Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorArslan, Çetin
dc.contributor.authorAydoğan, Deniz
dc.date.accessioned2023-07-03T07:18:21Z
dc.date.issued2023
dc.date.submitted2023-05-24
dc.identifier.citationAydoğan, Deniz, Ceza Hukukunda Hile, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Danışman: Çetin Arslan, Ankara, 2023.tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/33492
dc.description.abstractDeception has a wide usage area in legal science. In the field of private law, it appears as a state of “invalidity of will power” that frees the deceived party from commitment to the contract and causes compensation for the person performing it, and in the scope of criminal law, it appears as a necessary element for the formation of the basic or qualified form of many crimes regulated in the Turkish Penal Code and some other laws. Although deception is considered to have a special importance in terms of criminal law, since it contains a very wide set of behaviors and constitutes an element of the crime that protects many different legal values, the law does not include any definitions or explanations for the concept. With this aspect, deception is accepted as a concept that develops around doctrine and practice. However, even today, no concrete solution has been reached regarding exactly what should be understood from the concept of deception in criminal law, whether the meaning of the concept and the scope it contains are different from those in private law, if it is different, how to make a distinction in this direction. In this study, the issue of deception in criminal law has been discussed. Firstly, the concepts of deception and fraudulent behavior in general and the relationship of deception with similar concepts were examined. Then, the historical evolution of deception and its current regulations in which the concept is included were examined. In addition, judicial deception and deception in private law are discussed. Afterwards, the distinction between deception in private law and deception in criminal and the issue at which stage the lie will turn into criminal deception are examined. Finally, deception in Turkish criminal law and crimes that involves deception as an element are discussed.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectHiletr_TR
dc.subjectHileli Davranıştr_TR
dc.subjectAldatmatr_TR
dc.subjectSuçtr_TR
dc.subjectCezatr_TR
dc.subjectÖzel Hukuktr_TR
dc.subjectCeza Hukukutr_TR
dc.subject.lcshK- Hukuktr_TR
dc.titleCeza Hukukunda Hiletr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetHukuk bilimi içerisinde geniş bir kapsama sahip olan hile; özel hukuk alanında maruz kalan tarafı sözleşmeye bağlılıktan kurtaran ve gerçekleştiren kişi açısından tazminat yükümlülüğüne neden olan bir irade bozukluğu hâli şeklinde, ceza hukuku kapsamında ise Türk Ceza Kanunu ve diğer bazı kanunlarda düzenlenen birçok suçun temel veya nitelikli hâlinin oluşumu için gerekli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Hilenin, çok geniş bir davranış kümesini bünyesinde barındırması ve birbirinden farklı birçok hukuki değeri koruma altına alan suçun unsurunu oluşturması nedeni ile ceza hukuku yönünden ayrı bir öneme sahip olduğu belirtilmekle birlikte, kanunda kavrama yönelik herhangi bir tanım veya açıklamaya yer verilmemektedir. Bu yönü ile hile, öğreti ve uygulama çevresinde gelişen bir kavramdır. Ancak günümüzde dahi ceza hukuku içerisinde hile kavramından tam olarak ne anlaşılması gerektiği, kavramın kapsamının özel hukuktakinden farklı olup olmadığı, şayet farklı ise bu yöndeki bir ayrımın nasıl yapılacağı, özel hukuk içerisinde hile olarak kabul edilen bütün davranışların ceza hukuku yönünden hile teşkil edip etmeyeceği ve hilenin tespitinde nasıl bir yol izlenmesi gerektiği hususlarında somut bir çözüme ulaşılabilmiş değildir. Çalışmada ceza hukukunda hile konusu ele alınmıştır. Birinci bölümde öncelikle genel anlamda hile ve hileli davranış kavramları ile birlikte hilenin benzer kavramlarla ilişkisi irdelenmiş, sonrasında hilenin tarihsel evrimi ve hukuk sistemlerindeki görünümleri ve yer aldığı mer’i düzenlemeler incelenmiştir. Devamında usul hilesi ve özel hukukta hile ayrı başlıklarda ele alınmıştır. Bölümde son olarak özel hukuk hilesi-ceza hukuku hilesi ayrımı ve bu ayrımın sonucunda ortaya çıkan yalanın hangi aşamadan sonra cezai hileye dönüşeceği meselesi, ileri sürülen görüşler kapsamında tetkik edilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde Türk ceza hukukunda hile ve hilenin unsur olarak yer aldığı suçlar ele alınmıştır. Bu kapsamda öncelikle Türk ceza hukukunda hile, hile içeren suçlar arasında ayrım yapılmadan irdelenmiş, devamında ise Türk Ceza Kanunu’nda hileyi unsur olarak barındıran suçlar hile unsuru üzerinden tartışılmıştır.tr_TR
dc.contributor.departmentKamu Hukukutr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2023-07-03T07:18:21Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypeproficiencyinarttr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster