Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorŞAHİNER, Mehmet Levent
dc.contributor.authorAKSOY, HÜSEYİN
dc.date.accessioned2024-12-18T11:39:22Z
dc.date.issued2024-11-09
dc.date.submitted2024-09-20
dc.identifier.citationVancouver kaynak gösterme stilitr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/36279
dc.description.abstractAtrial fibrillation (AF) is the most common sustained cardiac arrhythmia in adults and is a significant cause of morbidity and mortality. Oral anticoagulant (OAC) drugs are commonly used to prevent thromboembolic events in AF patients. However, in patients with a high risk of bleeding who cannot tolerate OAC therapy, left atrial appendage (LAA) closure is an alternative treatment option. The aim of this study is to retrospectively compare the clinical outcomes of patients with atrial fibrillation (AF) who do not have a mechanical heart valve or moderate-to-severe mitral stenosis, between those who underwent left atrial appendage (LAA) closure and those using non-vitamin K antagonist oral anticoagulants (NOACs). Patients who were initiated on NOAC therapy for the first time or underwent LAA closure between 01.09.2015 and 12.04.2023 at Hacettepe University Faculty of Medicine Hospital were retrospectively analyzed. Baseline demographic data, medications, laboratory and echocardiography findings, and data related to the LAA closure procedure were recorded. A total of 119 patients were included in the LAA closure group and 168 in the NOAC group. The median CHA2DS2-VASc and HAS-BLED scores in the LAA closure group were 4 (3-5) and 2 (2-3), respectively, while the median CHA2DS2-VASc and HAS-BLED scores in the NOAC group were similarly 4 (3-5) and 2 (2-3). Patients with a history of stroke or transient ischemic attack (TIA) were more common in the NOAC group, whereas the LAA closure group had a significantly higher number of patients with a history of bleeding. Other baseline characteristics were similar between the two groups. In the LAA closure group, 81.5% of patients underwent the procedure with an Amulet device, and the implantation success rate was 99.2%. The procedure was performed primarily due to bleeding in 78.2% of cases, and the most frequent complication was device-related issues at the access site (8.4%). The primary endpoint was defined as the occurrence of any of the following: stroke, systemic embolic event, bleeding, all-cause mortality, or procedure-related complications. Patients were followed for an average of 4.9 years. The primary endpoint occurred at a rate of 12.3 events per 100 patient-years in the NOAC group and 17 events per 100 patient-years in the LAA closure group, with no statistically significant difference between the groups (p=0.082). All-cause mortality occurred at rates of 8.4 per 100 patient-years in the NOAC group and 12.2 per 100 patient-years in the LAA closure group, with no statistically significant difference (p=0.073). Ischemic stroke, TIA, or systemic embolic events occurred at rates of 1.2 per 100 patient-years in the NOAC group and 0.64 per 100 patient-years in the LAA closure group, with no statistically significant difference (p=0.466). Clinically significant bleeding occurred at rates of 4.2 per 100 patient-years in the NOAC group and 3.8 per 100 patient-years in the LAA closure group, with no statistically significant difference (p=0.617). In the LAA closure group, 1.6 significant procedure and device-related complications per 100 patient-years were reported. In conclusion, LAA closure demonstrated similar efficacy and safety to NOAC therapy in preventing AF-related complications in patients with high risks of bleeding and stroke. LAA closure may be considered an effective alternative treatment option for managing these patients.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectAtriyal fibrilasyontr_TR
dc.subjectsol atriyal apendikstr_TR
dc.subjectinmetr_TR
dc.subjecttromboembolizmtr_TR
dc.subjectvitamin K antagonisti dışı oral antikoagülantr_TR
dc.subject.lcshKardiyovasküler sistemtr_TR
dc.titleATRİYAL FİBRİLASYONLU HASTALARDA SOL ATRİYAL APENDİKS KAPAMA İLE VİTAMİN K ANTAGONİSTİ DIŞI ORAL ANTİKOAGÜLAN KULLANIMININ KARŞILAŞTIRILMASItr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetAtriyal fibrilasyon (AF), yetişkinlerde en sık görülen sürekli kardiyak aritmidir ve önemli morbidite ve mortalite nedenidir. AF'li hastalarda tromboembolik olayların önlenmesi amacıyla oral antikoagülan (OAK) ilaçlar yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, yüksek kanama riski taşıyan ve OAK tedavisini tolere edemeyen hastalarda sol atriyal apendiks (LAA) kapama işlemi alternatif bir tedavi seçeneği olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, mekanik kalp kapağı veya orta-ciddi mitral darlığı bulunmayan atriyal fibrilasyon (AF) hastalarında, sol atriyal apendiks (LAA) kapama işlemi yapılan hastalar ile non-vitamin K antagonist oral antikoagülan (NOAK) kullanan hastaların klinik sonuçlarını retrospektif olarak karşılaştırmaktır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 01.09.2015 ile 12.04.2023 tarihleri arasında ilk kez NOAK başlanan ve LAA kapama işlemi uygulanan hastalar retrospektif olarak incelendi. Dahil edilme kriterlerini karşılayan hastaların bazal demografik verileri, ilaç kullanımları, laboratuvar ve ekokardiyografi bulguları ile LAA kapama işlemine ait verileri kaydedildi. Çalışmaya, LAA kapama grubunda 119, NOAK grubunda ise 168 hasta dahil edildi. LAA kapama grubundaki hastaların ortanca CHA2DS2-VASc ve HAS-BLED skorları sırasıyla 4 (3-5) ve 2 (2-3) olarak bulunurken, NOAK grubunda bu değerler de benzer şekilde 4 (3-5) ve 2 (2-3) olarak tespit edildi. NOAK grubunda daha fazla sayıda serebrovasküler olay (SVO) veya geçici iskemik atak (GİA) gözlenirken, LAA kapama grubunda kanama öyküsü anlamlı olarak daha fazlaydı. Diğer bazal özellikler iki grup arasında benzerdi. LAA kapama işlemi yapılan hastaların %81,5'ine Amulet cihazı ile işlem uygulandı ve implantasyon başarısı %99,2 olarak rapor edildi. İşlemlerin %78,2'sinin kanama nedeniyle gerçekleştirildiği, %8,4’ünde ise giriş yeriyle ilişkili komplikasyonların geliştiği belirlendi. Birincil sonlanım noktası, inme, sistemik kardiyoembolik olay, kanama, tüm nedenlere bağlı ölüm veya işlemle ilişkili komplikasyonlardan herhangi birinin gelişmesi olarak tanımlandı. Hastalar ortalama 4,9 yıl takip edildi. Birincil sonlanım noktası NOAK grubunda 100 hasta yılında 12,3; LAA kapama grubunda ise 100 hasta yılında 17 olarak tespit edildi; bu sonuçlar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmedi (p=0,082). Tüm nedenlere bağlı ölüm NOAK grubunda 100 hasta yılında 8,4, LAA kapama grubunda ise 100 hasta yılında 12,2 olarak gerçekleşti ve bu sonuçlar arasında da anlamlı bir fark bulunmadı (p=0,073). İskemik inme, GİA veya kardiyoembolik olay insidansı NOAK grubunda 100 hasta yılında 1,2, LAA kapama grubunda ise 100 hasta yılında 0,64 olarak bulundu ve bu sonuçlar arasında istatistiksel fark izlenmedi (p=0,466). Klinik anlamlı kanama NOAK grubunda 100 hasta yılında 4,2, LAA kapama grubunda ise 100 hasta yılında 3,8 olarak tespit edildi; iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmedi (p=0,617). LAA kapama grubunda 100 hasta yılında 1,6 belirgin işlem ve cihaz ilişkili komplikasyon gelişti. Sonuç olarak, LAA kapama işlemi, kanama ve inme riski yüksek olan AF hastalarında NOAK tedavisine benzer etkinlik ve güvenlik profili sergilemiştir. AF ile ilişkili komplikasyonları önlemede, LAA kapama işlemi etkili bir alternatif tedavi seçeneği olarak değerlendirilebilir.tr_TR
dc.contributor.departmentKardiyolojitr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2024-12-18T11:39:22Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster