Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorBüyükaşık, Yahyatr_TR
dc.contributor.authorYaşar, Hatime Arzutr_TR
dc.date.accessioned2015-10-14T10:03:33Z
dc.date.available2015-10-14T10:03:33Z
dc.date.issued2014tr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/888
dc.description.abstractThe management of central nervous system (CNS) involvement is relatively clear in acute lymphoblastic leukemia (ALL) and Burkitt's leukemia/lymphoma (BL). However, the incidence, risk factors, prevention, and treatment of CNS involvement in diffuse large B-cell lymphoma (DLBCL) and acute myeloid leukemia (AML) are controversial. Therefore, in this study, we aimed to evaluate the incidence, clinical features, risk factors and prognosis of CNS involvement in patients with ALL, AML, BL and DLBCL. Patients and Methods: The medical records of 477 DLBCL, 134 ALL, 282 AML, 54 BL and 16 biphenotypic leukemia cases were retrospectively analyzed. Categorical variables were evaluated by chi-square test; continuous variables were evaluated by Mann-Whitney U test and t-test for univariate analyses. Survival analyses were done by the Kaplan-Meier method. Using logistic regression analysis, a scoring system that enables the prediction of CNS involvement in DLBCL patients has been developed. Results: CNS involvement risk was significantly different between groups at the time of diagnosis (p = 0.035) and follow-up (p <0.001). At the time of diagnosis, β2 microglobulin level and risky extralymphatic involvement (RELI); during follow-up, higher LDH level, higher ECOG performance score, diffuse bcl-2 staining and RELI were identified as independent risk factors for CNS involvement in DLBCL cases. The risk scoring system included these independent variables. Using this scoring system, it was possible to identify DLBCL patients who developed CNS involvement during follow-up with 100% sensitivity and 38.7% positive predictivity. Independent risk factors for CNS involvement could not be identified in ALL, AML and BL cases. Median survival of the patients with CNS involvement at the time of diagnosis or relapse was shorter than the patients without this complication. Conclusion: CNS involvement is associated with a particularly poor prognosis in DLBCL. Definition of the risk factors for CNS involvement during follow-up is important in this respect. We developed a highly predictive risk scoring system. If confirmed in an independent cohort of patients with an appropriate study, our risk model can be applied in routine practice.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.subjectAcute leukemiatr_TR
dc.titleAkut Lösemi ve Agresif B Lenfoma (Dbbhl, Burkitt Lösemi Lenfoma) SSS Tutulumu: Sıklık, Risk Faktörleri ve Prognozutr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesisen
dc.callno2014/1504tr_TR
dc.contributor.departmentoldİç Hastalıkları Ana Bilim Dalıtr_TR
dc.description.ozetAkut lenfoblastik lösemi/lenfoma (ALL) ve Burkitt lösemi/lenfomada (BL) santral sinir sistemi (SSS) tutulumu ile ilgili bilgiler net iken; diffüz büyük B hücreli lenfomada (DBBHL) ve akut miyeloid lösemide (AML) sıklık, risk faktörleri, önleme ve tedavi ile ilgili bilgilerde belirsizlikler mevcuttur. Bu nedenle çalışmada bu hastalık gruplarında SSS tutulumunun sıklık, klinik tablo, risk faktörleri ve prognozunun değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: 477 DBBHL, 134 ALL, 282 AML, 54 BL ve 16 bifenotipik lösemi hastasının tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Kategorik değişkenler ki kare testi, devamlı değişkenler Mann-Whitney U ve t testi ile değerlendirildi. Sağkalım analizleri Kaplan-Meier yöntemi ile yapıldı. Lojistik regresyon analizi kullanılarak, DBBHL için SSS tutulumunu predikte etmeye yarayan bir skorlama sistemi geliştirildi. Bulgular: Tanı anında (p= 0.035) ve izlemde (p< 0.001) SSS tutulumu riski hastalık grupları arasında anlamlı olarak farklı idi. DBBHL için β2 mikroglobulin yüksekliği ve riskli ekstralenfatik tutulum (RELT) tanı anında; LDH düzeyi, ECOG performans skoru, bcl-2 diffüz boyanması ve RELT sadece izlemde, SSS tutulumu açısından bağımsız risk faktörleri olarak belirlendi. İzlemde SSS tutulumu risk skorlama sisteminde bu bağımsız risk faktörleri kullanıldı. Skorlama sistemini kullanarak, izlemde SSS tutulumu geliştiren DBBHL hastalarını %100 duyarlılık ve %38,7 pozitif prediktivite ile belirleyebilmek mümkün idi. ALL, AML ve BL'de SSS tutulumu için risk faktörü gösterilemedi. Tanı anında ya da relaps aşamasında SSS tutulumu gelişen tüm gruplarda ortanca sağkalım süresi bu komplikasyonu yaşamayan hastalardan daha kısa idi. Sonuçlar: SSS tutulumu özellikle DBBHL'de kötü prognoz ile ilişkilidir. Bu nedenle izlemde SSS tutulumu için risk faktörlerini belirlemek önemlidir. Bu çalışmada oldukça prediktif bir risk skorlama sistemi geliştirdik. Bağımsız bir hasta kohortunda teyit edilebilirse, tanımlanan risk faktörleri bu açıdan önem taşımaktadır. Oluşturulan risk modeli bağımsız bir hasta kohortunda uygun bir çalışma ile teyit edilirse rutin pratikte uygulanabilir.tr_TR
dc.subtypemedicineThesis


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster