Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorTaşdelen, Pınar
dc.contributor.authorYalçın, Doğa
dc.date.accessioned2024-07-09T11:47:12Z
dc.date.issued2024
dc.date.submitted2024-06-07
dc.identifier.citationYALÇIN, Doğa. "Traces of Collective Memory in A. K. Ramanujan's Poetry," MA Thesis, Ankara, 2024.tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/35249
dc.description.abstractThis thesis employs the intersection of collective memory studies and postcolonial studies in examining selected poems from A. K. Ramanujan’s The Striders (1966) and Second Sight (1986). As such, it centres around two claims: memory is a narrative, to remember is to fictionalise; and memory is collective, since individuals complete their own worldviews depending on the groups they are part of like religion, nationality, family, and culture overall. Minding these claims, it explains how works of autobiography can reveal the climates of thought they were written around. Since these are also based in memory – which is collective, and a narrativization of the past – poetry as a genre can also be looked at as revealing the collective threads that aided in its creation. The Striders and Second Sight are analysed accordingly. Ramanujan was born in 1929 in India, living as an English colonial subject for eighteen years. This colonial structure is a noteworthy point regarding identity-shaping. England, with its imperial policies, expanded greatly through the world. Seeing itself as dominant over ‘lesser’ nations, it studied, oppressed, and stereotyped its colonies; India was one of them until 1947. The colonisation process impacted the identities of Indians, creating hybrid entities. After being part of that collective experience, Ramanujan immigrated outside of India to the West. His poems reveal his shaping worldview as autobiographical compositions, since he keeps thorough diaries and writes his poems accordingly. After explaining the mentioned theories, the colonial history of India, and the postcoloniality of Ramanujan’s poetry in the Introduction, this thesis analyses selected poems from the mentioned collections in their dedicated chapters. Both works reveal colonial practices and the ripples of their influence that present themselves as problems for Indian society and environment. The Striders lays the foundations for the shift in his perspective. The ‘Indian’ label still works to describe him at this point, and its poems reflect the collective experience of India as viewed from the West. This outward perspective is turned inwards after twenty years of living in ‘exile’ with Second Sight. Since Indianness does not describe his way of life anymore, he embarks on a quest to find his lost essence. In the end, after analysing this shift of gaze from The Striders and Second Sight through the lens of collective memory and postcoloniality, this thesis concludes that the poet finds the solution to his identity crisis by accepting his fate as a fragmented being stemming from the globalised world. In the end, he is simply a human being, as part of that macrocosmic collective.tr_TR
dc.language.isoentr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectA. K. Ramanujantr_TR
dc.subjectThe Striderstr_TR
dc.subjectSecond Sighttr_TR
dc.subjectCollective Memory Studiestr_TR
dc.subjectPostcolonial Studiestr_TR
dc.subjectIdentitytr_TR
dc.subjectHybriditytr_TR
dc.subject.lcshİngiliz edebiyatıtr_TR
dc.titleTraces of Collective Memory in A. K. Ramanujan's Poetrytr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetBu tez, A. K. Ramanujan’ın The Striders (1966) ve Second Sight (1986) eserlerinden seçilen şiirleri incelerken kolektif hafıza çalışmaları ile postkolonyal çalışmaların kesişimini kullanır. Bu bağlamda iki iddiaya odaklanır: hafıza bir anlatıdır, hatırlamak kurgulamaktır; ve hafıza kolektiftir, çünkü bireyler kendi dünya görüşlerini din, millet, aile ve genel olarak kültür gibi ait oldukları gruplara göre tamamlarlar. Bu iddiaları göz önünde bulundurarak, otobiyografik eserlerin yazıldıkları düşünce iklimlerini nasıl ortaya koyabileceğini açıklar. Bu eserler de hafızaya dayandığından – ki hafıza kolektif olup, geçmişin bir anlatıya dönüştürülmesidir – şiir türü de yaratım sürecinde katkıda bulunan kolektif düşünceleri açığa çıkaran bir araç olarak değerlendirilebilir. The Striders ve Second Sight bu doğrultuda incelenmektedir. Ramanujan, 1929’da Hindistan’da doğmuş ve on sekiz yıl boyunca İngiliz sömürge yönetimi altında yaşamıştır. Bu sömürge yapısı, kimlik şekillenmesi açısından önemli bir noktadır. İngiltere, emperyal politikalarıyla dünya genelinde büyük ölçüde genişlemiştir. Kendini daha ‘aşağı’ milletlerden üstün gören İngiltere, sömürgelerini incelemiş, baskılamış ve tek tipe indirgemiştir; Hindistan da 1947’ye kadar bu sömürgelerden biriydi. Sömürgeleşme süreci, Hintlerin kimliklerini etkileyerek hibrit kimlikler yaratmıştır. Bu kolektif deneyimin bir parçası olduktan sonra, Ramanujan Hindistan’ın dışına, Batı’ya göç etmiştir. Şiirleri, detaylı günlükler tuttuğu ve şiirlerini buna göre yazdığı için otobiyografik kompozisyonlar olarak dünya görüşünün şekillenmesini ortaya koyar. Giriş bölümünde bahsedilen teoriler, Hindistan’ın sömürge tarihi ve Ramanujan’ın şiirlerinin postkolonyalliği açıklandıktan sonra, bu tez, bahsi geçen koleksiyonlardan seçilen şiirleri ilgili tez bölümlerinde analiz eder. Her iki eser de sömürge uygulamalarını ve bunların Hint toplumu ve çevresi için problem oluşturan etkilerini ortaya koyar. The Striders, Ramanujan’ın perspektifindeki değişimin temellerini atar. Bu noktada “Hint” etiketi onu tanımlarken hala geçerlidir ve şiirleri Hindistan’ın kolektif deneyimini Batı’dan bakarak yansıtır. Yirmi yıl “sürgünde” yaşadıktan sonra, Second Sight ile bu dışa dönük perspektif içe döner. Artık Hintlik onun yaşam tarzını tanımlamadığı ve beslemediğinden, kaybettiği özünü bulmak için bir arayışa çıkar. Sonuç olarak bu tez, The Striders ve Second Sight eserlerindeki bakış açısındaki değişimin kolektif hafıza ve postkolonyalizm bağlamında analiz edilmesinin ardından, şairin yaşadığı kimlik krizini, dünyanın küreselleşmesi sebebiyle parçalanmış bir kimliğe sahip olduğunu kabullenerek çözdüğünü ileri sürer. Böylece, en sonunda, kendisinin sadece makrokozmik kolektifin parçası olan bir insan olduğu sonucuna varır.tr_TR
dc.contributor.departmentİngiliz Dili ve Edebiyatıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2024-07-09T11:47:12Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster