dc.contributor.advisor | Kadayıfçılar, Sibel | tr_TR |
dc.contributor.author | Koç, İrem | tr_TR |
dc.date.accessioned | 2015-10-14T07:58:39Z | |
dc.date.available | 2015-10-14T07:58:39Z | |
dc.date.issued | 2015 | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/699 | |
dc.description.abstract | Diabetic
retinopathy is the most common reason for visual loss in the working age
group and diabetic macular edema is most common associated complication
of it leading to visual loss. Here we aimed to compare visual and anatomic
outcomes of following intravitral treatments: intravitreal ranibizumab (group
1), bevacizumab (group 2) and triamcinolone (group 3).
275 eyes of 208 patients were enrolled in this retrospective study and
main outcome measures were determined as the change in visual acuity (VA)
and central macular thickness (CMT).
Evaluation of the data at 6 months of treatment compared to initial
measurements revealed no significant difference of change in VA in 3
different treatment groups. Mean changes in VA in group 1, group 2 and
group 3 were +4,9, +4,3, +4,6 letters, respectively (p=0,911). Similar findings
applied to the 24-month results (p=0,306). Improvement of CMT at 6 months
was significantly better in group 3, compared to group 1 and 2 and the mean
values were -77,9, -74,7, -125,0 μm, in ascending group order (p=0,012).
Findings were similar for 24-month outcomes (p=0,001). At the end of 24
months, the only independent variable effecting the change in VA was found
to be initial VA, which effected the change inversely (p=0,020). Cataract
prevalances in group 1, 2 and 3 were %7,5, %15,3 and %37,3 respectively
and it was significantly higher in group 3 (p=0,000). Similarly, glaucoma
prevalances were %5,0, %8,9 and %22,6 respectively and was significantly
higher in group 3 (p=0,001).
As a result, these treatment methods have similar effects with regard
to improvement in VA, however, intravitreal triamcinolone provides additional
anatomic improvement. One must also consider ocular side effects before
opting for a treatment modality. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Tıp Fakültesi | tr_TR |
dc.subject | Diabetic macular edema | tr_TR |
dc.title | Diabetik Makula Ödemi Tedavisinde İntravitreal Ranibizumab, Bevacizumab veya Triamsinolon Tedavileri Uygulanan Hastaların Görsel ve Anatomik Sonuçlarının Retrospektif Karşılaştırılması | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/doctoralThesis | en |
dc.callno | 2015/2281 | tr_TR |
dc.contributor.departmentold | Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı | tr_TR |
dc.description.ozet | Diabetik retinopati, çalışan yaş grubunda görme azlığının en sık sebebini oluşturmaktadır. Diabetik makula ödemi, diabetik retinopatideki santral görme azalmasının en sık sebebidir.
Çalışmamızda diabetik makula ödemi nedeniyle intravitreal ranibizumab (1.
grup), bevacizumab (2. grup) veya triamsinolon (3.grup) monoterapisi uygulanan hastaların görsel ve anatomik sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Çalışmaya 208 hastanın 275 gözü dahil edilmiştir. Veriler retrospektif
olarak elde edilmiştir. Sonuç ölçütleri görme keskinliği (GK) ve santral makula
kalınlığındaki (SMK) değişim olarak kabul edilmiştir.
Başlangıçtan itibaren 6 ay sonra değerlendirildiğinde 3 grup arasında
ortalama GK değişimi için fark saptanmamıştır (sırasıyla: +4,9, +4,3, +4,6
harf, p=0,911). Bu bulgu 2. yılda da korunmuştur (p=0,306). SMK'daki
düzelme ise 6. ay değerlendirmesinde İVTA grubunda anlamlı olarak daha
fazladır (sırasıyla: -77,9, -74,7, -125,0 μm, p=0,012). Bu anlamlı fark 2. yıl
sonunda da devam etmektedir (p=0,001). 2. yıl sonunda GK değişimini
anlamlı olarak etkileyen faktör başlangıç GK olarak bulunmuştur ve ters
ortantılıdır (p=0,020). Katarakt gelişimi 1. grupta %7,5, 2. grupta %15,3, 3.
grupta %37,3 olup İVTA grubunda anlamlı olarak yüksektir. (p=0,000). Aynı
sıra ile glokom prevalansı %5,0, %8,9 ve %22,6 olarak ölçülmüştür ve İVTA
grubunda sıklığı anlamlı olarak yüksektir (p=0,001).
Sonuç olarak, karşılaştırılan 3 tedavi yönteminin fonksiyonel etkileri
benzer olmakla birlikte, İVTA ile anlamlı olarak daha etkili anatomik düzelme
sağlanmıştır; ancak yüksek oküler yan etki oranını tedavi tercihinde göz önünde bulundurmak gerekmektedir. | tr_TR |
dc.subtype | medicineThesis | |