Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorUlubayram, Kezban
dc.contributor.authorManap, Gülseher
dc.date.accessioned2018-12-26T10:40:23Z
dc.date.available2018-12-26T10:40:23Z
dc.date.issued2018-07-05
dc.date.submitted2018-06-05
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/5540
dc.description.abstractRecently, developing of homeostatic wound dressings and biomaterials capable of stopping the bleeding have been the important research subjects of military and civil trauma researchers of developed countries. At the present time, the increase in the traffic and work accidents, still continuing wars and inadequacies in the field of surgical operation are increasing the frequency of traumatic injuries. Conventionally, in order to stop the uncontrollable bleedings after traumatic injuries, gauze or different homeostatic wound dressings are being used. However, commercially available homeostatic wound dressings are insufficient in terms of getting the shape of the wound area, contributing to the wound healing process, stopping the bleeding safely in every region of the body and are containing side effects such as lack of heat increase for recovery process and clotting disorder. For this reason, a new generation of hemostatic biomaterials is needed to be developed in order to safely stop any uncontrolled bleeding. The aim of this thesis is to develop an injectable fibroin based hemostatic microgel that capable of stopping the bleeding in an effective way in traumatic injuries in which there is an uncontrollable bleeding. In this regard, low molecular weight of silk fibroin protein (200 kDa) was prepared by extraction from B. mori cocoons. Then, by using the polymeric conformational transitions (Silk I and Silk II) of silk fibroin, fibrinogen or Vitamin K containing fibroin microgels less than 5 micron was prepared by phase separation methods without using any surfactant or organic solvent. Thus, fibroin microgels were extensively characterizated in terms of chemical, morphological, thermal, swelling properties. Moreover, rheological measurements were employed to assess the viscoelastic behavior of the microgels. Adaptability to the injectable form was studied and optimized by applying shear stress to the microgells prepared microgels. Then, their biocompatibility was aproved by assessing cell viability. Blood coagulation tests was performed to examine the hemostatic performance of the microgels. It has been observed that all microgels were in stable Silk II (β-crystallin) conformation and exhibit thermal stability and high biocompatibility. Among them, fibrinogen conjugate microgels (Fibgel-FngC) had the highest thermal stability. The rheological test results demonstrated that yielding storage (G′) for high molecular weight fibroin microgel (HM-Fibgel) and fibrinogen conjugated fibroin microgels (Fibgel-FngC, Fibgel-KFngC) was higher than loss modulus (G″), indicating the typical gel state. In contrast, G′ was lower than G″ in low molecular weight fibroin microgel (Fibgel) and Vitamin K loaded microgel (Fibgel-K), indicating that they still maintained the sol state. For fibrinogen loaded fibroin (Fibgel-Fng) samples, G′ was slightly lower than G″. The current findings suggest that HM-Fibgel and fibrinogen conjugated microgels (Fibgel-FngC, Fibgel-KFngC) exhibit viscoelastic properties and these microgels which gives a fully injectable. Cyctotoxicity test indicated that they are nontoxic on L929 fibroblast cells and also microgels induce cell attachment and proliferation. Further, the blood on the all microgels clotted with variying degree after 60 s, whereas fresh blood did not clot within 60 s. These results indicated that all fibroin based microjel exhibit hemostatic activity. In conclusion, injectable hemostatic fibroin microgel was successfully developed. Also, in terms of getting the shape of the applied wound, it will improve the patient compliance. Further, due to its protein structure and morphological properties, by initiating the wound healing process, it will have a critical importance for the rapid healing of the damaged tissue.tr_TR
dc.description.sponsorshipHacettepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Koordinasyon Birimi tarafından desteklenen TSA-2017-15397 nolu projetr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherFen Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectİpek Fibroin
dc.subjectMikrojel
dc.subjectHemostatik
dc.subjectEnjektabl
dc.subjectYara Jeli
dc.titleEnjekte Edilebilir Hemostatik Fibroin Mikrojellerin Geliştirilmesİtr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetHemostatik yara örtüleri ve kanamayı durdurucu biyomalzemelerin geliştirilmesi son yıllarda gelişmiş ülkelerin askeri ve sivil alanda çalışan araştırmacılar tarafından üzerinde durulan önemli bir araştırma konusudur. Günümüzde trafik ve iş kazalarının artması, halen devam etmekte olan savaşlar ve cerrahi alandaki yetersizlikler travmatik yaralanmaların sıklığını arttırmaktadır. Yaralanmalar sonucu meydana gelen kontrolsüz kanamaları durdurmak için konvansiyonel olarak gazlı bez veya çeşitli hemostatik yara örtüleri kullanılmaktadır. Ancak mevcut hemostatik yara örtüleri yara bölgesinin şeklini almada, iyileşme süreci boyunca mekanik bütünlüğünü korumada ve vücudun her bölgesindeki kanamaları güvenli bir şekilde durdurmada yetersiz kalmakta ve iyileşme sürecinde ısı artışı, pıhtılaşma bozukluğu gibi yan etkiler oluşturmaktadır. Bu nedenle her türlü kontrolsüz kanamanın güvenli bir şekilde durdurulabilmesi için yeni nesil hemostatik biyomalzemelerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bu tez çalışmasının amacı yaralanmalar sonucu oluşan kontrolsüz kan kayıplarında kanamayı durduracak, enjekte edilebilir hemostatik fibroin temelli mikrojellerin geliştirilmesidir. Bu amaçla, Bombyx mori kozalarından düşük molekül ağırlıklı fibroin (200 kDa) ekstrakte edilmiştir. Daha sonra, ipek fibroinin polimerik konformasyonel geçişleri (İpek I ve İpek II) kullanılarak, herhangi bir yüzey aktif madde veya organik çözücü kullanılmadan fibrinojen ve K Vitamini içeren 5 mikrondan küçük partikül boyutunda fibroin mikrojeller faz ayırma yöntemleri ile hazırlanmıştır. Fibroin mikrojeller, kimyasal, ii morfolojik, termal, şişme özellikleri açısından geniş ölçüde karakterize edilmiştir. Ayrıca, mikrojellerin viskoelastik davranışları reolojik analizler ile değerlendirmek. Hazırlanan mikrojellere kayma gerilimi uygulanarak, enjekte edilebilirliği test edilmiştir. Daha sonra, biyouyumlulukları hücre canlılığı ile değerlendirilerek onaylanmıştır. Mikrojellerin hemostatik performansı kan pıhtılaşma testleri ile gerçekleştirilmiştir. Tüm mikrojellerin, kararlı Silk II (β-kristalin) konformasyonunda olup, termal kararlılık ve yüksek biyouyumluluk sergiledikleri gözlenmiştir. Mikrojeller arasında fibrinojen konjuge örneklerin (Fibgel-FngC) en yüksek termal kararlılığa sahip olduğu gözlenmiştir. Reolojik test sonuçları, yüksek molekül ağırlığına sahip fibroin (HM-Fibgel) ve fibrinojen konjuge edilmiş fibroin mikrojeller (Fibgel-FngC ve Fibgel-KFngC) için depolama modülü (G′) kayıp modülünden (G″) daha yüksek bulunarak, bu mikrojellerin tipik bir jel davranışı gösterdikleri gözlenmiştir. Buna karşılık, düşük molekül ağırlıklı fibroin (Fibgel) ve K vitamini içeren mikrojel (Fibgel-K) örneklerinde ise G′, G″’den daha düşük bulunarak bu örneklerin hala sol durumunu koruduklarını göstermiştir. Fibrinojen yüklü fibroin mikrojeller (Fibgel-Fng) için G′, G″'den biraz daha düşük bulunmuştur. Mevcut bulgular, HM-Fibgel, Fibgel-FngC ve Fibgel-KFngC örneklerinin viskoelastik özellik göstererek enjekte edilebilir formda olduklarını göstermiştir. Sitotoksisite testi, mikrojellerin L929 fibroblast hücrelerine hiçbir toksik etki göstermediklerini, aynı zamanda hücre tutunmasını ve proliferasyonunu artırdıkları göstermiştir. Ayrıca, mikrojeller üzerindeki kan 60 s içinde değişen derecelerde pıhtılaşırken, taze kan 60 s içinde pıhtılaşmamıştır. Bu sonuçlar fibroin bazlı mikrojellerin hepsinin hemostatik aktiviteye sahip olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, bu tez kapsamında enjekte edilebilir hemostatik fibroin mikrojeller başarılı bir şekilde geliştirilmiştir. Bu mikrojellerin uygulanan yaranın şeklini alması açısından hastanın uyumunu arttıracağı düşünülmektedir Aynı zamanda bu mikrojellerin, protein yapısı ve morfolojik özellikleri nedeniyle, yara iyileşme sürecini başlatarak hasarlı bölgenin hızlı iyileşmesinde kritik öneme sahip olacağı düşünülmektedir.tr_TR
dc.contributor.departmentPolimer Bilimi ve Teknolojisitr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster