Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorÜnlütürk, Uğur
dc.contributor.authorArdıç, Fadime Sinem
dc.date.accessioned2023-10-02T11:41:35Z
dc.date.issued2023
dc.date.submitted2023
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/34027
dc.description.abstractPapillary thyroid cancer (PTC) is the most common differantiated thyroid cancer type. The incidence of PTC is increasing gradually with the more frequent use of imaging methods. Although there are recommendations by American Thyroid Association guideline and Dynamic Risk Stratification (DRS) for the surveillance of differantiated thyroid cancer patients, there is no consensus on the frequency of neck ultrasonography for follow-up. In this study, we aimed to evaluate the power of neck ultrasonography to detect locoregional reccurrence in active surveillance in PTC patients with an indeterminate response to treatment according to DRS. With the data obtained, we also aimed to contribute to the determination of ultrasonographic scanning frequency for indeterminate response patients. Our study included a total of 477 patients from all ATA risk classes who were diagnosed with PTC in our center, underwent total or near-total thyroidectomy, and had neck ultrasonography follow-up for at least three years. The results of ultrasonography performed within three years of initial assessment after first-year treatment were recorded retrospectively. Neck ultrasonography lymph node findings were classified as suspicious, indeterminate, or benign according to the presence of microcalcification, roundness index, type of vascularity, presence of hilum, and level of echogenicity based on European Thyroid Association (ETA) guideline. The presence of lesions that did not meet the definition criteria of these three groups were defined as nonspecific findings. Patients who developed biochemical or structural disease after remission were considered reccurrence. In addition, sensitvity, specificity, positive predictive value (PPV), negative predictive value (NPV) and accuracy were calculated for ultrasonography performed within three years of evaluating treatment response. As a result, the median follow-up time of the entire cohort was 76 months (26-240). An indeterminate response was 24.5% of the entire cohort. In the detection of regional disease reccurrence by neck ultrasonography in the indeterminate reponse group; sensitivity was 100%, specificity 88.8%, PPV 8.5%, NPV 100%, accuracy 88.9%. Reccurrence was observed in three patients (2.6%) with an indeterminate response to treatment in the first year. Among these patients, reccurrence was detected in the second year in one patient and in the third year in two patients. When these findings are evaluated, it might be recommended to evaluate the patients in the indeterminate response group with serum thyroglobulin, serum anti-thyroglobulin antibody and neck ultrasonography once a year during the first three years, and to continue to follow-up with only serum thyroglobulin measurement in those who have no signs of disease at the end of third year. There is a need for studies to support our data in order to determinate the follow-up times by ultrasonography of the patients in the indeterminate response group.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectpapiller tiroid kanseritr_TR
dc.subjectindetermine yanıttr_TR
dc.subjectboyun ultrasonografitr_TR
dc.subjectnükstr_TR
dc.subjectdinamik risk sınıflamasıtr_TR
dc.titlePapiller Tiroid Kanserinde İlk Tedavi Cevabı İndetermine Yanıt Olan Hastaların İzleminde Boyun Ultrasonografi Bulgularının Değerlendirilmesitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetPapiller tiroid kanseri (PTK), en sık görülen tiroid kanseri türüdür. Görüntüleme yöntemlerinin daha sık kullanılmasıyla PTK insidansı giderek artmaktadır. Her ne kadar diferansiye tiroid kanserli hastaların takibine yönelik Amerikan Tiroid Birliği rehberi ve Dinamik Risk Sınıflaması (DRS) ile önerilerde bulunulsa da, taramalarda boyun ultrasonografi değerlendirmesinin uygulama sıklığına dair bir konsesus bulunmamaktadır. Bu çalışma ile, DRS’ye göre ilk yıl tedavi cevabı indetermine yanıt olan PTK hastalarında aktif izlemde boyun ultrasonografinin lokorejyonel rekürrens veya hastalık nüksünü saptayabilme gücünün değerlendirilmesi amaçlandı. Ayrıca, elde edilen veriler ile indetermine yanıt hastalar için ultrasonografik tarama sıklığının belirlenmesine katkı sağlanması amaçlanmıştır. Çalışmamıza merkezimizde PTK tanısı alan, total veya totale yakın tiroidektomi operasyonu yapılan, en az üç yıl boyun ultrasonografi takibi bulanan, tüm ATA risk sınıflarından 477 hasta dahil edildi. Hastaların ilk tedavi yanıtı değerlendirmesi sonrasında üç yıl içerisinde yapılan ultrasonografi görüntüleme sonuçları retrospektif olarak kayıt edildi. Boyun ultrasonografisi lenf nodu bulguları, Avrupa Tiroid Derneği (ETA) Kılavuzu baz alınarak mikrokalsifikasyon varlığı, yuvarlaklık indeksi, vaskülarite tipi, hilum varlığı ve ekojenite değerlerine göre şüpheli, indetermine veya benign olarak sınıflandırıldı. Bu üç grubun tanım kriterlerine uymayan lezyonlar ise nonspesifik bulgular olarak tanımlandı. Remisyon sonrası biyokimyasal veya yapısal hastalık geliştiren hastalar nüks olarak kabul edildi. Ek olarak, tedavi yanıtı değerlendirildikten sonraki üç yıl içinde yapılan ultrasonografi görüntülemeleri için sensitivite, spesifite, pozitif prediktif değer (PPD), negatif prediktif değer (NPD) ve doğruluk hesaplandı. Sonuç olarak, tüm kohortun takip süresi ortanca 76 aydı (26-240). Tüm kohortun %24.5’inin ilk tedavi cevabı indetermine yanıt olarak saptandı. İndetermine yanıt grubunda boyun ultrasonografinin bölgesel hastalık nüksünü saptamada; sensitivite %100, spesifite %88.8, PPD %8.5, NPD %100, doğruluk %88.9 olarak hesaplandı. İlk sene tedavi yanıtı indetermine yanıt grubu olan üç hastada (%2.6) nüks görüldü. Bu hastalardan bir hastada ikinci yılda, iki hastada ise üçüncü yılda nüks saptandı. Bu bulgular değerlendirildiğinde, indetermine yanıt grubundaki hastaların ilk üç yıl boyunca, yılda birkez serum tiroglobulin, seum anti-tiroglobulin antikoru ve boyun ultrasonografi ile değerlendirilmesi, üçüncü yıl sonunda hastalık bulgusu saptanmayanlarda ise takibe yalnızca serum tiroglobulin ölçümü ile devam edilmesi önerilebilir. İndetermine yanıt grubunda yer alan hastaların USG ile takip sürelerinin belirlenmesi için verilerimizi destekleyecek çalışmalara ihtiyaç devam etmektedir.tr_TR
dc.contributor.departmentİç Hastalıklarıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2023-10-02T11:41:35Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster