Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorTokgözoğlu, Ahmet Mazhar
dc.contributor.authorGazeloğlu, Ali Okan
dc.date.accessioned2024-02-14T06:37:14Z
dc.date.issued2024
dc.date.submitted2023-10-18
dc.identifier.citationGAZELOĞLU A. O. Pelvik Halka Malign Kemik Metastazlarının Tedavisinde RF Ablasyon Ve Çimentolama Kombine Tedavisinin Başarısı Ve Güvenilirliği. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Uzmanlık Tezi, Ankara 2023.tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/34644
dc.description.abstractAfter the lungs and liver, one of the most common organs for malignant tumors to metastasize is the bone. Bone metastases seen in malignant tumors cause significant morbidity, leading to problems such as pain and walking difficulties. Managing chronic bone pain associated with malignant metastases requires a multidisciplinary approach involving surgery, radiation therapy (RT), medical treatments, and ablation therapies. The importance of minimally invasive surgical procedures is increasing over time, particularly for patients resistant to medical treatments. Within the scope of this thesis, the main aim is to demonstrate that combined percutaneous RF ablation and cementoplasty is an effective treatment for pain palliation and enhancement of functional capacity in malignant pelvic and sacral metastases. The study retrospectively evaluated data from 20 patients with bone metastases to pelvic bones and sacrum who underwent surgery at Hacettepe University between January 2014 and December 2021. All patients were selected based on the combination of RF ablation and cementoplasty treatments, being above the age of 18, having a life expectancy of more than 1 month, and having preoperative and postoperative follow-ups for the first month. Using patient records, VAS, Karnofsky Performance Status (KP), and MSTS scores were calculated for preoperative and subsequent follow-up visits. Additionally, the walking capacity of patients, including abilities to climb stairs, use public transportation, and put on socks, as well as the use of assistive devices and limping, were evaluated for preoperative and postoperative follow-ups. The KT, RT and bisphosphonate treatments received by patients before and after surgery were identified. In the study, the average preoperative VAS value was calculated as 7.15 (SD = 2.834), the average VAS value at the first postoperative control was 4.7 (SD = 1.922), the average VAS value in the 3rd month was 3.06 (SD = 2.323), the average VAS value in the 6th month was 2.17 (SD = 2.443), and the average VAS value in the 12th month was 2.5 (SD = 3.423). The reduction in values between preoperative and postoperative in 3, 6, and 12 months was statistically significant (p = 0.006). The average preoperative Karnofsky Performance (KP) value was 61.5 (SD = 25.189), the average KP value in the 3rd month was 81.88 (SD = 19.738), the average KP value in the 6th month was 86.670 (SD = 10.731) and the average KP value in the 12th month was 83.75 (SD = 16.850). When comparing preoperative and postoperative KP values, the increase in values in 3, 6, and 12 months was statistically significant (p <0.05). While an increase in postoperative MSTS values compared to preoperative values was observed, it was not statistically significant (p = 0.083). An increase in the ability to climb stairs and walk was observed in postoperative follow-ups compared to preoperative ones, while the use of assistive devices significantly decreased. Cement leakage outside the lesion was observed in 5 patients (25.0%), and no symptoms related to this leakage were observed in the patients. The average lesion cement filling ratio was found to be 0.708 ± 0.236 (Min = 0.18; Max = 1). Correlation relationships between lesion filling ratio and VAS, Karnofsky Performance Scale, and MSTS scores were not statistically significant (p> 0.05). A negative correlation was found between the 3-month MSTS measurement and age, R=-0.577, moderate (p = 0.019 <0.05); a strong negative correlation (R =-0.796) was found between postoperative 3-month KP value and age, at a high level (p = 0.000 <0.05). Correlation relationships between age and VAS were not statistically significant (p> 0.05). In our study, it has been shown that combined RF ablation and percutaneous cementoplasty treatment is an effective treatment for pain and functionality. Considering the scarcity of research focused on patients' functional well-being, the substantial significance lies in our study's dual-score assessment of this aspect. Our investigation delved into the impact of factors such as age, lesion-filling ratio, and cement leakage on pain and functional metrics, yielding noteworthy findings that have the potential to pave the way for forthcoming research endeavors.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectPelvik Kemik, Çimentolama, Ağrı giderme, Radyofrekans ablasyon, Palyatif bakımtr_TR
dc.subject.lcshTıp uygulamasıtr_TR
dc.titlePELVİK HALKA MALİGN KEMİK METASTAZLARININ TEDAVİSİNDE RADYOFREKANS ABLASYON VE ÇİMENTOLAMA KOMBİNE TEDAVİSİNİN BAŞARISI VE GÜVENİLİRLİĞİtr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetAkciğer ve karaciğerden sonra malign tümörlerin en sık metastaz yaptıkları organlardan biri kemiktir. Malign tümöerlerde görülen kemik metastazları ciddi morbidite yaratan ağrı ve yürüme problemleri gibi sıkıntılara neden olmaktadır. Malign metastazlara bağlı kronik kemik ağrısının yönetiminde cerrahi, radyasyon tedavisi (RT), medikal tedaviler ve ablasyon tedavileri gibi çok yönlü ve çok disiplinli bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Ağrı palyasyonunda medikal tedavilere dirençli hastalarda minimal invaziv cerrahi işlemlerin gün geçtikçe önemi artmaktadır. Bu tez kapsamında temel olarak kombine perkütan RF ablasyon ve çimentolama, malign pelvis ve sakrum metastazlarının ağrı palyasyonu ve hastaların fonksiyonel kapasitesinin artırılmasında etkin bir tedavi olduğunun gösterilmesi hedeflenmiştir. Çalışma kapsamında Ocak 2014 ile Aralık 2021 tarihleri arasında Hacettepe Üniversitesi’ nde ameliyat edilen pelvik kemiklere ve sakruma kemik metastazı olan malign tümöre sahip 20 hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların tamamı RF ablasyon ve çimentolama tedavilerinin kombine uygulandığı, 18 yaşın üzerinde, 1 ay üzerinde yaşam beklentisi olan, ameliyat öncesi ve ameliyat sonrasındaki ilk 1 ay takipleri mevcut olan hastalardan seçildi. Hasta kayıtları üzerinden hastaların ameliyat öncesi ve sonraki kontrollerindeki VAS, Karnofsky Performans ve MSTS skorları hesaplandı. Ayrıca hastaların ameliyat öncesi ve sonraki kontrollerindeki yürüme kapasitesi; merdiven çıkabilme, toplu taşıma kullanabilme, çorap giyebilme kabiliyetleri; destek cihaz kullanımı ve topallama durumları değerlendirildi. Hastaların ameliyat öncesi ve sonrasında aldıkları KT, RT ve bifosfonat tedavileri tespit edildi. Çalışmada ameliyat öncesi VAS değeri ortalaması 7,15 (Ss=2,834), ameliyat sonrası ilk kontrol VAS değeri ortalaması 4,7 (Ss=1,922), 3. aydaki VAS değeri ortalaması 3,06 (Ss=2,323), 6. aydaki VAS değeri ortalaması 2,17 (Ss=2,443) ve 12. aydaki VAS değeri ortalaması 2,5 (Ss=3,423) olarak hesaplanmıştır. Ameliyat öncesi değerle ameliyat sonrası 3., 6. ve 12. aylardaki değerler arasındaki azalma ise anlamlı olarak bulunmuştur (p=0,006). Hastaların ameliyat öncesi Karnofsky Performans (KP) değeri ortalaması 61,5 (Ss=25,189), 3.aydaki KP değeri ortalaması 81,88 (Ss=19,738), 6. aydaki KP değeri ortalaması 86,670 (Ss=10,731) ve 12. aydaki KP değeri ortalaması 83,75 (Ss=16,850) olarak hesaplanmıştır. Ameliyat öncesi ile ameliyat sonrası KP değerleri karşılaştırıldığında 3., 6. ve 12. ay değerlerindeki artış istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0,05). Ameliyat sonrası MSTS değerlerinde ameliyat öncesine göre yükselme görüldüğü halde istatistiksel anlamlı bulunmamıştır (p=0.083). Hastaların ameliyat öncesine göre sonraki takiplerinde merdiven çıkabilme ve yürüme kapasitelerinde artış gözlenirken destek cihaz kullanımı belirgin şekilde azalmıştır. Lezyon dışına çimento sızıntısı hastaların 5' inde (%25,0) gözlenmiş ve hastalarda buna bağlı semptom görülmemiştir. Lezyonun çimento doluluk oranı ortalaması 0,708±0,236 (0,18-1,0) olarak bulunmuştur. Lezyon doluluk oranı ile VAS, KP ölçeği ve MSTS skorları arasındaki korelasyon ilişkileri istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). 3. aydaki MSTS ölçümü ile yaş arasında r=-0.577 negatif yönde, orta (p=0,019<0.05); KP değerinin ameliyat sonrası 3. aydaki değeri ile yaş arasında r=-0.796 negatif yönde yüksek (p=0,000<0.05) düzeyde korelasyon bulunmuştur. Yaş ile VAS arasındaki korelasyon ilişkileri istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Çalışmamızda kombine RF ablasyon ve perkütan çimentolama tedavisinin ağrı ve fonksiyonellik üzerine etkin bir tedavi olduğu gösterilmiştir. Hastaların fonksiyonel durumlarını araştıran çalışmaların oldukça yetersiz sayıda olduğunu göz önüne alındığında çalışmamızda bunun 2 farklı skorla bunun değerlendirilmiş olması önem arz etmektedir. Yaş, lezyon doluluk oranı, çimento sızıntısı gibi değişkenlerin ağrı ve fonksiyonel skorlar üzerine etkileri değerlendirilmiş ve sonraki çalışmalara öncü olması bakımından önemli sonuçlara ulaşılmıştır.tr_TR
dc.contributor.departmentOrtopedi ve Travmatolojitr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2024-02-14T06:37:14Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster