiligo Tedavisine Yönelik Pimekrolimus Yüklü Lipozom Formülasyonlarının Geliştirilmesitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetPigment hastalıkları, deriye rengini veren melanosit hücrelerinin genetik, otoimmün veya çevresel nedenlerle hasar görmesiyle meydana gelen hastalıklardır. Melanositlerde oluşan bu hasarlar sonucunda cilt rengi normal renginden daha koyu (hiperpigmentasyon) ya da daha açık (hipopigmentasyon) bir renk alabilir. Vitiligo, edinsel hipopigmentasyon hastalıklar arasında en sık görülen olup, dünya çapında prevalansı yaklaşık % 8.8 civarındadır. Vitiligo için güncel tedavi seçenekleri arasında medikal, cerrahi, bitkisel ve bazı tıbbi tedaviler bulunmaktadır. Bu tedaviler ile hastalığın semptomları azaltılabilir, ancak bu konvansiyonel yaklaşımlar etkin bir tedavi sağlanmasında yetersiz kalmakta ve yan etkiler oluşturabilmektedir. Günümüzde, immünsüpresif ajan olan pimekrolimus içeren topikal formülasyonlar tedavi amacıyla sıklıkla tercih edilmektedirler. Ancak konvansiyonel formülasyonlar (krem, jel, merhem, losyon, toz) ile yapılan bu tedaviler, düşük penetrasyon özelliklerine sahip olması ve hedef dokulara ulaşamaması nedeniyle yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle topikal tedavi, fototerapi veya sistemik tedavi ile kombine şekilde kullanılabilmekte, fakat kombine tedavilerin yan etkileri fazla ve tedavi süresi uzun olabilmektedir. Son yıllarda, yeni nesil formülasyonlar ve ileri teknolojik tedaviler ile vitiligo oluşumunun önlenmesi ve böylece hastanın yaşam kalitesinin arttırılması hedeflenmektedir. Bu açıdan lipozomlar, biyoparçalanabilen, biyouyumlu, biyolojik membranlara benzer yapıda olan, toksik olmayan, penetrasyon arttırma ve hedefleme özelliklerine sahip, etkili ilaç taşıyıcı sistemler olarak dikkat çekmektedirler. Bu avantajlar sayesinde lipozom formülasyonları ile, daha düşük dozlarla hem etkin tedavi sağlanabilmekte hem de ilaca bağlı yan etkiler azaltılabilmektedir. Bu tez kapsamında; lipozom formülasyonları farklı lipitler kullanılarak (Soya-fosfotidilkolin, DPPC, Lipoid S100) ince film tabaka oluşturma yöntemi ile hazırlanmış ve karakterizasyon çalışmaları (partikül büyüklüğü, polidispersite indeksi ve zeta potansiyel ölçümleri, morfolojik özellikler, enkapsülasyon etkinliği ve stabilite testleri) yapılmıştır. Optimize edilen lipozom formülasyonlarının, in-vitro salım/difüzyon özellikleri ve sitotoksisiteleri araştırılmıştır. Sonuç olarak; şu an tedavide kullanılmakta olan konvansiyonel preparatlara alternatif olarak yenilikçi bir formülasyon geliştirilmiştir. Böylece hastalar için daha düşük dozda, daha kısa sürede ve daha etkin bir tedavi seçeneği sağlanmıştır.tr_TR
dc.contributor.departmentBiyomühendisliktr_TR
dc.embargo.terms6 aytr_TR
dc.embargo.lift2023-12-08T13:28:53Z
dc.fundingBilimsel Araştırma Projeleri KBtr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster