dc.contributor.advisor | Karaaslan, İ.Çağatay | |
dc.contributor.author | Aran, Övgü | |
dc.date.accessioned | 2018-09-13T07:06:15Z | |
dc.date.available | 2018-09-13T07:06:15Z | |
dc.date.issued | 2018 | |
dc.date.submitted | 2018-06-19 | |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/4899 | |
dc.description.abstract | Asthma is a serious health problem affecting nearly 300 million people worldwide.
Asthma frequency varies based on countries and even based on regions of same
country. For example, Australia and New Zealand have a frequency of 10-25%, while
Southeast Asian countries, North American Indians and Eskimos have a frequency of
less than 1%. It is reported that frequency in European countries is between 5-10%, while
that in Romania (1.5%) and Greece (1.9%) is relatively lower. The prevalence of asthma
in Turkey is higher than the regional average. Studies conducted in our country have
shown such a high prevalence that the frequency is between 0.7-14.8% in children and
0.3-7.6% in adults.
Asthma is a chronic airway disease. It is characterized by bronchial contraction
(narrowing), airway hyperreactivity and inflammation. Asthma has a complex structure
which contains various phenotypic features and affected by genetic and environmental
factors. The consensus on the pathophysiology of asthma is the disruption in the balance between epithelial tissue deconstruction and construction which causes airway
remodelling.
Allergens, airway irritants, chemicals and viral respiratory tract factors are initiative steps
causing asthma. These factors lead to airway epitheliumdesquamation, inflammation,
bronchial hyperresponsiveness, and airway contraction. The molecules that contribute
to the development of this inflammatory response are cytokines, chemokines, lipid
mediators and growth factors synthesized from epithelial cells. Epithelial cells are the
first line defense cells that contact allergens in the airways and form a physical wall
against harmful substances that come in through breathing. It plays an important role in
the first step of airway defense by creating an inflammatory response with these secreted
molecules.
In addition to continuous breathing of toxins and oxidants, proteases also contribute to
deterioration in integrity of the airway epithelium. Most of the allergens such as house
dust mites, pollen, fungus, bacteria and viruses have protease activity. Against this
destructive effect of proteases, epithelial cells synthesize protease inhibitors and
preserve the protease-antiprotease balance. Which protease inhibitors are synthesized
from epithelial cells after allergen contact and which metabolic pathways play a role
during synthesis remain unclear.
In this thesis study, role of serine protease inhibitor B1 (SERPINB1) and serine protease
inhibitor B2 (SERPINB2) whose expressions are altered in bronchial epithelial cells after
cysteine protease Dermatophagoides pteronyssinus 1 (Der p 1) exposure, in
inflammatuar response and the effects of cytokines, chemokines, and growth factors in
this response were investigated via real time polymerase chain reaction at RNA level
and ELISA at protein level. For this purpose, SERPINB1 and SERPINB2 expressions
were silenced by using gene-specific siRNA.
SERPINB1 and SERPINB2 protease inhibitors were found to be effective on the
expressions of IL-6, IL-8, RANTES, GM-CSF and TSLP inflammatory mediators. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Fen Bilimleri Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | bronş epitel hücresi | |
dc.subject | alerjen proteaz | |
dc.subject | der p 1, | |
dc.subject | serpinb2 | |
dc.subject | proteaz inhibitörleri | |
dc.subject | astım | |
dc.subject | alerji | |
dc.subject | serpinb1 | |
dc.title | Serpınb1 Ve Serpınb2 Proteaz İnhibitörlerinin Bronş Epitel Hücrelerindeki İnflamatuvar Cevaptaki Rolü | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Astım, dünyada yaklaşık 300 milyon kişinin etkilendiği ciddi bir sağlık sorunudur. Astım
görülme sıklığı ülkeler arasında değişkenlik olmakla birlikte aynı ülke içinde farklı coğrafi
bölgelerde de değişiklik göstermektedir. Örneğin, Yeni Zelanda ve Avusturalya'da sıklık
%10-25 iken, Güneydoğu Asya ülkeleri, Kuzey Amerika Kızılderilileri ve Eskimolarda
sıklık %1'den azdır. Avrupa ülkelerinde sıklık %5-10 olarak bildirilirken, Romanya (%1,5)
ve Yunanistan (%1,9)’da sıklık oldukça düşüktür. Ülkemizde yapılan çalışmalarda
çocuklarda %0,7-14,8, erişkinlerdeyse %0,3 -7,6 oranı ile astım prevalans yüksek olduğu
görülmektedir.
Astım hava yollarının kronik bir hastalığıdır. Bronş daralması, hava yolu hiperreaktivitesi
ve inflamasyonla karakterize edilir. Astım çeşitli fenotipik özellikleri bünyesinde
barındıran, genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu kompleks bir yapıya sahiptir.
Astım patofizyolojisi hakkındaki kanı, epitel dokunun yıkımı ve yapımı arasındaki
dengenin bozularak hava yolu yeniden yapılanmasına sebebiyet vermesidir.
Alerjenler, hava yolu irritanları, kimyasallar ve viral solunum yolu etkenleri, hava yolunda
astım gelişim basamaklarını başlatan nedenlerdir. Bu etkenler, hava yolu epitelinde
dökülme, inflamasyon, bronşiyal aşırı duyarlılık ve hava yolu daralmasına neden olur. Bu
inflamatuvar yanıtın gelişmesine katkıda bulunan moleküller epitel hücrelerden
sentezlenen, sitokin, kemokin, lipid mediatörler ve büyüme faktörleridir. Epitel hücreler
hava yollarında alerjenle karşılaşan ilk hücrelerdir ve solunan hava ile gelen zararlı
maddelere karşı fiziksel bir duvar oluşturur. Salgıladığı bu moleküllerle inflamatuvar yanıt
oluşturarak hava yolu savunmasının ilk basamağında önemli bir rol oynar.
Havayolu epitelinin bütünlüğünün bozulmasına, sürekli soluduğumuz toksik ve oksidan
maddelerin yanı sıra proteazlar da katkıda bulunur. Ev tozu akarları, polenler, funguslar,
bakteriler ve virüsler gibi alerjenlerin çoğu proteaz aktivitesine sahiptir. Proteazların yıkıcı
etkisine karşı, epitel hücreleri proteaz inhibitörleri sentezleyerek proteaz-antiproteaz
dengesini korurlar. Alerjenle karşılaşma sonrasında epitel hücrelerden hangi proteaz
inhibitörlerinin sentezlendiği ve sentez sırasında hangi metabolik yolakların rol oynadığı
sorusunun cevabı net olarak ortaya konulamamıştır.
Bu tez çalışmasında sistein proteaz Dermatophagoides pteronyssinus 1 (Der p 1) ile
karşılaşma sonrasında, bronş epitel hücrelerinde ifadesi değişen serine protease
inhibitör B1 (SERPINB1) ve serine protease inhibitör B2 (SERPINB2) proteaz
inhibitörlerinin inflamatuvar cevaptaki rolü ve bu cevabın oluşmasında görev alan sitokin,
kemokin ve büyüme faktörlerinin etkileri gerçek zamanlı poimeraz zincir reaksiyonu
kullanarak RNA düzeyinde ve ELISA kullanılarak protein düzeyinde araştırılmıştır. Bu
amaçla SERPINB1 ve SERPINB2 ifadeleri genlere özgü siRNA kullanılarak
susturulmuştur.
SERPINB1 ve SERPINB2 proteaz inhibitörlerinin IL-6, IL-8, RANTES, GM-CSF, TSLP
inflamatuvar mediatörlerin ifadesi üzerine etkili olduğu bulundu. | tr_TR |
dc.contributor.department | Biyomühendislik | tr_TR |