dc.description.abstract | Sevgili öğrenciler/okuyucular,
Türk Dili dersleri uzun yıllardır üniversitelerde zorunlu bir ders olarak
okutulmaktadır. Ancak ders içeriklerinin günümüzde ortaya çıkan öğrenci
ihtiyaçlarını karşılamaktan gittikçe uzaklaştığı görülmektedir. Buradan hareketle öğrenci ihtiyaçları dikkate alınarak ve dersin işlevselliği göz önünde
bulundurularak yeni bir bakış açısı ile Türk Dili derslerinde okutulmak üzere kitabımız hazırlanmıştır. YÖK’ün Türk Dili dersi için çizdiği çerçevenin
dışına çıkılmadan ders içeriklerine işlevsellik kazandırılmaya çalışılmıştır.
İnsan anladıkça, anlattıkça ve anlaşıldıkça hayata daha çok tutunur ve
hayatı anlam kazanır. Bu açıdan dil ile düşünce arasında çok güçlü bir
bağ bulunmaktadır. Düşüncenin gelişebilmesi için dilin etkin ve yetkin
kullanımı gerekir. Öte yandan insan, toplum içerisinde sosyal bir varlık
olarak yaşadığı ve bu yönünü güçlendirmesi önem kazandığı için iletişim
kavramı ön plana çıkar. Şüphesiz bu kavramların/düşüncelerin bir ders
kapsamında öğretilmesi/aktarılması/uygulanması mümkün değildir. Ancak bu kavramlar üzerinde düşünmek, bu kavramları işlemek ve hayatın
içinde etkili bir şekilde kullanabilmek için farkındalık kazanmak önemlidir.
Kitabımızın temel amacı öğrencilerimizi hayata bu yönüyle hazırlamak ve
hayatla dil arasında güçlü köprüler kurmalarını sağlamaktır.
Bölümlerin yazımında alanında uzman akademisyenlerin seçilmesine
özellikle titizlik gösterildiğini belirtmek isteriz. Yazarlarımıza bu kitabın
hazırlanması fikrinden bahsettiğimizde hiçbir karşılık beklemeksizin
öğrencilerimiz ve üniversitemiz için böyle bir kitapta yer almaktan çok
büyük mutluluk duyacaklarını belirttiler. Kendilerine buradan bir kez daha
içtenlikle teşekkür etmek isteriz.
Kitaba dilin ne olduğu, kökeni, özellikleri gibi konuları ele alarak başladık.
Ardından ikinci bölümde dil ve kültür arasındaki ilişkinin önemi üzerinde
durduk. Üçüncü bölümde dilbilimsel yaklaşımdan yararlanarak dile ilişkin
genel bir değerlendirme sunduk. Dördüncü bölümde Türkçenin tarihî
gelişiminden bahsettik. Beşinci bölümde dil temasları, politikaları ve Türk
dillerindeki çeşitlenme konusuna yer verdik. Altıncı bölümde Türkçenin
dünya dilleri içindeki yerinden bahsettik. Yedinci bölümde dilimizi daha
iyi tanıyabilmek için ses bilgisi ve ses bilimi konularına yer verdik. Sekizinci bölümde kelime türleri, dokuzuncu bölümde sözdizimi konularına
değindik. Onuncu bölümde anlambilim ve on birinci bölümde göstergebilim konularına yer verdik. Son bölümde ise popüler dil tartışmaları üzerinde durarak kitabımızı tamamladık.
Türk diliyle ilgili pek çok meselenin yer aldığı böyle bir kitapta elbette
tartışmaya açık konular da bulunmaktadır. Bilimsel bir kitapta aynı konular üzerinde farklı düşüncelerin ve yaklaşımların olması kaçınılmazdır. Bu
noktada yazarlarımızın yaklaşımlarına saygı duyduk ve kitabın mutlak bilgiyi önceleyen bir çerçevede hazırlanmasından ziyade farklı bakış açılarına yer
veren bir yapıda oluşturulmasını uygun bulduk. Söz gelimi gramer konusuna geleneksel ve modern yaklaşımları olabildiğince karşılaştırmalı biçimde
sunmaya çalıştık. Benzer biçimde “Azerice mi, Azeri Türkçesi mi, Azerbaycan Türkçesi mi denmeli?” gibi konularda yazarların görüşlerine müdahale
etmedik. Zira farklı yaklaşımların varlığını öğrencilerimiz için bir zenginlik olarak değerlendiriyoruz. Üniversite düzeyinde bir ders kitabında mutlak bilgi yerine farklı bakış açılarının ortaya konması, öğrencilerimizin farklı
yaklaşımlardan haberdar olmalarını sağlayarak eleştirel düşünme becerilerine ve muhakeme yeteneklerine katkıda bulunacaktır. Bu düşüncelerin/
ifadelerin/kavramsallaştırmaların derste tartışılmasını oldukça faydalı
bulduğumuzu vurgulamak isteriz.
Birbiriyle kesişen konular çerçevesinde bazı kavramların birden fazla ünitede incelenmiş olduğu görülebilir. Her ünitenin kendi gerekleri bağlamında
yazarlar tarafından ele alınan temel kavram ve konular, kitabın bütünü içinde kısa tekrarlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu tekrarların konunun kavranmasında ve pekiştirilmesinde faydalı olacağını düşünüyoruz.
Türk Dili dersi, üçlü bir sac ayağı şeklinde tasarlanmıştır. Bunlar; dersin öğretim görevlisi, ders kitabı ve dijital içerikler şeklindedir. Böylece
öğrencilerimiz, anlamakta güçlük çektikleri ya da tartışmak istedikleri bir
konuyu rahatlıkla dersin öğretim görevlisi ile tartışarak/konuşarak açıklığa
kavuşturabilir.
En büyük arzumuz öğrencilerimizin merakını tetikleyerek dilleri üzerinde düşünmesini sağlamak ve dillerini daha güzel, doğru ve yetkin
kullanmalarına öncülük edebilmektir. Kitabımızla ilgili düşünceleriniz,
geri bildirimleriniz şüphesiz daha iyi bir kitabın hazırlanmasına yardımcı
olacaktır. Kitabımızın tüm öğrencilerimize ve Türk dilini gönüllerine ve
nesillerine mayalamışlara faydalı olmasını temenni ediyoruz. | tr_TR |