dc.contributor.advisor | Özüm, Aytül | |
dc.contributor.author | Danacı, Fahriye Selvi | |
dc.date.accessioned | 2018-10-02T07:47:43Z | |
dc.date.available | 2018-10-02T07:47:43Z | |
dc.date.issued | 2018 | |
dc.date.submitted | 2018-06-08 | |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/5065 | |
dc.description.abstract | Dante Alighieri’s (1265-1321) Divine Comedy (1320) has a substantial influence on Samuel Beckett’s (1906-1989) writing throughout his literary career. Beckett was particularly interested in Comedy’s second part, Purgatory, and Dante’s religious approach to the concepts of purgation and salvation in this part. In Dante’s Purgatory, the souls, whose sins are redeemable, go through a series of punishments, atoning for their sins on earth to become worthy to be accepted to Paradise. Due to his pessimistic approach to the individual’s existence, Beckett found Dante’s religious perspective towards the concept of purgation highly incompatible with the condition of the individual in the twentieth century. For Beckett, the individual’s suffering is interminable, and cannot bring salvation as a result. Therefore, Beckett interprets Dante’s purgatorial journey through Purgatory as an aporia for his characters in a playful and subverting manner. While the concept of the purgatorial journey has a restorative implication for Dante’s souls in Purgatory, it turns out to be a perpetual cycle, an impasse for Beckett’s characters. The world the Beckettian man inhabits becomes a twisted Purgatory for him, from which he cannot escape. Faced with such predicament, the Beckettian man searches for an existence different from the one he has in the outer world surrounding him. At that point, he attempts to elude the outer reality and pursues a lethargic existence in his mind. For this pursuit, Beckett uses one of Dante’s characters in Comedy as a model: Belacqua in Ante-purgatory, the sub-territory of Purgatory. Dante portrays Belacqua as an indolent soul, who enjoys his condition in Ante-purgatory and adopts an indifferent attitude towards the whole process of purgation. Beckett’s derelicts perceive the condition of Dante’s Belacqua as a sublime form of existence, which Beckett calls ‘the Belacquan bliss.’ In order to achieve such existence, Beckett’s vagabonds embark on a journey striving to escape from the outer world around them. In this respect, Beckett subverts Dante’s concept of Purgatory, since the direction of the Beckettian man’s journey is reversed. It is not towards a Dantean Paradise, but a lethargic existence which Dante’s Belacqua enjoys in Ante-purgatory. However, in Beckett’s universe, this kind of a liberation is also precluded since the individual’s suffering is perennial. Thus, the Beckettian man is condemned to an endless purgatorial journey. This thesis aims to study how Beckett challenges Dante’s concept of purgation in Dream of Fair to Middling Women (1932), Mercier and Camier (1946), and How It Is (1961). The first chapter, focusing on Dream of Fair to Middling Women, examines how Beckett portrays the modern man oscillating between the outer reality and the seclusion of his own mind, unable to choose either in an in-between condition. The second chapter, analysing Mercier and Camier, argues that the situation of Beckettian men gets more intricate, since they become isolated from the outer reality, and their quest is precluded in every aspect. With the third chapter on How It Is, it is suggested that Beckett takes the individual’s existence to the ultimate disintegration. The Beckettian man is portrayed without a purpose, or a hope to move on, but obliged to move on nevertheless. Thus, Beckett continues his subversion of the concept of purgation and the idea of the purgative journey in an increasing pessimistic tone in each novel. | tr_TR |
dc.description.tableofcontents | TABLE OF CONTENTS
KABUL VE ONAY i
BİLDİRİM ii
YAYINLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI iii
ETİK BEYAN iv
ACKNOWLEDGEMENTS v
ÖZET vi
ABSTRACT viii
TABLE OF CONTENTS x
INTRODUCTION 1
CHAPTER I: THE FIRST DISSOLUTION OF PURGATORY: DREAM OF FAIR TO MIDDLING WOMEN 33
CHAPTER II: AN INTERMINABLE PROCESS OF PURGATORY: MERCIER AND CAMIER 59
CHAPTER III: FROM PURGATORY TO INFERNO: HOW IT IS 84
CONCLUSION 111
WORKS CITED 118
APPENDIX 1: Originality Reports 127
APPENDIX 2: Ethics Board Waiver Form 129 | tr_TR |
dc.language.iso | en | tr_TR |
dc.publisher | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | samuel beckett | en |
dc.subject | roman | tr_TR |
dc.subject | dream of fair to middling women | en |
dc.subject | mercier and camier | en |
dc.subject | how it is | en |
dc.subject | dante | en |
dc.subject | the divine comedy | en |
dc.subject | purgatory | en |
dc.subject | arınma | tr_TR |
dc.title | Redefinition Of Purgation In Samuel Beckett's Dream Of Fair To Middling Women, Mercier And Camier, How It Is | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Dante Alighieri’nin (1265-1321) Divine Comedy’sinin (1320) Samuel Beckett’in (1906-1989) edebi kariyeri üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. Beckett, Comedy’nin ikinci bölümü olan Purgatory (Araf) ile ve Dante’nin bu bölümde arınma ve kurtarılma kavramlarına olan dini yaklaşımıyla özellikle ilgiliydi. Dante’nin Purgatory’sinde, günahları bağışlanabilir olan ruhlar bir dizi cezalandırmadan geçerler ve Cennet’e kabul edilmeye değer olmak için dünyada işledikleri günahların bedelini öderler. Bireyin varoluşuna olan karamsar bakış açısından ötürü Beckett Dante’nin arınma kavramına dini bakış açısını bireyin yirminci yüzyıldaki durumuyla oldukça uyumsuz bulmuştur. Beckett’e göre bireyin ıstırabı sonsuzdur ve sonuç olarak bir kurtarılma sağlayamaz. Bu yüzden, Beckett Dante’nin Purgatory’deki arınma yolculuğunu kendi karakterleri için bir çıkmaz olarak şakacı ve yıkıcı bir biçimde yorumlamıştır. Arınma yolculuğu kavramı Dante’nin Purgatory’deki ruhları için yenileyici bir imaya sahipken, Beckett’in karakterleri için ebedi bir döngü, bir kördüğüm olarak ortaya çıkar. Beckett’in insanının yaşadığı dünya kendisi için kaçamadığı çarpık bir Purgatory’e dönüşür. Böyle bir çıkmazla karşılaştığında Beckett’in insanı kendisini çevreleyen dış dünyada sahip olduğundan farklı bir varoluş arayışına girer. Bu noktada, dış gerçeklikten sıyrılmaya çalışıp zihninde uyuşuk bir varoluş peşinde koşar. Beckett bu arayış için Dante’nin Comedy’deki karakterlerinden birini model olarak kullanır: Purgatory’nin alt bölgesi olan Ante-purgatory’deki Belacqua. Dante Belacqua’yı Ante-purgatory’deki durumundan keyif alan ve tüm arınma sürecine karşı umursamaz bir tavır takınan tembel bir ruh olarak betimler. Beckett’in sorumsuz karakterleri Dante’nin Belacqua’sının durumunu yüce bir varoluş biçimi olarak algılarlar. Beckett bu durumu ‘Belacqua saadeti’ olarak adlandırır. Beckett’in aylakları öyle bir varoluşa ulaşmak için çevrelerindeki dış dünyadan kaçmaya çabalayarak bir yolculuğa çıkarlar. Bu açıdan, Beckett’in insanının yolculuğu tersine döndürüldüğü için Beckett Dante’nin Purgatory kavramını altüst eder. Bu yolculuk Dantevari bir Cennet’e doğru değil, Dante’nin Belacqua’sının Ante-purgatory’de tadını çıkardığı uyuşuk bir varoluşa doğrudur. Ancak Beckett’in evreninde böyle bir kurtuluş da imkansızlaşır, çünkü bireyin ıstırabı daimidir. Böylece Beckett’in insanı sonsuz bir arınma yolculuğuna mahkûm olur. Bu tez Beckett’in Dream of Fair to Middling Women (1932), Mercier and Camier (1946) ve How It Is (1961) adlı eserlerinde Dante’nin arınma kavramına nasıl karşı çıktığını incelemeyi amaçlar. Dream of Fair to Middling Women üzerine odaklanan ilk bölüm Beckett’in modern insanın dış gerçeklik ve zihninin inzivası arasında bocalamasını, arada kalmış bir şekilde ikisinden birini seçememe durumunu nasıl betimlediğini inceler. Mercier and Camier’i çözümleyen ikinci bölüm ise, Beckett’in insanlarının durumunun, dış gerçeklikten dışlandıkları ve arayışları her açıdan imkansızlaştığı için daha karmaşıklaştığını ileri sürer. How It Is üzerine olan son bölüm ile Beckett’in bireyin varoluşunu nihai parçalanmaya götürdüğü belirtilir. Beckett’in insanı amaçsız, ilerleme umudu olmadan, ancak yine de ilerlemeye mecbur bir şekilde betimlenmiştir. Böylece Beckett her bir romanında artan karamsar bir üslupla arınma kavramını ve arınma yolculuğu fikrini yıkmayı sürdürmüştür. | tr_TR |
dc.contributor.department | İngiliz Dili ve Edebiyatı | tr_TR |