Show simple item record

dc.contributor.advisorEsen Aydınlı, Fatma
dc.contributor.authorEliküçük, Çağla
dc.date.accessioned2024-07-29T06:34:50Z
dc.date.issued2024
dc.date.submitted2024-06-24
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/35367
dc.description.abstractEliküçük, Ç., Investigation of the Effect of Preoperative Swallowing Therapy on Swallowing Function in Partial Laryngectomies, Hacettepe University Graduate School of Health Sciences Language and Speech Therapy Program Doctoral Thesis, Ankara, 2024. After partial laryngectomy surgery, swallowing safety and effectiveness are significantly affected and the quality of life of head and neck cancer (HNC) patients is reduced. Positive effects of postoperative swallowing therapy on dysphagia have been reported in partial laryngectomies; however, due to postoperative fatigue, poor mood, pain and removal of structures, correct application of exercises can be challenging for both patients and speech-language therapists (SLTs). The aim of this study was to investigate the effect of preoperative swallowing therapy on postoperative swallowing function and quality of life in patients scheduled for partial laryngectomy. The study included 30 patients with HNC treated with partial laryngectomy. The study group (n=16) who received both preoperative and postoperative swallowing therapy and the control group (n=14) who received only postoperative swallowing therapy They were evaluated at 5 different time points: preoperative, postoperative 5-7 days, 1 month, 3 months and 6 months after surgery. Fiberoptic endoscopic swallowing evaluation (FEES) was performed, Penetration-Aspiration Scale (PAS) scores were determined for all consistencies according to the International Dysphagia Diet Standardization Initiative (IDDSI) Protocol, and the residue in the vallecula and priform sinuses were scored with the Yale Pharyngeal Residue Severity Rating Scale. Oral intake levels were determined according to FOIS and oral intake times were recorded. Swallowing-related quality of life was determined using the European Organization for Research and Treatment of Cancer health-related quality of life scale developed specifically for cancer patients-Turkish (EORTC QLQ-C30 Version 3.0), the quality of life module for HNC patients-Turkish (EORTC QLQ-H&N35) and the Eating Assessment Tool-Turkish (EAT-10).When the findings were analyzed, it was observed that EAT-10 and PAS scores and residual amounts of the patients who received and did not receive swallowing therapy before surgery decreased significantly after surgery and FOIS levels increased significantly in the postoperative period (p < 0.05). However, this positive change in swallowing function was found to be earlier in the group that received swallowing therapy before surgery. In addition, the time to oral intake was found to be significantly shorter in patients who received preoperative swallowing therapy than in patients who did not receive preopreative swallowing therapy (p <0.05). In conclusion, it was observed that swallowing therapy applied in the preoperative period provided an advantage in terms of functionality for patients. In this study, it is thought that findings that will guide otolaryngologists and SLTs in the management of dysphagia in laryngeal cancer patients planned for partial laryngectomy were obtained.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSağlık Bilimleri Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectDisfajitr_TR
dc.subjectparsiyel larenjektomilertr_TR
dc.subjectbaş ve boyun kanserleritr_TR
dc.subjectpreoperatif yutma terapisitr_TR
dc.subject.lcshBilgi kaynaklarıtr_TR
dc.titleParsiyel Larenjektomilerde Preoperatif Yutma Terapisinin Yutma Fonksiyonu Üzerine Etkisinin Araştırılmasıtr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetEliküçük, Ç., Parsiyel Larenjektomilerde Preoperatif Yutma Terapisinin Yutma Fonksiyonu Üzerine Etkisinin Araştırılması, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dil ve Konuşma Terapisi Programı Doktora Tezi, Ankara, 2024. Parsiyel Larenjektomi cerrahisi sonrası yutma güvenliği ve etkililiği önemli oranda etkilenmekte ve baş ve boyun kanseri (BBK) olgularının yaşam kalitesi azalmaktadır. Parsiyel larenjektomilerde postoperatif dönemde uygulanan yutma terapisinin disfaji üzerine olumlu etkileri raporlanmıştır ancak cerrahi sonrasında operasyona bağlı yorgunluk, kötü hissetme hali, ağrılar ve yapıların çıkarılması nedeni ile egzersizlerin doğru uygulanması hem olgular hem de dil ve konuşma terapistleri (DKT) için zorlayıcı olabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, parsiyel larenjektomi planlanan olgularda cerrahi öncesinde uygulanan yutma terapisinin cerrahi sonrası yutma fonksiyonuna ve yaşam kalitesine olan etkisinin incelenmesidir. Araştırmaya parsiyel larenjektomi ile tedavi edilen 30 BBK olgusu dahil edilmiştir. Hem cerrahi öncesi hem de cerrahi sonrası yutma terapisi alan çalışma grubu (n=16) ile sadece cerrahi sonrası yutma terapisi alan kontrol grubu (n=14) olguları cerrahi öncesi, cerrahi sonrası 5-7.gün, 1. ay, 3. ay ve 6. ay olmak üzere 5 farklı zaman diliminde değerlendirilmiştir. Fiberoptic Endoscopic Evaluation of Swallowing (FEES) yapılmış, International Dysphagia Diet Standardization Initiative (IDDSI) Protokolüne göre tüm kıvamlarda Penetrasyon-Aspirasyon Skalası (PAS) skorları belirlenmiş ve Yale Pharyngeal Residue Severity Rating Scale (YPRSRS) ile vallekula ve priform sinüsteki rezidü miktarları puanlanmıştır. Functional Oral Intake Scale (FOIS)’ya göre oral alım düzeyleri belirlenmiş ve oral alım zamanları kaydedilmiştir. Yutmayla ilişkili yaşam kalitesi; Eating Assessment Tool 10 (EAT-10), European Organization for the Research and Treatment of Cancer Quality of Life Questionnaire (EORTC QLQ-C30 Versiyon 3.0) ve beraberinde kullanılan BBK modülü European Organization for the Research and Treatment of Cancer, Quality of Life Assessments in Head and Neck Cancer-(EORTC QLQ-H&N35)-Türkçe versiyonları kullanılarak belirlenmiştir. Bulgular incelendiğinde, cerrahi öncesi yutma terapisi alan ve almayan olguların EAT-10 ve PAS skorları ile rezidü miktarlarında cerrahi sonrası anlamlı derecede azalma olduğu ve FOIS seviyelerinin cerrahi sonrası dönemde anlamlı derecede yükseldiği gözlenmiştir (p<0.05). Ancak yutma fonksiyonundaki bu pozitif değişimin, cerrahi öncesi yutma terapisi alan grupta daha erken olduğu bulunmuştur. Ayrıca, preoperatif yutma terapisi alan olgularda oral alıma geçiş süresinin preoperatif yutma terapisi almayan olgulara göre anlamlı derecede daha kısa olduğu bulunmuştur (p < 0.05). Sonuç olarak, cerrahi öncesi dönemde uygulanan yutma terapisinin olgular için fonksiyonellik açısından avantaj sağladığı görülmüştür. Bu araştırmada, parsiyel larenjektomi planlanan larengeal kanser olgularının disfaji yönetiminde kulak burun boğaz hekimleri ve DKT’lere yol gösterecek nitelikte bulgular elde edildiği düşünülmektedir.tr_TR
dc.contributor.departmentDil ve Konuşma Terapisitr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2024-07-29T06:34:50Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record