Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorAtmaca, Ayşe Ömür
dc.contributor.authorDaştan, Vesile Nur
dc.date.accessioned2019-09-24T11:43:06Z
dc.date.issued2019
dc.date.submitted2019-09-09
dc.identifier.citationChicago Styletr_TR
dc.identifier.urihttp://openaccess.hacettepe.edu.tr:8080/xmlui/handle/11655/9009
dc.description.abstractCertain radical changes in the international system have paved the way for a transition from traditional perspectives defining the concept of security as state’s security to alternative perspectives putting emphasis on human security. One of these alternative perspectives is feminist theory. Feminist theory, as a perspective that advocates equality between men and women in all aspects of life, addresses the issues of human security but specifically women’s security by including the concepts of women and gender to the field of security, which is assumed as male-dominated. The discriminations and assaults that women confront with in their daily lives due to their gender become even more serious during the wartime. One of the major threats to women’s security in wartime is sexual and gender based violence. Especially in civil wars erupted by ethnic, national or religious reasons, civilians and predominantly women have become the target of the enemy. In these civil wars, rape serves as a war weapon to gain superiority to the opposing group. Bosnian war is the most significant example in terms of the use of rape as a war tool and strategic tactic. This war is also a turning point for prevention of the use of rape as a strategic tool in wartime by international law bodies. For this reason, this study examines how the rape is turned into a war weapon by using female body as a battleground in the ethnic cleansing project that Serbs attempted to defeat Bosnian Muslims, send them from their lands and destroy the ethnic purity of future generations. Therefore, the aim of this thesis is to show sexual and gender based violence was used as a strategic tool in Bosnian war. The continuation of sexual violence and rape in the conflicts after the Bosnian war reveals the necessity to revise this issue.tr_TR
dc.language.isoentr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectFeminist security theorytr_TR
dc.subjectGendertr_TR
dc.subjectSexual and gender based violencetr_TR
dc.subjectMass rapetr_TR
dc.subjectBosnian wartr_TR
dc.subject.lcshKonu Başlıkları Listesi::Siyaset bilimi::Uluslararası ilişkilertr_TR
dc.titleThe Use of Sexual and Gender Based Violence as a War Strategy in Bosnian Wartr_eng
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetUluslararası sistemde meydana gelen birtakım radikal değişimler, güvenlik kavramını devletin güvenliği olarak tanımlayan geleneksel bakış açılarından bireylerin güvenliğini ön plana çıkaran alternatif bakış açılarına geçisin yolunu açmıştır. İnsan güvenliği anlayışına sahip bakış açılarından birisi de feminist teoridir. Hayatın her alanında kadın ve erkek eşitliğini savunan bir görüş olarak, feminist teori erkek egemen bir yapıya sahip olduğunu varsaydığı güvenlik alanına kadın ve toplumsal cinsiyet kavramlarını dahil ederek, bireylerin ve özellikle kadınların güvenliğine yönelik konuları ele almıştır. Kadınların toplumsal cinsiyetleri dolayısıyla günlük yaşamda maruz kaldıkları ayrımcılık ve saldırılar savaş zamanı daha ciddi bir hale gelmektedir. Savaş zamanı kadınların güvenliğine yönelik ortaya çıkan başlıca tehditlerden birisi cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddettir. Özellikle etnik, milli ya da dini sebeplerle ortaya çıkan iç savaşlarda siviller ve çoğunlukla da kadınlar düşmanın açık hedefi haline gelmiştir. Karşı gruba üstünlük sağlamak amacıyla tecavüz bir savaş silahı olarak görev yapar. Tecavüzün açık bir savaş aleti ve stratejik bir taktik olarak kullanılması açısından en önemli örnek Bosna savaşıdır. Bu savaş ayrıca tecavüzün savaş zamanı stratejik bir araç olarak kullanılmasının uluslararası hukuk organlarınca önlenmesi için de bir dönüm noktası niteliğindedir. Bu yüzden, bu çalışmada Sırpların Bosnalı Müslümanları yenmek, onları topraklarından göndermek ve gelecek nesillerin etnik temizliğini bozmak amacıyla giriştikleri etnik temizlik projesinde, kadın bedeninin savaş alanı olarak kullanılarak tecavüzün nasıl bir savaş silahına dönüştüğü incelenmektedir. Dolayısıyla bu tezin amacı, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin Bosna savaşında stratejik bir araç olarak kullanıldığını göstermektir. Bosna savaşı sonrası meydana gelen çatışmalarda cinsel şiddet ve tecavüz olaylarının görülmeye devam edilmesi, bu konunun yeniden gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.tr_TR
dc.contributor.departmentUluslararası İlişkilertr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift-


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster