Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorDinçer, Aziz Kurtuluş
dc.contributor.authorTabanlı, Egemen
dc.date.accessioned2023-07-25T10:52:04Z
dc.date.issued2023
dc.date.submitted2023-06-20
dc.identifier.citationAPAtr_TR
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/33747
dc.description.abstractTABANLI, Egemen. The Real Potentiality: An Analysing of Whitehead. Ph.D. Ankara, 2023. This research deals with Alfred North Whitehead's concept of what he called "real potentiality". This concept is positioned in opposition to a particular doctrine of substance and the idea of isolation and inertia that it instills in the particles of matter in Newtonian physics. The particles of matter in question are seen as substantial units of being, abstracted from the rest of the universe and complete in themselves. By virtue of their substantial nature, these units of being are thrown out of the field of potentiality, that is, out of the processes of genesis. The idea of isolation that the dominant idea of substance instilled in the matter of physics formed the basis of a certain cosmology. In this cosmology, the universe is assumed to be a simple collection of particles of substantial matter. The universe, defined as a simple sum of isolated units of being devoid of potentiality, cannot constitute the ground for creativity and innovation. This understanding, which summarizes the cosmology of the seventeenth and eighteenth centuries, tends to see the universe as a mechanistic structure that constantly follows the same routine. In Whitehead's metaphysical system, the characteristic of actual entities, which are the basic unit of existence, is not isolation but relativity. Within the scope of this relativity, each actual entity is a constitutive element, that is, a potentiality, for the other. Whitehead differentiates this type of potentiality, which he puts forward on the basis of actual entities, from "general potentiality" by calling it "real potentiality". General potentiality is absolute and emphasizes the unlimited multiplicity of possibilities provided by abstract entities that Whitehead calls "eternal objects". This aspect of potentiality is set out in the chapter on Eternal Objects. Real potentiality, on the other hand, refers to a type of potentiality that is limited by the data provided by the actual world. Thus, contrary to modern thought, in which actuality is separated from potentiality, Whitehead connects these two concepts. For this, Whitehead attributes a kind of vitality to actual entities. According to Whitehead, they are experiencing units of being. Therefore, every actual entity is in relation with its beyond. The word "beyond" here does not only have a spatial meaning. Actual entities are particles of experience that extend beyond themselves both spatially and temporally. Whitehead, who tries to explain each singular phenomenon on the basis of actual entities in accordance with the ontological principle he has put forward, exhibits the particles of space and time in a structure related to beyond itself like actual entities. In this respect, space and time themselves are presented as a relational complex that does not exclude the factor of potentiality. Whitehead's doctrine of real potentiality is laid out in the chapter entitled Actual Entities and Real Potentiality. This study takes into account that Whitehead's main intention was to explain the process of becoming in the universe on the basis of actual entities directly and argues that the discourse of real potentiality is a consequence of this idea.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectGerçek Potansiyelliktr_TR
dc.subjectEdimsel Varlıktr_TR
dc.subjectDeneyimtr_TR
dc.subjectTöztr_TR
dc.subjectWhiteheadtr_TR
dc.subjectMaddetr_TR
dc.subject.lcshFelsefe (Genel)tr_TR
dc.titleGerçek Potansiyellik: Bir Whitehead İncelemesitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetTABANLI, Egemen. Gerçek Potansiyellik: Bir Whitehead İncelemesi, Doktora, Ankara, 2023. Bu çalışma, Alfred North Whitehead’in “gerçek potansiyellik” adını verdiği kavramı ele almaktadır. İlgili kavram, belirli bir töz öğretisi ve onun Newton fiziğindeki madde parçacıklarına aşıladığı yalıtılmışlık ve durağanlık fikrinin karşısında konumlanmaktadır. Söz konusu madde parçacıkları, evrenin geri kalanından soyutlanmış ve kendi içinde tamlık barındıran tözsel varlık birimleri olarak görülür. Tözsel doğaları itibarıyla bu varlık birimleri, oluşum süreçlerinin yani potansiyellik sahasının dışına fırlatılmıştır. Hâkim töz düşüncesinin fiziğin maddesine aşıladığı yalıtılmışlık düşüncesi, belirli bir kozmolojinin temelini teşkil etmiştir. Bu kozmolojide evrenin, tözsel madde parçacıklarının basit bir toplamından ibaret olduğu varsayılır. Potansiyellikten yoksun yalıtılmış varlık birimlerinin basit bir toplamı şekilde tanımlanan evren, yaratıcılığın ve yeniliğin zeminini teşkil edemez. On yedinci ve on sekizinci yüzyılların kozmolojisini özetleyen bu anlayış, evreni, sürekli olarak aynı rutini takip eden düzeneksel (mekanik) bir yapı olarak görme eğilimindedir. Whitehead’in ortaya atmış olduğu metafizik dizgede varlığın temel birimi olan edimsel varlıkların (actual entities) karakteristiği yalıtılmışlık değil, ilişkiselliktir (relativity). Bu ilişkisellik kapsamında her edimsel varlık, diğeri için oluşturucu bir unsur yani potansiyeldir. Whitehead, edimsel varlıklar temelinde ortaya koyduğu bu potansiyellik türüne “gerçek potansiyellik” (real potentiality) adını vererek onu “genel potansiyellik”ten (general potentiality) ayırır. Genel potansiyellik mutlaktır ve Whitehead’in “ebedi nesneler” (eternal objects) adını verdiği soyut varlıklar tarafından sağlanan sınırsız olasılıklar çokluğunu vurgular. Potansiyelliğin bu yönü, Ebedi Nesneler adlı bölümde ortaya koyulmuştur. Gerçek potansiyellik ise edimsel dünyanın sağladığı veriler yoluyla sınırlandırılmış bir potansiyellik türüne işaret etmektedir. Dolayısıyla Whitehead, edimselliğin potansiyellikten ayrı düşürüldüğü modern düşüncenin aksine bu iki kavramı birbiriyle ilişkilendirmektedir. Bunun için Whitehead, edimsel varlıklara bir tür canlılık atfeder. Whitehead’e göre onlar, deneyimleyen varlık birimleridir. Dolayısıyla her edimsel varlık, kendi ötesiyle ilişki içerisindedir. Buradaki “ötesi” sözcüğü sadece mekânsal bir anlama sahip değildir. Edimsel varlıklar hem mekânsal hem de zamansal olarak kendi ötesine uzanan deneyim parçacıklarıdır. Ortaya atmış olduğu ontolojik ilke gereğince her tekil olguyu edimsel varlıklar temelinde açıklamaya çalışan Whitehead, mekân ve zaman parçacıklarını da edimsel varlıklar gibi kendi ötesiyle ilişkili bir yapı içerisinde sergilemektedir. Bu minvalde mekân ve zamanın kendisi de potansiyellik faktörünü dışarıda bırakmayan ilişkisel bir kompleks olarak ortaya koyulmaktadır. Whitehead’in gerçek potansiyellik öğretisi Edimsel Varlıklar ve Gerçek Potansiyellik adlı bölümde ortaya koyulmuştur. Bu çalışma, Whitehead’in temel maksadının, evrendeki oluş sürecini doğrudan edimsel varlıklar temelinde izah etmek olduğunu hesaba katarak gerçek potansiyellik söyleminin bu düşüncenin bir sonucu olduğunu öne sürmektedir.tr_TR
dc.contributor.departmentFelsefetr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2023-07-25T10:52:04Z
dc.fundingYoktr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster