dc.description.abstract | The basins of Yalvaç and Ilgın have provided a diverse charophyte assemblage ranging in age from Late Miocene to Early Pleistocene. Up to 16 known taxa have been described and illustrated in this Ph.D thesis. Moreover, 11 taxa have been identified and kept in open nomenclature (limited populations and bad preservation). This flora provides valuable information about charophyte palaeoecology, relative age of several lithological units (biostratigraphy) and charophyte palaeobiogeography. The flora recovered in lacustrine rocks (marls and limestones) and palustrine facies (organic rich marls and lignites) of the Göksöğüt Formation (Balcı section and SK–2 borehole at Şarkikaraağaç, Yalvaç Basin) is constituted by 8 taxa: Sphaerochara cf. intricata, Sphaerochara sp., Chara vulgaris, Ch. globularis, Chara sp., Lychnothamnus duplicicarinatus, L. barbatus subsp. megalicarpus, and Nitellopsis (Tectochara) etrusca. This assemblage indicates that the Göksöğüt Formation can be correlated with the European charophyte biozone of Nitellopsis (Tectochara) etrusca, which is upper Miocene–lowermost Pliocene in age (most provably Vallesian). Associated to these charophyte flora a rich assemblage of microfossils has been found including 4 taxa of fruits/seeds of aquatic and halophytic herbaceous plants as well as gastropods and ostracods. The charophyte flora extracted from the Miocene palustrine deposits (organic rich claystones) and lacustrine rocks (marls, limestones) and tufas of the Aşağıçiğil Formation in the Ilgın Basin (stratigraphic sections of Kiresendere, Çiğil, Yukarıçiğil) is composed of 13 taxa including Sphaerochara ulmensis, Sph. miocenica, Chara vulgaris, Ch. globularis, Ch. molassica var. molassica, Ch. molassica var. notata, Ch. multispira, Ch. pappii, and 5 indeterminate species of Chara. The charophyte assemblage from the section of Çebişli (Belekler Formation) provides up to 5 badly preserved taxa: Sphaerochara intricata, Sphaerochara sp., Chara cf. vulgaris, Ch. cf. multispira, and Lychnothamnus sp. The charophyte assemblage from the Aşağıçiğil Formation can be correlated with 5 European charophyte bizones of Riveline et al (1996): Chara notata, Rantzieniella nitida, Stephanochara berdotensis, Nitellopsis (Tectochara) ginsburgi, and the base of Nitellopsis (Tectochara) etrusca. These biozones range in age from the upper Oligocene (Upper Chattian) until the upper Miocene (Tortonian). However, the occurrence of Sphaerochara miocenica suggests that the Aşağıçiğil Formation is middle-late Miocene in age (Serravalian). These results are in agreement with previous biostratigraphical works performed in the area based on ostracods. Also, in the same Ilgın Basin, the charophyte flora from the lower Pleistocene palustrine and lacustrine sediments of Dursunlu is constituted by 11 species i.e. Sphaerochara intricata, Sph. prolifera, Chara vulgaris, Ch. globularis, Ch. hispida, Ch. pappii, Ch. molassica var. notata, Chara sp.1–2, Lychnothamnus barbatus var. antiquus, and Nitellopsis obtusa. Associated to this flora a rich assemblage of microfossils have been found including 7 species of fruits/seeds of aquatic and halophytic herbaceous plants, 16 species of gastropods (12 freshwater and 4 terrestrial taxa), 6 species of ostracods, 7 fish taxa, and remains of herpetofauna (toad, frog, turtle and snake). The ecological requirements of the charophyte assemblage (dominated by living species) indicated that during the Günz glaciation the Ilgın Basin was occupied by a very shallow eutrophic lake with a dense palustrine vegetation belt, which evolved to a shallow (2–15 m deep), stable, oligotrophic, alkaline and oligohaline lake. The here–studied Neogene charophyte flora display a wide palaeogeographic distribution mainly in south European and Middle East peri–Mediterranean basins. This distribution suggests that a certain degree of floral homogeneity exists during the Miocene and Pleistocene in the Mediterranean region, following a latitudinal climatic control. | tr_TR |
dc.description.ozet | Girogonit, Characeae familyasının kalsifikasyona uğramış üreme organlarına verilen bir isimdir. Bu terim, 19. yüzyılın başlarında paleontologlar tarafından çeşitli deniz organizmaları ile ilişkilendirilmiş, ancak daha sonra Characeae üreme organlarıyla özdeşleştirilmiştir (Lamarck, 1804; Mädler, 1955; Grambast, 1958). Characeae familyasının yeşil algleri, karasal bitkilerin potansiyel ataları olarak kabul edilmiş ve özellikle Chara, Coleochaete ve Spirogyra cinsleri, kara bitkilerine en yakın algler olarak tanımlanmıştır (Pickett-Heaps, 1975; Mattox ve Stewart, 1984). 1970'lerde yapılan keşifler, bu alglerin kara bitkileriyle olan evrimsel ilişkisini güçlendirmiştir (Pickett-Heaps, 1975). Paleoekolojik çalışmalar, Characeae fosillerinin, tarih öncesi iklim ve çevre değişimlerinin izlenmesinde önemli biyobelirteçler olduğunu göstermiştir (Soulié-Märsche, 1991). Bu algler, özellikle tatlı ve acı su ortamlarında yaygındır ve fosil kayıtları, bu ortamlarda uzun süreli varlıklarını belgelemektedir (Feist vd., 2005). Girogonitler, spiral hücrelerin oluşturduğu sinistral sarmallara sahip kalsifik yapılar olarak tanımlanır ve 425 milyon yıldan günümüze kadar geniş bir fosil kaydına sahiptir (Soulié-Märsche vd., 2002). Bu yapılar, özellikle biyostratigrafik analizlerde ve paleoçevresel yorumlamalarda kullanılmıştır.
Karofitler, Antarktika hariç tüm kıtalardaki sucul ekosistemlerde geniş bir dağılıma sahip olan önemli makrofitlerdir. Bu türler, acı su ve tatlı su ekosistemlerinde biyokütle biriktirerek, besin sentezi, karbon depolanması ve habitat sağlama gibi ekosistem hizmetlerine katkıda bulunur (Schneider et al., 2015). Özellikle sığ göllerin ekosistem dinamiklerinde kritik rol oynarlar ve fitoplanktonların büyümesini baskılayarak su kalitesini artırırlar (van Den Berg et al., 1998). Karofitler, çeşitli pH aralıklarında yaşayabilme yetenekleriyle dikkat çeker ve fosfor, demir oksit gibi abiyotik faktörlerden olumlu etkilenirler (Caisová ve Gąbka, 2009). Ayrıca, suyun kimyası, sıcaklık ve deniz seviyesinden yükseklik gibi çevresel faktörler, karofitlerin dağılımını önemli ölçüde etkiler (Sirna, 1963; Dąmbska, 1964; Haas, 1994). Bu özellikleriyle karofitler, paleolimnolojik çalışmalarda kullanılan önemli biyobelirteçler olarak öne çıkmaktadır (Soulié-Märsche, 1991; García, 1994). Özellikle Nitellopsis obtusa türü, paleoekolojik rekonstrüksiyonlarda önemli bir rol oynar (Kröpelin ve Soulié-Märsche, 1991).
Yalvaç ve Ilgın havzaları, yaşları erken Miyosen'den Pleistosen'e kadar değişen çeşitli bir karofit topluluğu barındırmaktadır. Bu doktora tezinde 16'ya kadar bilinen takson tanımlanmış ve gösterilmiştir. Ayrıca, 11 takson tanımlanmış ve açık adlandırmada tutulmuştur (sınırlı sayıda popülasyon ve kötü korunmuş). Bu flora, charophyte paleoekolojisi, çeşitli litolojik birimlerin göreceli yaşı (biyostratigrafi) ve charophyte paleobiyocoğrafyası hakkında değerli bilgiler sağlar. Göksöğüt Formasyonu'nun (Şarkikaraağaç, Yalvaç Havzası, Balcı kesiti ve SK-2 sondaj kuyusu) gölsel kayaçlarında (marnlar ve kireçtaşları) ve palustrin fasiyeslerinde (organik açıdan zengin marnlar ve linyitler) saptanan flora 8 takson oluşmaktadır: Chara vulgaris, Chara globularis, Chara sp., Sphaerochara cf. intricata, Sphaerochara sp., Lychnothamnus barbatus subsp. megalicarpus, Lychnothamnus duplicicarinatus ve Nitellopsis (Tectochara) etrusca. Bu topluluk, Göksöğüt Formasyonu'nun Avrupa karofit biyozonu Nitellopsis (tectochara) etrusca (Riveline vd., 1996) ile ilişkilendirilebileceğini göstermektedir ki bu biyozonun yaşı üst Miyosen-alt Pliyosen'dir (büyük olasılıkla Vallesiyen). Bu charophyte florasına eşlik eden zengin bir mikro fosil topluluğu bulunmuştur, bunların arasında 4 takson sucul ve halofit otsu bitkilerin meyve/tohumları, ayrıca gastropodlar ve ostrakodlar bulunmaktadır. Ilgın Havzası'ndaki Aşağıçiğil Formasyonu'nun (Kiresendere, Çiğil, Yukarıçiğil, Çebişli stratigrafik kesitleri) Miyosen palustrin çökellerinden (organik açıdan zengin kiltaşları) ve gölsel kayaçlarından (marnlar, kireçtaşları) ve tufalar elde edilen karofit florası, Chara vulgaris, Chara globularis, Chara molassica var. molassica, Chara molassica var. notata, Chara multispira, Chara pappii, Chara sp.1 -5, Sphaerochara ulmensis ve Sphaerochara miocenica’dır. Bu karofit topluluğu Riveline ve diğerlerinin (1996) Avrupa karofit bizonları ile ilişkilendirilebilir: Chara notata, Rantzieniella nitida, Stephanochara berdotensis, Nitellopsis (Tectochara) ginsburgi ve Nitellopsis (Tectochara) etrusca'nın tabanı. Bu biyozonların yaşları Üst Oligosen'den (Üst Şattiyen) Üst Miyosen'e (Tortoniyen) kadar değişmektedir. Ancak, Sphaerochara miocenica'nın varlığı Aşağıçiğil Formasyonu'nun yaşının orta Miyosen (Serravaliyen) olduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar, ostrakodlar gibi diğer mikrofosillere dayalı olarak bölgede yapılan önceki biyostratigrafik çalışmalarla uyumludur. Ayrıca, aynı Ilgın Havzası'nda, Dursunlu'nun erken Pleyistosen palustrin çökellerinden (organik açıdan zengin killer) ve gölsel çökellerinden (marnlar) elde edilen karofit florası 11 türden oluşmaktadır: Chara vulgaris, Chara globularis, Chara hispida, Chara pappii, Chara molassica var. notata, Chara sp.1 -2, Sphaerochara intricata, Sphaerochara prolifera, Lychnothamnus barbatus var. antiquus ve Nitellopsis obtusa. Bu charophyte florasına eşlik eden zengin bir mikrofosil topluluğu bulunmuştur, bunlar arasında 7 tür sucul ve halofit otsu bitkilerin meyve/tohumları, gastropodlar (12 tatlı su ve 4 kara gastropod türü), ostrakodlar (6 tür), balık (7 takson) ve herpetofauna kalıntıları (kara kurbağası, kurbağa, kaplumbağa ve yılan) bulunmaktadır. Bu topluluğun ekolojik gereksinimleri (yaşayan türlerin baskın olduğu), Günz buzullaşması sırasında Ilgın Havzası'nın yoğun bir palustrin bitki örtüsü kuşağına sahip çok sığ ötrofik bir göl tarafından işgal edildiğini ve bunun sığ (2-15 m derinlikte), kararlı, oligotrofik, alkalin ve oligohalin bir göle dönüştüğünü göstermiştir. Burada incelenen karofit florası, özellikle Güney Avrupa ve Orta Doğu Akdeniz havzalarında geniş bir paleocoğrafik dağılım göstermektedir. Bu dağılım, Akdeniz bölgesinde Miyosen ve Pleyistosen boyunca, enlemsel bir iklim kontrolünü takiben belirli bir dereceye kadar floral homojenliğin var olduğunu göstermektedir. | tr_TR |