Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorAyhan, Emine Arzu
dc.contributor.authorTaşar Kapaklı, Gözde Elif
dc.date.accessioned2020-01-09T13:34:51Z
dc.date.issued2020
dc.date.submitted2020-01-02
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/21684
dc.description.abstractImmunoglobulin A (IgA) nephropathy is the most common chronic glomerular disease in the world. It has variable clinical, morphologic and prognostic features. It is important to define new parameters to better understand the pathogenesis of the disease, predict prognosis at earlier stages and to pave the path for new treatment modalities. We thus aimed to investigate the immunhistochemical expression of C4d, ADAM10 and WT-1 in kidney biopsies of IgA nephropathy patients and correlate the findings with clinical, laboratory and histopathologic features. In this study we compiled paraffine embedded kidney core biopsy samples of patients who had recieved a diagnosis of IgA nephropathy between the years of 2001 and 2018 at the Pathology Department of Hacettepe University Faculty of Medicine. The sections were immunhistochemically treated with C4d and ADAM10 / WT-1 dual stain. Perimesangial/mesangial localization was accepted as positive staning. Biopsies were evaluated according to parameters of the Oxford classification, epidemiologic features (age, gender), laboratory findings at presentation(daily proteinuria, serum creatinine and estimated glomerular filtration rate) and clinical follow up (type of treatment and kidney function tests’ status). Renal survival analyses was carried out by recording the follow up times and whether or not the patients progressed to end stage renal disease. We detected that C4d positive patients were statistical significanty older, had higher proteinuria values at presentation and had a higher rate of progression to end stage renal disease. The renal survival time of C4d positive patients were statistical significantly shorter than negative ones. In the biopsies of C4d positive patients there were statistically significantly more >25% segmental sclerosis and more >25% cellular/fibrocellular cresents. In accordance with the literature mesangial/perimesangial C4d positivity, which is the indicator of activation of the mannose binding lectine pathway, was related to bad prognosis. There wasn’t any statistical significant correlation between ADAM10 staning results and clinical or pathologic parameters. It is known that WT-1 protein regulates protein expression at the transcriptional level and there is nuclear expression of this protein. It was later found out that WT-1 regulates protein expression not only at the transcriptional level but also at the posttranscriptional level, due to its relationship with active proteosomes, disclosing a possible explanation for the cytoplasmic expression of this protein. In our series, podocytes in some biopsies showed cytoplasmic expression with WT-1. The patients with cytoplasmic WT-1 expression had statistically marginally higher positivity rates of progression to end stage renal disease. It was not related to any clinical and morphologic parameters like proteinuria or segmental sclerosis.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectIgA nefropatisitr_TR
dc.subjectC4d
dc.subjectADAM10
dc.subjectWT1
dc.subjectPrognoz
dc.titleİmmünglobulin A Nefropatili Hastalarda C4d, Adam10 ve Wt1 Ekspresyonunun Araştırılması ve Prognoz Üzerine Etkisitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetİmmünglobulin A (IgA) nefropatisi dünyada en sık görülen primer glomerüler hastalık olup çok değişken klinik, morfoloji ve prognoz gösterebilmektedir. Yeni parametrelerin tanımlanması hem patogenezin daha iyi anlaşılması, hem erken dönemde prognozu öngörmede katkı sağlaması, hem de tedavi yönünde yeni açılımlar sağlaması adına önemlidir. Biz bu çalışmada IgA nefropatili hastaların böbrek biyopsilerinde C4d, ADAM10 ve WT1’in immünhistokimyasal olarak ekspresyonunu ve klinik, laboratuvar ve histopatolojik bulgular aracılığı ile bu belirteçlerin prognostik öneme sahip olup olmadıklarını araştırmayı hedefledik. Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda 2001-2018 yılları arasında tanı almış 128 IgA nefropatili hastanın parafine gömülü böbrek iğne biyopsi dokularından elde edilen kesitlere immünhistokimyasal olarak C4d ve ikili boyama şeklinde WT1 / ADAM10 çalışmalarını uyguladık. C4d pozitifliği perimesangial/mesangial alandaki boyanma olarak kabul edildi. Biyopsiler Oxford klasifikasyonunda yer alan parametrelere göre yeniden değerlendirildi. Hastalar yaş, cinsiyet gibi epidemiyolojik özellikleri; biyopsi anındaki günlük proteinüri, serum kreatinin ve tahmini glomerüler filtrasyon hızları gibi laboratuvar sonuçları ve kullandıkları tedavi, süreçte böbrek fonksiyon testlerinin durumu gibi klinik takip parametreleri ile yeniden değerlendirildi. Hastaların takip süreleri ve son dönem böbrek yetmezliğine ilerleyip ilerlemedikleri kaydedilerek renal sağkalım analizi yapıldı. C4d pozitif hastaların negatif hastalara göre istatistiksel anlamlı olarak daha yaşlı ve tanı anında daha yüksek proteinüri değerine sahip olduğu, daha fazla son dönem böbrek yetmezliğine ilerlediği saptandı. İstatistiksel anlamlı olarak C4d pozitif hastaların renal sağkalım süresi negatif olanlara göre daha kısa olarak gözlemlendi. C4d pozitif hastaların biyopsilerinde negatiflere göre istatistiksel anlamlı olarak daha fazla %25’in üzerinde segmental skleroz ve daha fazla %25’in üzerinde selüler/fibroselüler kresent mevcuttur. Literatür ile uyumlu olarak mannoz bağlayıcı lektin yolağının aktivasyonuna işaret eden glomerüler perimesangial/mesangial C4d pozitifliği IgA nefropatili hastalarda kötü prognoz ile ilişkili bulundu. ADAM10 sonuçları ile klinik ya da patolojik parametreler arasında prognostik açıdan anlamlı bir ilişki elde edilemedi. Transkripsiyon düzeyinde ilişkili olduğu proteinlerin ekspresyonunu düzenleyen ve nükleer ifadelenmesi olduğu bilinen WT1 proteininin aslında sitoplazmik kompartmanda da yer aldığı ve burada aktive proteozomlarla ilişkili olarak ilgili olduğu proteinlerin ekspresyonunu posttranskripsiyonel olarak da yönettiği anlaşılmıştır. Bizim serimizde de bir kısım biyopside podositlerde WT1 ile sitoplazmik ekspresyon görüldü. Sitoplazmik WT1 ekspresyonu olan hastaların proteinüri ve segmental skleroz gibi klinik ve morfolojik parametrelerden bağımsız olarak son dönem böbrek yetmezliğine daha fazla ilerlediği kaydedildi; ancak bu sonuç istatistiksel olarak anlamlılık sınırında kaldı.tr_TR
dc.contributor.departmentTıbbi Patolojitr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2020-01-09T13:34:51Z
dc.fundingBilimsel Araştırma Projeleri KBtr_TR
dc.subtypemedicineThesis


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster