Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorKösemehmetoğlu, Kemal
dc.contributor.authorYeni Yıldırım, Selma
dc.date.accessioned2023-08-02T13:41:32Z
dc.date.issued2023
dc.date.submitted2023-02-15
dc.identifier.citationYeni Yıldırım S., “Kolumnar hücreli lezyon, benign proliferatif meme lezyonları ve meme karsinomlarında PI3K/AKT/mTOR yolak aktivasyonunun immünohistokimyasal değerlendirmesi”, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, Uzmanlık Tezi, Ankara, 2023.tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/33873
dc.description.abstractColumnar cell lesions (CCL) are clonal alterations of the terminal duct lobular unit (TDLU) characterized by enlarged, variably dilated acini lined by columnar epithelial cells. Flat epithelial atypia (FEA) –columnar cell lesion with atypia- is a non-obligatory preneoplastic lesion for breast carcinoma and is considered as the first line for low-grade breast carcinogenesis. Here, the immunohistochemical profile of the components of the PI3K/AKT pathway -the most frequently mutated pathway in breast carcinogenesis- is investigated in columnar cell lesion (CCL), benign proliferative breast lesions containing CCL, preneoplastic lesions and breast carcinomas. 452 lesions from 188 cases with the diagnosis of CCL, benign breast lesions, preneoplastic lesions, in-situ and invasive carcinoma were examined in Hacettepe University Faculty of Medicine, Pathology Department. Tissue microarrays were stained immunohistochemically with antibodies against pAKT, INPP4B, pSGK3, and PTEN. 61/380 (16%) and 306/408 (75%) of the lesions were pAKT and pSGK3 positive, respectively. PTEN loss was seen in 205/376 (54.5%) cases and INPP4B loss was observed in 131/416 (31.5%) cases. pAKT expression was most common in lobular carcinoma (70%) and was not found in any cases of intraductal papillary carcinoma, encapsulated papillary carcinoma, sclerosing adenosis, and florid ductal epithelial hyperplasia. Intraductal papilloma (77.7%) and biphasic lesions (63.6%) showed the highest nuclear pAKT expression rate. Loss of INPP4B was greater in malignant lesions than in benign lesions (19.1% vs. 49.1%, p<0.05); INPP4B loss was seen in all metaplastic carcinomas and complex apocrine metaplasias and 60.7% of invasive lobular carcinomas in particular. Loss of PTEN in CCL was more common in FEA near the tumor (22.2%) than in FEA without a tumor (5.1%) (p=0.049). In FEA, pAKT expression (9.9%), PTEN loss (53%), INPP4B loss (6%) are lower and pSGK3 expression (93%) was more common than atypical ductal hyperplasia and low-grade invasive carcinoma. Compared to papillary lesions and biphasic lesions containing columnar cells, more PTEN loss (52.5%) and less INPP4B loss (5.9%) were observed in CCL. pSGK3 expression in CCLs (94.1%) was similar to that in biphasic lesions (96.9%) and higher than in papillary lesions (70%). In INPP4B positive lesions, pSGK3 expression (85.9%) was high (p<0.05) while pAKT expression (13.5%) decreased (p=0.023). As a result, the role of the FEA in low-grade breast carcinogenesis is emphasized by the immunoexpression pattern which differs both spatially and temporally from the later steps in tumorigenesis. INPP4B exhibits an ambivalent role in the PI3K/AKT pathway: the tumor suppressor role by pAKT inactivation and the oncogenic role by pSGK3 expression has been uncovered.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectKolumnar hücreli lezyontr_TR
dc.subjectflat epitelyal atipitr_TR
dc.subjectintraduktal papillomtr_TR
dc.subjectradyal skartr_TR
dc.subjectbifazik lezyontr_TR
dc.subjectmeme karsinomutr_TR
dc.subjectPI3K/AKT/mTOR yolağıtr_TR
dc.subject.lcshPatolojitr_TR
dc.titleKolumnar Hücreli Değişim, Benign Proliferatif Meme Lezyonları ve Meme Karsinomlarında Pı3k/Akt/Mtor Yolak Aktivasyonunun İmmünohistokimyasal Değerlendirmesitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/othertr_TR
dc.description.ozetKolumnar hücreli lezyonlar (KHL), kolumnar epitel hücreleri ile döşeli, değişken derecede genişlemiş asinuslarla karakterize terminal duktolobüler ünitelerin (TDLÜ) klonal değişikliğidir. Atipili kolumnar hücreli lezyon olan flat epitelyal atipi (FEA), meme karsinomu için zorunlu olmayan preneoplastik lezyon olup, düşük dereceli meme karsinogenezinin ilk basamak lezyonu olarak düşünülmektedir. Burada, KHL’ler, KHL içerebilen benign proliferatif meme lezyonları, preneoplastik lezyonlar ve meme karsinomlarında, meme karsinogenezinde en sık mutasyon görülen PI3K/AKT yolağına ait bileşenlerin immünohistokimyasal profili irdelenmiştir. HÜTF Tıbbi Patoloji AD’de, KHL, benign meme lezyonları, preneoplastik lezyonlar, in-situ ve invaziv karsinom tanıları olan 188 olguya ait 452 lezyon incelenmiştir. Doku mikrodizinleri immünohistokimyasal olarak pAKT, INPP4B, pSGK3 ve PTEN antikorları ile boyanmıştır. Lezyonların 61/380’i (%16) pAKT ve 306/408’i (%75) pSGK3 pozitiftir. PTEN kaybı 205/376 (%54,5), INPP4B kaybı 131/416 (%31,5) olguda görülmüştür. pAKT ekspresyonu invaziv tümörlerden en fazla lobüler karsinomda (%70) görülmekteyken, intraduktal papiller karsinom, enkapsüle papiller karsinom, sklerozan adenozis ve şiddetli duktal epitel hiperplazisinde görülmemiştir. Nükleer pAKT ekspresyon oranı en çok intraduktal papillomda (%77,7) ve bifazik lezyonlarda (%63,6) izlenmiştir. INPP4B kaybı, malign lezyonlarda benign lezyonlardan daha fazladır (%49,1’e karşı %19,1, p<0,05); metaplastik karsinom ve kompleks apokrin metaplazilerin tamamında, invaziv lobüler karsinomların %60,7’sinde görülmektedir. KHL’de PTEN kaybı, tümöre yakın FEA’de (%22,2), tümör eşlik etmeyen FEA’dan (%5,1) sıktır (p=0,049). FEA’de, atipik duktal hiperplazi ve düşük dereceli invaziv karsinoma kıyasla, pAKT ekspresyonu (%9,9), PTEN kaybı (%53), INPP4B kaybı (%6) daha az, pSGK3 ekspresyonu (%93) daha sıktır. KHL’de kolumnar hücre içeren papiller lezyonlar ve bifazik lezyonlara göre daha fazla PTEN kaybı (%52,5) görülürken daha az INPP4B kaybı (%5,9) mevcuttur. pSGK3 ekspresyonu, KHL’de (%94,1) bifazik lezyonlarla (%96,9) benzer ve papiller lezyonlardan (%70) daha yüksektir. INPP4B pozitif lezyonlarda pSGK3’ün (%85,9) yüksek olduğu (p<0,05), pAKT’nin (%13,5) azaldığı izlenmiştir (p=0.023). Sonuç olarak, FEA’nın lezyon yerleşimine göre değişen ve tümörigenezde daha ileri lezyonlardan ayrılan immünekspresyon paterni ile düşük dereceli meme karsinogenez basamaklarındaki rolü vurgulanmıştır. INPP4B, PI3K/AKT yolağında ambivalan davranış göstermektedir: pAKT inhibiyonu ile tümör supresör rolü ve pSGK3 indüklemesi ile onkogenik rolü açığa çıkarılmıştır.tr_TR
dc.contributor.departmentTıbbi Patolojitr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2023-08-02T13:41:33Z
dc.fundingBilimsel Araştırma Projeleri KBtr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster