dc.contributor.advisor | Güncü, Güliz Nigar | |
dc.contributor.author | Erduran, Nazan Ece | |
dc.date.accessioned | 2022-04-29T05:51:33Z | |
dc.date.issued | 2022 | |
dc.date.submitted | 2022-04-07 | |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/26183 | |
dc.description.abstract | Peri-implantitis is an inflammatory disease around implants characterized by progressive bone loss. There are many different approaches proposed for the treatment of peri-implantitis such as non-surgical mechanical treatment with the additional use of diode laser. There are conflicting results regarding the effectiveness of this approach in the literature. Evaluation of the clinical changes in peri-implant tissues as well as the biomarker levels associated with the pathogenesis of peri-implantitis before and after the treatment may illuminate this contradiction. The aim of this study is to evaluate the efficacy of diode laser application in addition to non-surgical mechanical theraphy in the treatment of peri-implantitis, both clinically and biochemically. A total of 27 people (21 females and 6 males) with the mean age of 55.08 ± 10.57 years agreed to participate in our study. 40 implants diagnosed with peri-implantitis were randomly assigned to the laser group (laser application in addition to conventional treatment, n=19) or the control group (conventional treatment alone, n=18). Clinical parameters of the implants such as pocket depth, gingival index, gingival bleeding time index, plaque index were recorded and peri-implant crevicular fluid (PICF) samples were collected and also IL-1β, IL-10, IL-17, TWEAK, sclerostin, RANKL and OPG levels in PICF samples were measured with ELISA tests in both treatment groups at baseline, third month and sixth month. According to the results of the study, significant decreases were detected at 6th month both in clinical and biochemical parameters compared to the initial values in each treatment group. When comparing both treatment groups, clinical parameters such as gingival index, gingival bleeding time index and plaque index; and biochemical parameters such as IL-1β, IL-17 and sclerostin were significantly different in favor of the laser group at the third month controls. However, the difference at the third month between groups equalized at 6th month. Within the limitations of this study, diode laser seems to be an additional valuable tool in the early healing period of peri-implantitis treatment. In addition, IL-1β, IL-17 and sclerostin have found to be better biomarkers for the diagnosis of peri-implantitis and the evaluation of the treatment efficacy. Further studies are needed to confirm these findings. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | peri-implantitis | tr_TR |
dc.subject | PİOS | tr_TR |
dc.subject | diyot lazer | tr_TR |
dc.subject | biyobelirteç | tr_TR |
dc.title | Peri-İmplantitis Tedavisinde Cerrahi Olmayan Tedavi Yaklaşımlarının Etkinliğinin Klinik ve Biyokimyasal Olarak Değerlendirilmesi | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Progresif kemik kaybı ile karakterize, implant çevresi dokuları etkileyen, iltihabi bir hastalık olan ve görülme sıklığı gün geçtikçe artan peri-implantitisin tedavisi için pek çok farklı yaklaşım bulunmaktadır. Cerrahi olmayan mekanik tedaviye ek olarak diyot lazer kullanımı peri-implantitis tedavisi için önerilen yöntemlerden biridir. Literatürde bu yaklaşımın etkinliği ile ilgili olarak çelişkili sonuçlar bulunmaktadır. Peri-implant dokulardaki klinik değişikliklerin yanı sıra peri-implantitis patogenezi ile ilişkili biyobelirteçlerin tedavinin başlangıç aşamasında ve tedavi sonrası takip süreçlerindeki düzeylerinin değerlendirilmesi var olan bu çelişkiyi aydınlatabilir. Çalışmamızın amacı; peri-implantitis tedavisinde cerrahi olmayan tedaviye ek diyot lazer uygulanmasının etkinliğinin hem klinik hem de biyokimyasal olarak değerlendirilmesidir. Çalışma grubumuz yaş ortalaması 55.08 ± 10.57 olan 21 kadın, 6 erkek toplam 27 kişiden oluştu. Bu bireylerde bulunan peri-implantitis teşhisi konmuş olan 40 implant başlangıç peri-implant tedavisini takiben randomize olarak lazer grubu (konvansiyonel tedaviye ek lazer uygulanan grup, n=19) veya kontrol grubu (konvansiyonel tedavinin tek başına uygulandığı grup, n=18) olmak üzere iki ayrı gruba atandı. Her iki tedavi grubundaki implantların cep derinliği, gingival indeks, dişeti kanama zamanı indeksi, plak indeksi değerlerinin kaydedilmesi ve peri-implant oluk sıvısı (PİOS) örneklerinin toplanması başlangıçta, 3.ayda ve 6.ayda gerçekleştirildi. Elde edilen PİOS örneklerindeki IL-1β, IL-10, IL-17, TWEAK, sklerostin, RANKL ve OPG seviyeleri uygun ELISA testleri ile ölçüldü. Çalışmanın sonuçlarına göre her iki tedavi grubunda da 6. aylık takip periyodu sonunda klinik ve biyokimyasal parametrelerde başlangıç değerlerine göre anlamlı azalmalar tespit edildi. Her iki tedavi yaklaşımı karşılaştırıldığında 3. ayda klinik parametrelerden gingival indeks, dişeti kanama zamanı indeksi ve plak indeksinde; biyokimyasal parametrelerden IL-1β, IL-17 ve sklerostinde lazer grubunun lehine anlamlı bir fark tespit edildi. Ancak gruplar arası bu farklılık 6. ayda ortadan kalktı. Lazer grubunda 3. ayda gözlenen bu anlamlı farklar, diyot lazerin peri-implantitis tedavisinde ek kullanımının iyileşme açısından erken dönemde avantaj sağlayabileceğini göstermektedir. Ayrıca, peri-implantitis teşhisinde ve tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesi amacıyla IL-1β, IL-17 ve sklerostin iyi birer biyobelirteç olabilecekleri ve bu sonucu desteklemek adına ileri çalışmalara ihtiyaç olduğu sonucuna ulaşılmıştır. | tr_TR |
dc.contributor.department | Periodontoloji | tr_TR |
dc.embargo.terms | 6 ay | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2022-11-01T05:51:33Z | |
dc.funding | Bilimsel Araştırma Projeleri KB | tr_TR |
dc.subtype | dentThesis | tr_TR |