Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorKoyuncu Lorasdağı, Berrin
dc.contributor.authorUysal, Murat
dc.date.accessioned2024-07-09T11:36:23Z
dc.date.issued2024
dc.date.submitted2024-06-10
dc.identifier.citationUysal, M. Elit Partiden Sosyal Demokrat Kitle Partisine: CHP’de Kılıçdaroğlu Dönemi.(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.tr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/35238
dc.description.abstractCHP has periodically included different party models due to its historical positioning. Being stuck between the party of the state and the party of the people creates CHP's historical dilemma. The continuity of the regime discourse, which has become the political and social reflex of the CHP from the one-party regime period, has opened a space for itself again during the Deniz Baykal period. The ties established with the judiciary, bureaucracy and the military during this period damaged the populist image of CHP between 1965 and 1980. CHP has also been caught up in the global rise of identity politics and became trapped in an exclusionary politics that emphasized secularism and nationalism. The re-dominance of social democratic politics in the CHP became possible with Kemal Kılıçdaroğlu becoming the Chairman of the CHP in 2010. The aim of this thesis is to explain that the contradiction of party identity, which has always existed in the history of CHP, was resolved on the basis of social democracy during the Kılıçdaroğlu era. Under Kılıçdaroğlu, a class politics was pursued by using concepts such as income inequality, equality, poverty, corruption and social justice. In this period, it was envisioned to break out of the narrow mold of identity politics and to pursue a class politics that would cut across society on a horizontal axis. Aiming to eliminate old identity conflicts in order to make room for the CHP in class antagonism, Kılıçdaroğlu tried to break the disconnected structure of the past with the alliances formed by the party, the halalization output and self-criticism towards the past; he strengthened social democratic politics in the party in line with political discourses and declarations, election manifestos, social movements and relations with poor people. Even if Kılıçdaroğlu has stepped down as CHP chairman, the fact that the opposition within the party has a leftist discourse instead of a nationalist approach shows that the social democratic transformation has been institutionalized. The study explains that social democracy, which had been relegated to the background for many years despite having a place in the history of the CHP, gained a permanent place in the party under Kılıçdaroğlu.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectSosyal demokrasitr_TR
dc.subjectKemalizmtr_TR
dc.subjectLaikliktr_TR
dc.subjectCumhuriyet Halk Partisitr_TR
dc.subjectParti Politikalarıtr_TR
dc.subject.lcshBilgi kaynaklarıtr_TR
dc.titleElit Partiden Sosyal Demokrat Kitle Partisine: CHP'de Kılıçdaroğlu Dönemitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetCHP tarihsel konumlanışı itibari ile farklı parti modellerini dönemsel olarak içerisinde barındırmıştır. Devletin partisi ve halkın partisi arasında kalmışlık, CHP’nin tarihsel ikilemini yaratır. Bu ikilime çözüm aramak belki de Türkiye’nin modernleşme serüvenini ve siyasi spektrumunu anlamayı kolaylaştırabilir. CHP’nin tek parti rejiminden kalan, siyasi ve toplumsal refleksi haline gelen rejimin bekası söylemi, Deniz Baykal döneminde kendine yeniden alan açmıştır. Bu dönemde yargı, bürokrasi ve ordu ile kurulan bağ; CHP’nin 1965-1980 arasında çizdiği halkçı imajı zedelemiştir. Küresel çapta yükselen kimlik siyasetine CHP de kapılmış ve laiklik ile milliyetçiliği ön plana çıkardığı dışlayıcı bir siyasete kendini sıkıştırmıştır. Sosyal demokrat politikanın CHP’de yeniden egemen olması, 2010 yılında Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olması ile mümkün olmuştur. Bu tezin amacı, CHP tarihinde hep var olan parti kimliğine dair çelişkinin Kılıçdaroğlu döneminde sosyal demokrasi temelinde çözüldüğünü açıklamaktır. Kılıçdaroğlu döneminde; gelir adaletsizliği, eşitlik, yoksulluk, yolsuzluk ve sosyal adalet gibi kavramlar kullanılarak sınıfsal bir siyaset izlenmiştir. Bu dönemde, kimlik siyasetinin dar kalıplarını aşacak ve toplumu yatay eksende kesecek sınıfsal bir siyaset öngörülmüştür. Sınıfsal antagonizmada CHP’ye yer açabilmek için eski kimlik çatışmalarını ortadan kaldırmayı amaç edinen Kılıçdaroğlu partinin kurduğu ittifaklar, helalleşme çıkışı ve geçmişe yönelik öz eleştiriler ile geçmişin halktan kopuk yapısını kırmaya çalışmış; siyasi söylemler ve beyannameler, seçim bildirgeleri, toplumsal hareketler ve yoksul halkla kurulan ilişki doğrultusunda sosyal demokrat siyaseti partide güçlendirmiştir. Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığından ayrılmış olmasına rağmen, parti içi muhalefetin ulusalcı bir yaklaşım yerine sol bir söyleme sahip olması çalışmada iddia edilen sosyal demokrat dönüşümün kurumsallaştığını göstermektedir. Çalışma, CHP tarihinde yer bulmasına karşı uzun yıllar geri plana atılmış sosyal demokrasinin; Kılıçdaroğlu döneminde kalıcı bir şekilde partide yer edinme sürecini açıklamaktadır.tr_TR
dc.contributor.departmentSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimitr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2024-07-09T11:36:23Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypedatasettr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster