dc.contributor.advisor | Altıntaş, Kerim Hakan | |
dc.contributor.author | Demir Özer, Esra | |
dc.date.accessioned | 2023-10-24T11:30:56Z | |
dc.date.issued | 2023 | |
dc.date.submitted | 2023-09-12 | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11655/34076 | |
dc.description.abstract | COVID-19 is a pandemic that has affected all countries. It is known that the pandemics put an excessive burden on the health sector and hospitals play a critical role in the pandemics. Hospital workers, and especially healthcare workers who care for COVID-19 patients, take many responsibilities during the pandemic and may be at risk for COVID-19. In this study, the opinions, burnout and hopelessness levels of all personnel working at Bolu AIBU Izzet Baysal Training and Research Hospital regarding COVID-19 were examined in order to evaluate the COVID-19 pandemic process. 562 personel participated in the research study. The data gathering form, which consists of 8 sections with 87 questions, includes the Maslach Burnout Scale with 22 questions and the Beck Hopelessness Scale with 20 questions. While the Turkish validity and reliability study of the Maslach Burnout Scale was conducted by Ergin in 1996, the Turkish validity and reliability study of the Beck Hopelessness Scale was conducted by Durak and Palabıyıkoğlu in 1994. The data were analyzed with the SPSS program. In the analyzes, Independent Sample T-Test, One Way ANOVA, Post-Hoc analysis, Bonferroni Tamhane's tests were used under appropriate conditions, and Stepwise Hierarchical Regression analysis was used for further analysis. The average age of the participants was 35.8±8.8. The average duration of working in the profession was 9.1±8.3 years. 61.2% of the participants were women, 37.9% had a bachelor's degree and 59.6% were married. 32,0% of the participants had worked in COVID-19 units at least once, 31.1% contracted COVID-19 disease and 55.4% of them treated COVID-19 patients. 86.2% of the personnel thought that “COVID-19 outbreak is a disaster for Türkiye”, 27.8% thought that “COVID-19 outbreak cannot be controlled”, 84.9% thought that “they can contract COVID-19 disease”, 84.9% thought that “COVID-19 pandemic has negatively affected them psychologically”, 84.9% thought that “COVID-19 is a serious illness” and 16.9% thought that “they cannot return to normal life after the COVID-19 pandemic”. Being a woman, being young, not having children, being a nurse, having a short working time in the profession, staff having a chronic disease, working in shifts, overtime and regular working hours, having a change in the unit worked, working at least once in the COVID-19 units, losing a relative due to COVID-19, intervening a COVID-19 positive patient without using PPE, staff thinking that the pandemic has negatively affected them psychologically, thinking that they are not sufficiently knowledgeable about COVID-19 disease, the thought of COVID-19 as a serious disease with severe consequences, thinking that the COVID-19 pandemic could not be controlled and that the life will not return to normal as it was before COVID-19 pandemic were predictors of burnout and its subscales. It has been determined that being a woman, staff having a chronic disease, working in shifts, overtime and regular working hours, the staff's thinking that the pandemic has negatively affected them psychologically, thinking that the COVID-19 pandemic can not be brought under control, and that they cannot return to their normal life as it was before the COVID-19 pandemic are important predictors of hopelessness. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Sağlık Bilimleri Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | Afet | tr_TR |
dc.subject | Covid-19 | tr_TR |
dc.subject | Sağlık çalışanı | tr_TR |
dc.subject | Tükenmişlik | tr_TR |
dc.subject | Umutsuzluk | tr_TR |
dc.subject | Hastane | tr_TR |
dc.subject | Pandemi | tr_TR |
dc.subject | Salgın | tr_TR |
dc.subject.lcsh | Halk sağlığı | tr_TR |
dc.title | Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Çalışan Personelin COVID-19 Hakkında Görüşleri, Tükenmişlik ve Umutsuzluk Düzeylerinin Saptanması | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | COVID-19 tüm ülkeleri etkilemiş olan bir pandemidir. Pandemilerin sağlık sektörüne aşırı bir yük getirdiği ve hastanelerin pandemide kritik bir rol aldığı bilinmektedir. Hastane çalışanları ve özellikle COVID-19 hastalarına bakım sağlayan sağlık çalışanları pandemi esnasında birçok sorumluluk almaktadır ve COVID-19 açısından risk altında olabilmektedir. Bu çalışmada COVID-19 pandemi sürecini değerlendirmek için Bolu AİBÜ İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan tüm personelin COVID-19 hakkında görüşleri, tükenmişlik ve umutsuzluk düzeyleri incelenmiştir. Araştırmada 562 kişiye ulaşılmıştır. 87 soruluk 8 bölümden oluşan veri toplama formunda 22 soruluk Maslach Tükenmişlik Ölçeği ve 20 soruluk Beck Umutsuzluk Ölçeği bulunmaktadır. Maslach Tükenmişlik Ölçeği’nin Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması 1996 yılında Ergin tarafından yapılırken Beck Umutsuzluk Ölçeği’nin Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması 1994 yılında Durak ve Palabıyıkoğlu tarafından yapılmıştır. Veriler SPSS programı ile analiz edilmiştir. Analizlerde uygun koşullarda Bağımsız Örneklerde T Testi (Independent Sample T-Testi), Tek Yönlü Varyans Analizi (Oneway ANOVA), Post-Hoc analizi, Bonferroni Tamhane’s testleri ve ileri analizler için “Stepwise” Hiyerarşik Regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırmaya katılan personelin yaş ortalaması 35,8±8,8 ve meslekte çalışma süresinin ortalaması 9,1±8,3 yıl olarak bulunmuştur, Katılımcıların %61,2’si kadın, %37,9’u lisans mezunu, %59,6’sı evlidir. Yüzde 32,0’sinin COVID-19 birimlerinde en az bir kez çalıştığı, %31,1’inin COVID-19 hastalığına yakalandığı, %55,4’ünün COVID-19 hastasına müdahalede bulunduğu belirlenmiştir. Personelin %86,2’si COVID-19 salgınının Türkiye için bir afet olduğunu, %27,8’i COVID-19 salgınının kontrol altına alınamayacağını, %84,9’u COVID-19 hastalığına yakalanabileceğini, %86,0’ı COVID-19 pandemisinin kendisini psikolojik olarak olumsuz etkilediğini, %84,9’u COVID-19 hastalığının ağır geçen ciddi bir hastalık olduğunu ve %16,9’u COVID-19 pandemisinden önceki normal yaşantıya geri dönülemeyeceğini düşünmektedir. Kadın olmak, genç yaşta olmak, çocuk sahibi olmamak, hemşire olmak, meslekte çalışma süresinin az olması, personelin kronik bir hastalığının olması, hem nöbet hem vardiya hem de mesai usulü ile çalışmak, çalışılan birimde değişiklik olması, COVID-19 birimlerinde en az bir kez çalışmak, COVID-19 ile ilgili eğitim almak, COVID-19 sebebiyle bir yakınını kaybetmek, KKE kullanmadan COVID-19 pozitif hastaya müdahale etmek, personelin pandeminin kendisini psikolojik olarak olumsuz etkilediğini düşünmesi, COVID-19 hastalığı ile ilgili yeterince bilgili olmadığını düşünmesi, COVID-19 hastalığının ağır geçen ciddi bir hastalık olduğunu düşünmesi, COVID-19 pandemisinin kontrol altına alınamayacağını düşünmesi ve COVID-19 pandemisinden önceki normal yaşantıya dönemeyeceğini düşünmesi tükenmişliğin ve alt ölçeklerinin önemli bir yordayıcısı olarak tespit edilirken kadın olmak, personelin kronik bir hastalığının olması, hem nöbet hem vardiya hem de mesai usulü ile çalışmak, personelin pandeminin kendisini psikolojik olarak olumsuz etkilediğini düşünmesi, COVID-19 pandemisinin kontrol altına alınamayacağını düşünmesi ve COVID-19 pandemisinden önceki normal yaşantıya dönemeyeceğini düşünmesi umutsuzluğun önemli bir yordayıcısı olarak tespit edilmiştir. | tr_TR |
dc.contributor.department | Halk Sağlığı | tr_TR |
dc.embargo.terms | 6 ay | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2024-04-27T11:30:56Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |
dc.subtype | workingPaper | tr_TR |