Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorTürkyılmaz, Çetin
dc.contributor.authorGürsul, Erdal
dc.date.accessioned2020-07-17T13:03:45Z
dc.date.issued2020-07-06
dc.date.submitted2020-06-24
dc.identifier.citationAPAtr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/22427
dc.description.abstractABSTRACT GÜRSUL, Erdal. On the Struggle for Recognition and Intersubjectivity in Fichte and Hegel, Ph. D. Dissertation. Ankara, 2020. This thesis aims at presenting the ideas of Fichte and Hegel along with their differences with regards to the intersubjectivity and struggle for recognition. In the first section, the ideas of Fichte who endeavored to lay the foundations of his own philosophy through criticizing the Kant philosophy are included. Here, on the one hand, Fichte intervenes with the solipsism and dualism problems remaining after the apprehension of subject of modern philosophy, on the other hand, he deals with the problem of dogmatism. Fichte addresses these problems on the ground of intersubjectivity via the relationship of Self with the other, which he determined as a practical principle or action in his own system named Wissenschaftslehre. From this point of view, we explained the ideas of Fichte on the intersubjectivity and recognition (Anerkennung) in the second section. Within the framework of the recognition theory, the other is a transcendental condition of self-consciousness and freedom. The recognition process which occurs through the other’s summons (Aufforderung) of the Self is mutual and constitutes a social characteristic based on a relation of right. In the third section, the ideas of Hegel deepening and broadening the concept of recognition that he took over from Fichte were elaborated. Leaving the recognition out of the scope of the laying foundation and transcendental burden in Fichte, Hegel emphasizes the phenomenological aspect of it. Depending on the process of consciousness, self-consciousness and universal self-consciousness, the recognition emerges in two ways as the master-slave dialectic, negatively, and as a Spirit in the content of mutual affirmative recognition. The mutual recognition as the Spirit (Geist) has a characteristic of being plural within the sense that the I is We and intersubjectivity, and forms a basis for an ethical life (Sittlichkeit) as freedom. Keywords Self, the Other, Intersubjectivity, Recognition, Right, Spirit, Freedom.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectBentr_TR
dc.subjectBaşkasıtr_TR
dc.subjectÖznelerarasılıktr_TR
dc.subjectTanınmatr_TR
dc.subjectHaktr_TR
dc.subjectTintr_TR
dc.subjectÖzgürlüktr_TR
dc.subject.lcshFelsefe (Genel)tr_TR
dc.titleFichte ve Hegel'de Öznelerarasılık ve Tanınma Mücadelesitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetÖZET GÜRSUL, Erdal, Fichte ve Hegel’de Öznelerarasılık ve Tanınma Mücadelesi, Doktora Tezi, Ankara, 2020. Bu tez, Fichte ve Hegel’in öznelerarasılık ve tanınma mücadelesi konusundaki düşüncelerini farklarıyla birlikte ortaya koymayı amaçlamaktadır. İlk bölüm, Kant felsefesini eleştirmek yoluyla kendi felsefesinin temellerini kurmaya çalışan Fichte’nin görüşlerini içermektedir. Burada Fichte, bir yandan modern felsefenin özne kavrayışından geriye kalan solipsizm ve dualizm problemlerine, diğer yandan dogmatizm problemine müdahale eder. Bu problemleri Fichte, Wissenschaftslehre adlı kendi sisteminde pratik bir ilke ya da bir eylem olarak belirlediği Ben’in başkasıyla olan ilişkisi aracılığıyla öznelerarasılık temelinde ele alır. Bu temelden hareketle ikinci bölüm, Fichte’nin öznelerarasılık ve tanınma (Anerkennung) konusundaki görüşlerine ayrıldı. Tanınma teorisinde başkası öz-bilincin ve özgürlüğünün transsendental bir koşulludur. Başkasının Ben’e çağrıda (Aufforderung) bulunması yoluyla ortaya çıkan tanınma süreci, karşılıklı olup bir hak ilişkisi temelinde toplumsal bir karakterdedir. Tezin üçüncü bölümü, Fichte’den devraldığı tanınma kavramını daha da derinleştiren ve genişleten Hegel’in bu konudaki görüşlerine ayrıldı. Tanınmayı Fichte’deki temel koyma ve transsendental yükünden kurtaran Hegel, onun fenomenolojik yönünü ön plan çıkarır. Bilinç, öz-bilinç ve evrensel öz-bilinç sürecine bağlı olarak Hegel’de tanınma, efendi-köle diyalektiği şeklinde olumsuz ve karşılıklı olumlu tanınma içeriğinde Tin olarak iki farklı şekilde ortaya çıkar. Tin (Geist) olarak karşılıklı tanınma, Ben’in Biz olması anlamında çoğul ve öznelerarası bir karakterde olup özgürlük olarak etik bir yaşamın (Sittlichkeit) temelini oluşturur. Anahtar Sözcükler Ben, Başkası, Öznelerarasılık, Tanınma, Hak, Tin, Özgürlük.tr_TR
dc.contributor.departmentFelsefetr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2020-07-17T13:03:45Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster