dc.contributor.advisor | Özen, Seza | tr_TR |
dc.contributor.author | Gülhan, Bora | tr_TR |
dc.date.accessioned | 2015-10-14T09:50:37Z | |
dc.date.available | 2015-10-14T09:50:37Z | |
dc.date.issued | 2013 | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/798 | |
dc.description.abstract | Henoch-Schönlein
purpura (HSP) or IgA vasculitis is the most common childhood vasculitis in our
country. The cardinal feature of the disease is a purpuric rash predominantly on
lower extremities. Joint, gastrointestinal tract and renal involvement may also be
observed. During the course of the disease, renal involvement may be observed in
30-60% of patients. In recent years, the role T cells in pathogenesis of HSP/IgA
vasculitis has become a focus for research. In this study, the role of cytokines and
transcription factors (FOXP3) of T helper cells in disease pathogenesis and their
relations with clinical and histopathological parameters were investigated. Twentytwo
patients diagnosed as HSP/IgA vasculitis with renal biopsy and non-tumoral
renal tissues of nephrectomy materials of 20 patients diagnosed as Wilms tumor
(control group) were included in the study. Immunohistochemical IFN-gamma, IL-4,
IL-17 and FOXP3 expressions were investigated. Dispersion and intensity scores of
immunohistochemical stainings were evaluated in the glomerular and
tubulointerstitial areas. Renal biopsy specimens of HSP/IgA vasculitis patients had
higher IFN-gamma, IL-4, IL-17 glomeruler and tubular scores when compared to the
control group which was statistically significant. Interferon-gamma glomerule and
tubule scores were positively correlated with protein/creatinine ratio of early
morning urine specimen at the time of kidney biopsy. Interleukin-17 glomerule
scores correlated negatively with serum albumin levels and positively with
qualitative proteinuria at the time of kidney biopsy. Furthermore, IL-17 glomerular
scores were positively correlated with the percentage of crescents. There was no
difference of the amount of glomerular and tubuler FOXP3+ cells between HSP/IgA
vasculitis and the control groups. Henoch-Schönlein purpura/IgA vasculitis group
had more FOXP3+ cells on interstitial area when compared to the control group.
There was no correlation of FOXP3 expression with any clinical parameter. Skin
biopsies of patients with preliminary diagnosis of HSP and non-pathological skin
biopsies of the control group were the second part of the study. In the specimens
vii
obtained from the area with a lesion, IFN-gamma, IL-4 and IL-17 expressions were
statistically higher when compared to normal skin which was statistically significant.
FOXP3 expressions were not statistically different. Our results showed that all T
helper subtypes play role in pathogenesis of HSP/IgA vasculitis. Relations of Th17
cells with proteinuria and crescent indicates its role in renal prognosis of the patients.
Better understanding of the role of these cells and processes may bring forward their
potentials of being therapeutic targets. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Tıp Fakültesi | tr_TR |
dc.subject | Henoch-schönlein purpura | tr_TR |
dc.title | Henoch-Schönlein Purpura Hastalarının Böbrek ve Cilt Dokularında Yardımcı T Hücre Yanıtının Analizi | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/doctoralThesis | en |
dc.callno | 2013/377 | tr_TR |
dc.contributor.departmentold | Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı | tr_TR |
dc.description.ozet | Henoch-Schönlein purpura (HSP) veya ĐgA
vasküliti ülkemizde en sık görülen çocukluk çağı vaskülitidir. Hastalığın temel
bulgusu; trombositopeninin eslik etmediği, genellikle alt ekstremitelerde olan,
purpura veya petesi niteliğindeki döküntüdür. Bununla birlikte eklem tutulumu,
gastrointestinal sistem tutulumu veya böbrek tutulumu görülebilir. Hastalığın seyri
boyunca %30-60 hastada böbrek tutulumu görülür. Son senelerde HSP/IgA
vaskülitinde yardımcı T hücrelerinin rolüne iliskin sorular gündeme gelmektedir. Bu
çalısmada HSP/ĐgA vasküliti nefritinde ve hastaların deri biyopsilerinde T hücre alt
gruplarının salgıladıkları sitokinlerin ve transkripsiyon faktörlerinin (FOXP3) klinik
ve histopatolojik parametreler ile iliskisi ve hastalık patogenezindeki yerleri
arastırılmıstır. Çalısmaya böbrek biyopsisi ile HSP/ĐgA vasküliti nefriti tanısı alan 22
hasta ve kontrol grubu olarak Wilms tümörü nedeni ile nefrektomi yapılan 20
hastanın tümör dısı böbrek dokuları dahil edildi. Bu dokulara ĐFN-gamma, ĐL-4, ĐL-
17 ve FOXP3 boyamaları yapıldı. Đmmünhistokimyasal boyaların yaygınlık ve siddet
skorları kullanılarak glomerül ve tübül alanları ayrı ayrı değerlendirildi. HSP/ĐgA
vasküliti nefriti hastalarının dokularında ĐFN-gamma, ĐL-4, ĐL-17 glomerül ve tübül
boyanma skorları kontrol grubuna oranla istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fazla
bulundu. ĐFN-gamma glomerül ve tübül skoru ile biyopsi sırasındaki sabah ilk idrar
protein/kreatinin oranı arasında iliski saptandı. Đnterlökin-17 glomerül skoru ile
biyopsi sırasındaki serum albumin düzeyi arasında ters yönde, biyopsi sırasındaki
kalitatif proteinüri miktarı arasında ise doğrusal bir iliski bulundu. Ayrıca ĐL-17
glomerül skoru ile kresent yüzdesi arasında iliski saptandı. HSP/ĐgA vasküliti nefriti
ile kontrol grubu arasında μm2’ye düsen glomerüler ve tübüler FOXP3+ hücre
sayısında anlamlı düzeye ulasan fark yoktu. Đnterstisyel bölgede μm2’ye düsen
FOXP3+ hücre sayısı HSP/ĐgA vasküliti nefritinde kontrol grubuna göre fazlaydı.
FOXP3 ekspresyonu ile klinik parametreler arasında iliski saptanamadı. Çalısmada
HSP ön tanısı ile cilt biyopsisi yapılan hastalar ve çesitli nedenlerle cilt biyopsisi
v
yapılan ve patolojik bulgu saptanmayan kontrol hastaları karsılastırıldı. Đnterferongamma,
ĐL-4 ve ĐL-17 ekspresyonunun lezyonlu alanda kontrol grubuna göre
istatistiksel olarak anlamlı bir sekilde daha fazla olduğu bulundu. Lezyon alanında ve
kontrol grubunda FOXP3 ekspresyonu farklı değildi. Sonuçlarımız HSP/ĐgA
vasküliti patogenezinde tüm yardımcı T hücre alt tiplerinin aktif olarak görev aldığını
göstermektedir. Proteinüri ve kresent ile olan iliskileri özellikle Th17 hücresinin
böbrek hastalığının gidisinde etkin olduğunu düsündürmektedir. Bu süreçlerin ve bu
sistemde yer alan hücrelerin daha iyi anlasılması ileride tedavide hedef olarak
kullanılma potansiyellerini gündeme getirecektir. | tr_TR |
dc.subtype | medicineThesis | |