Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorGüven, Eylem
dc.contributor.authorAlp, Esma
dc.date.accessioned2021-10-13T08:30:58Z
dc.date.issued2021
dc.date.submitted2021-06-09
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/25570
dc.description.abstractStarch nanoparticles offer many possibilities in drug delivery systems due to their biocompatibility and appropriate physicochemical properties. Sufficient systems have not yet been designed to deliver histone deacetylase inhibitors due to their poor solubility. These inhibitors are the novel therapeutic agents used for the treatment of several cancer’s types including breast cancer. The low solubility of the histone deacetylase inhibitors significantly reduces their bioavailability and therapeutic indices. In this study, biocompatible starch nanoparticles have been synthesized to improve the sub-optimal therapeutic index of the CG-1521. Physicochemical properties of nanoparticles (size, zeta potential, morphology, drug loading, and release) were optimized. The fabricated nanoparticles possess the required optimal average size (180 nm) and polydispersity index (0.138) for enhanced permeability and retention for tumor targeting. Slightly negative zeta potential (-16.2 mV) of nanoparticles provides electro-kinetics stability and minimum aggregation. The scanning electron and atomic force microscopies analyses indicates that nanoparticles had spherical topographies and homogeneous distribution which is important for the fate of nanoparticles for cellular uptake. The spherical shape of nanoparticles provides faster internalization rates results in higher uptake. The physical characterization of nanoparticles followed by substantially high encapsulation efficiency (~69%) of drug. The encapsulation process reduces the rate of release of drug resulted in extended exposure to the drug. The faster drug release of encapsulated drug in acidic environment promotes more accumulation of drug in tumor site. In this study, the release of drug from nanoparticles in acidic environment exhibited additional release (16%) of encapsulated drug. The cytotoxic and apoptotic capacities of nanoparticles were investigated using MCF-7 breast cancer cells. The cytotoxic studies results demonstrated that at the equivalent concentration the encapsulated drug was more effective at inducing cell death. The apoptosis results confirmed that the encapsulated drug show significant apoptotic effect (60.45% apoptotic cells) in comparison free drug (28.45%) The cell cycles analysis demonstrated that treatment with the same concentration of encapsulaed drug significantly increase the cell proportion at the G1 phase (53.0%) compare to G1 population (49.5%) treated with free drug. G1/S arrest is most likely due the stabilization of acetylated isoform of p53 gene. To evalute the targeting potential of nanoparticles, the cytotoxic effects of Folic Acid–modified nanoparticles on MCF-7 and MDA-MB-231 breast cancer cell lines were investigated. The results showed that the response of triple negative cell line MDA-MB-231 was more sensitive to modified formulation than MCF-7 cell line. The higher sensitivity is due the more aggressiveness of MDA-MB-231 cells and higher expression level of folate receptors compared to MCF-7 cells. The biological mechanism of drug-loaded nanoparticles at the molecular level has been evaluated using real-time quantitative PCR. The transcripts level of several genes involves in cell death, apoptosis, cell cycle and spindle formation were measured after treatments with free and encapsulated for 48 hours. The expression levels of majority of the transcripts used in the study showed a similar trend of upregulation or downregulation after interaction with the same dose of free and encapsulated drug. These results confirmed that the molecular activity of drug did not alter with the encapsulation process of drug. Within the scope of this study, the nanoencapsulation of CG-1521 significantly reduces the release of drug over time and increases its cytotoxic activity relative to the free drug at the same concentration. Moreover, CG-1521 encapsulated nanoparticles significantly induce cell cycle arrest and apoptosis in MCF-7 cells. This study demonstrates that starch nanoparticles may be a suitable and potential drug carrier candidate for histone deacetylase inhibitors in breast cancer treatment without interfering with the inhibitor’s molecular activity.tr_TR
dc.language.isoentr_TR
dc.publisherFen Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectStarch nanoparticlestr_TR
dc.subjectDrug delivery systemtr_TR
dc.subjectApoptosistr_TR
dc.subjectCell cycle arresttr_TR
dc.subjectHistone deacetylationtr_TR
dc.subjectDNA Fragmentationtr_TR
dc.subjectBreast cancertr_TR
dc.titlePreparation and Characterization of Starch Nanoparticles for Delivery of Histone Deacetylase Inhibitor CG-1521 in Breast Cancer Treatmenttr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetNişasta nanopartiküller, ilaç taşınım sistemlerinde biyouyumlulukları ve uygun fizikokimyasal özelliklerinden ötürü birçok olanak sunmaktadır. Epigenetik ilaçların, özellikle meme kanseri dahil birçok kanserin tedavisinde kullanılmaya başlanan yeni nesil terapötik ajanlar olan histon deasetilaz inhibitörlerinin taşınımı için tasarlanan sistemler bu inhibitörlerin zayıf çözünürlüklerinden dolayı yeterli değildir. Histon deasetilaz inhibitörlerinin yetersiz çözünürlükleri, biyoyararlanımlarını ve terapötik indekslerini oldukça düşürmektedir. Histon deasetilaz inhibitörleri sınıfına ait CG-1521 ajanının standart altı terapötik indeksinin iyileştirilmesi amacıyla biyouyumlu nişasta nanopartiküller sentezlenmiştir. Nanopartiküllerin fizikokimyasal özellikleri (boyut, zeta potansiyel, morfoloji, ilaç yükleme ve salım) optimize edilmiştir. Sentezlenen nanopartiküller, tümör hedeflemede artmış geçirgenlik ve tutulma için gerekli optimal ortalama boyuta (180 nm) ve polidispersite indeksine (0.138) sahiptir. Nanopartiküllerin sahip olduğu hafif negatif zeta potansiyeli (-16.2 mV), elektro-kinetik stabilite ve minimum agregasyonu sağlar. Taramalı elektron ve atomik kuvvet mikroskobu analizleri, nanopartiküllerin küresel topografyalara ve homojen dağılıma sahip olduğunu gösterir ki, bu nanopartiküllerin hücresel alımları için önemlidir. Nanopartiküllerin küresel yapıları internalizasyon hızlarını artırıp daha fazla hücresel alım sağlar. Nanopartiküllerin fiziksel karakterizasyonu, ilacın oldukça yüksek enkapsüle verimliliği (~%69) ile devam etmiştir. Enkapsülasyon ilacın salınım hızını azaltıp ilaca daha uzun süre maruziyet sağlar. Asidik ortamda enkapsüle ilacın nanopartiküllerden salınımı, tümör bölgesinde daha fazla ilaç birikimini sağlar. Bu çalışmada, nanopartiküllerden ilacın salınımı asidik ortamda % 16 lık ek salım yüzdesi sağlamıştır. İlaç yüklü nanopartiküllerin sitotoksik ve apoptotik kapasiteleri MCF-7 meme kanseri hücreleri kullanılarak incelenmiştir. Sitotoksik çalışmaların sonuçları, eşdeğer konsantrasyonda, enkapsüle ilacın hücre ölümünü indüklemede daha etkili olduğunu göstermiştir. Apoptoz sonuçları, aynı konsantrasyonda enkapsüle ilacın apoptotik etkisinin (%60,45) serbest ilacın etkisine (%28,45) oranla önemli derecede arttığı gözlemlenmiştir. Hücre döngüsü analizi, eşit konsantrasyonda ilaç içeren nanopartiküllerle etkileştirilen hücrelerin G1 fazındaki hücre popülasyonun (%53,0) serbest ilaçla etkileştirilen hücrelerin G1 fazı popülasyona (%49,5) göre önemli ölçüde artış göstermiştir. G1/S fazında durdurulma büyük olasılıkla p53 geninin asetilenmiş izoformunun stabilizasyonundan kaynaklanmaktadır. Nanopartiküllerin hedefleme potansiyellerin incelenmesi için Folik Asit ile modifiye edilen nanopartiküllerin sitotoksik etkileri farklı hücre hatları üzerinde (MCF-7 ve MDA-MB-231) incelenmiştir. MDA-MB-231 üçlü negatif hücre hattının ilaç yüklü modifiye formülasyona olan yanıtının MCF-7 hücre hattından daha duyarlı olduğunu göstermiştir. Daha yüksek hassasiyet, MDA-MB-231 hücrelerinin daha agresif olmasından ve MCF-7 hücrelerine kıyasla daha fazla folat reseptörleri eksprese etmelerinden kaynaklanmaktadır. İlaç yüklü nanopartiküllerin moleküler düzeydeki biyolojik mekanizması gerçek zamanlı kantitatif PCR kullanılarak incelenmiştir. Hücre ölümü, apoptoz, hücre döngüsü ve iğ iplikçilerinin oluşumunda yer alan çeşitli genlerin trankskript düzeyleri serbest ve enkapsüle ilaç ile 48 saatlik etkileşimlerden sonra ölçülmüştür. Çalışmada kullanılan transkriptlerin çoğunluğunun ekspresyon düzeyleri , aynı doz serbest ve enkapsüle ilaçla etkileşimlerinden sonra benzer bir yukarı regülasyon veya aşağı regülasyon eğilimi göstermiştir. Bu sonuçlar, ilacın moleküler aktivitesinin enkapsülasyon işlemi ile değişmediğini doğrulamıştır. Bu çalışma kapsamında CG-1521’in nano enkapsülasyonu, ilacın salım hızını önemli derecede azaltmış ve eşit dozdaki serbest ilaca göre sitotoksik aktivitesini arttırmıştır. Ayrıca ilaç yüklü nanopartiküller, hücrelerin apoptoz ve hücre döngüsünü durdurma yeteneğini önemli ölçüde indüklemiştir. Yapılan bu çalışma, meme kanseri tedavisinde nişasta nanopartiküllerinin, histon deasetilaz inhibitörlerin moleküler mekanizmasını değiştirmeksizin uygun ve potansiyel bir ilaç taşıyıcı adayı olabileceğini göstermektedirtr_TR
dc.contributor.departmentNanoteknoloji ve Nanotıptr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2021-10-13T08:30:58Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster