Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorCankurtaran, Mustafa
dc.contributor.authorSayın, Hüseyin
dc.date.accessioned2024-02-14T06:39:51Z
dc.date.issued2023
dc.date.submitted2023-10-11
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/34648
dc.description.abstractSayın H.; The Relationship between Social Components of Frailty and Geriatric Syndromes; Hacettepe University Faculty of Medicine (HÜTF), Department of Internal Medicine Residency Thesis; Ankara, 2023. The social component of frailty is a definition that we have begun to understand better recently and is linked to many adverse conditions in the geriatric population. Social frailty is defined as the risk of not satisfying one or more basic social requirements throughout the life. Social frailty includes inadequate participation in social networks, the perceived support insufficiency, losing resources or the risk of losing resources that are significant for social requirements. The aim of our study is to understand better the conception of social fraility and determine the extent of social frailty. Therefore, 136 outpatients who underwented comprehensive geriatric assessment were accepted to our study for social frailty screening and BIA and muscle USG measurements were performed. Social fraility was detected in 41 (30.1%) patients in this study. According to univariate analysis, the mean age, living alone, having asthma or COPD and being unmarried (single/divorced/widow) were significantly higher in geriatric individuals living with social fraility. ADL, IADL, MNA-SF scores were significantly lower, and SARC-F, FRAIL, Modified Fried and Edmonton scores were significantly higher in social frail group. In our study, lower walking speed, longer 5-time sit-to-stand time and longer Timed up and Go time and higher rate of assistive device usage (cane and walker) were significantly found in social frail group. The phase angle value in BIA measurements was significantly lower in the social fraile group. In our study, logistic regression analysis was conducted using two different models. According to the multiple regression analysis model, which includes and examines factors such as age, gender, living alone, medication count, and frailty based on the Edmonton test, it was observed that age, gender, and medication count did not increase the risk of social frailty. However, living alone increased the risk of social frailty by 5.1 times (95% CI: 1.812-14.546, p=0.002), and the presence of frailty based on the Edmonton test increased the risk of social frailty by 4.7 times (95% CI: 1.758-12.655, p=0.006). In the second model, where factors such as age, gender, living alone, medication count, and the presence of physical frailty based on the Modified Fried Index were included and examined, it was found that age and gender did not increase the risk of social frailty. However, living alone increased the risk of social frailty by 5.2 times (95% CI: 1.871-14.735, p=0.002), each additional medication count increased the risk of social frailty by 19% (95% CI: 1.041-1.361, p=0.011), and the presence of physical frailty based on the Modified Fried Index increased the risk of social frailty by 4 times (95% CI: 1.499-10.753, p=0.006). Our findings show that the conception of social fraility which is associated with many adverse conditions and has less data in the literature, should not be ignored when evaluating patients. This approach may be useful in preventing complications that may accompany social fraility.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectSosyal kırılganlıktr_TR
dc.subjectGeriatrik sendromlartr_TR
dc.subjectKapsamlı geriatrik değerlendirmetr_TR
dc.subjectYaşlı yetişkintr_TR
dc.titleKırılganlığın sosyal komponentinin geriatrik sendromlar ile ilişkisitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetSayın H.; Kırılganlığın Sosyal Komponentinin Geriatrik Sendromlarla İlişkisi; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi (HÜTF) İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Uzmanlık Tezi; Ankara, 2023. Kırılganlığın sosyal komponenti yakın tarihte önemini daha iyi kavramaya başladığımız ve geriatrik popülasyonda birçok olumsuz durum ile bağlantılı olan bir kavramdır. Sosyal kırılganlık yaşam boyunca bir veya daha fazla temel sosyal ihtiyacın karşılanamaması ya da karşılanamama riski olarak tanımlanabilir. Sosyal ağlara yetersiz katılım, destek eksikliği algısı veya sosyal ihtiyaçların karşılanması için önemli olan kaynakları kaybetme veya kaybetme riski, sosyal kırılganlık kavramının sınırları içerisindendir. Çalışmamızın hedefi sosyal kırılganlık kavramını daha iyi anlayabilmek ve kapsamını belirleyebilmektir. Bu amaçla 136 tane ayaktan hasta sosyal kırılganlık açısından taranmış ve kapsamlı geriatrik değerlendirme ile incelenerek BİA ve kas USG ölçümleri yapılmıştır. Çalışmamızda 41 (%30,1) hastada sosyal kırılganlık tespit edilmiştir. Tek değerli değişken analizine göre sosyal kırılganlıkla yaşayan geriatrik bireylerde; yaş ortalaması, yalnız yaşama, astım veya KOAH hastası olma ve evli olmama oranı anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmüştür. Sosyal kırılgan popülasyonda GYA, EGYA, MNA-SF skorlarının anlamlı derecede daha düşük olduğu SARC-F, FRAIL, Modifiye Fried ve Edmonton skorlarının anlamlı olarak daha yüksek olduğu bulunmuştur. Çalışmamızda sosyal kırılgan hastalarda anlamlı olarak; daha düşük yürüme hızı, daha uzun 5 defa otur kalk süresi ve daha uzun zamanlı kalk ve yürü süresinin görüldüğü ve daha yüksek oranda yardımcı cihaz (baston ve yürüteç) kullanımının olduğu bulunmuştur. BİA ölçümlerinde ise sosyal kırılgan grupta faz açısı değerinin anlamlı derecede daha düşük olduğu görülmüştür. Çalışmamızda iki farklı model kullanılarak lojistik regresyon analizi yapılmıştır. Yaş, cinsiyet, yalnız yaşama, ilaç sayısı, Edmonton testine göre kırılganlık faktörlerinin dahil edilip incelendiği çoklu regresyon analizi modeline göre yaş, cinsiyet ve ilaç sayısının sosyal kırılganlık riskini arttırmadığı; yalnız yaşamanın sosyal kırılganlık riskini 5,1 kat arttırdığı(%95GA: 1,812-14,546, p=0,002) ve Edmonton testine göre kırılganlık varlığının sosyal kırılganlık riskini 4,7 kat arttırdığı görülmüştür(%95 GA:1,758-12,655 p=0,006). Yaş, cinsiyet, yalnız yaşama, ilaç sayısı, Modifiye Fried indeksine göre fiziksel kırılganlık varlığı faktörlerinin dahil edilip incelendiği ikinci modelde ise yaş ve cinsiyetin sosyal kırılganlık riskini arttırmadığı; yalnız yaşamanın sosyal kırılganlık riskini 5,2 kat arttırdığı (%95GA: 1,871-14,735, p=0,002), ilaç sayısında her bir adet artışın sosyal kırılganlık riskini %19 arttırdığı(%95GA:1,041-1,361, p=0,011) ve Modifiye Fried indeksine göre fiziksel kırılganlık varlığının sosyal kırılganlık riskini 4 kat arttırdığı görülmüştür(%95 GA:1,499-10,753, p=0,006). Bulgularımız, hasta değerlendirirken birçok olumsuz durum ile birlikteliğini tespit ettiğimiz ve literatürde yeterli sayıda olmayan sosyal kırılganlık kavramının göz ardı edilmemesi gerektiğini göstermektedir. Bu yaklaşım sosyal kırılganlık ile birlikte görülebilecek komplikasyonların önlenmesinde faydalı olabilir.tr_TR
dc.contributor.departmentİç Hastalıklarıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2024-02-14T06:39:51Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster