Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorKesici, Selman
dc.contributor.authorAkbaşlı, İzzet Türkalp
dc.date.accessioned2023-07-18T12:33:49Z
dc.date.issued2023-04-10
dc.date.submitted2023-04-10
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11655/33695
dc.description.abstractHacettepe University Faculty of Medicine, Department of Pediatrics, Specialist Thesis, Ankara, 2023. Red blood cell (RBC) transfusion is a commonly used treatment method in pediatric intensive care units (PICU). Studies have shown that 15-50% of patients admitted to the PICU undergo RBC transfusion. RBC transfusion can be a lifesaving treatment but can also cause serious complications and increase mortality rates. Many studies have been conducted to improve transfusion strategies. This thesis aims to investigate the transfusion experiences of patients admitted to the PICU and potential risks and solutions for its improvement. The study included 2011 patients aged 28 days to 18 years admitted to the Ihsan Doğramacı Children's Hospital Pediatric Intensive Care Unit between December 31, 2015, and January 1, 2021. The patients' demographic characteristics, presenting complaints, RBC transfusion information, pre- and post-transfusion laboratory tests, temporal characteristics, risk assessment scores, and clinical outcomes were retrospectively examined. Relationships between features and survival analyses were conducted in the study. During the study period, 27% of the patients (n=558) received at least one RBC transfusion. Statistically significant categorical features found to pose a risk for RBC transfusion included age category, admission diagnoses, malnutrition categories, presence of anemia at admission, mechanical ventilation, and central venous catheter (CVC) placement. Statistically significant numeric variables included patient admission blood hemoglobin levels, risk scores, blood RDW levels, age, and age-related weight Z scores. In the survival analysis, presenting complaints, age categories, admission location, malnutrition status, anemia status, mechanical ventilation application, and CVC placement were found to be statistically significant. This article emphasizes the importance of using RBC transfusion appropriately in clinical practice and warns that unnecessary transfusion may bring many risks. According to studies on this subject, various factors, including patients' age, sex, disease status, hemoglobin levels, PRISM-III score, presence or absence of anemia at admission, hemodynamic status, and malnutrition status, should be considered. Objective clinical assessment is required to determine the necessity of RBC transfusion correctly. Moreover, to avoid side effects resulting from unnecessary RBC transfusion, strategies to reduce blood loss should be adopted. These strategies include using smaller volume sample tubes, point-of-care tests, closed system blood sampling, non-invasive testing devices, blood sampling by experienced teams, developing protocols to prevent inappropriate repetition of laboratory tests used for monitoring and follow-up, and timely removal of unnecessary catheters. In conclusion, this article highlights the factors and importance of correctly determining and applying RBC transfusion. Incorrectly determined RBC transfusion may bring many risk factors when applied unnecessarily. Therefore, objective clinical assessment and adopting strategies to reduce blood loss are crucial for correctly determining and avoiding unnecessary RBC transfusion.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjecteritrosit transfüzyonu, çocuk yoğun bakım, anemi, transfüzyon stratejileritr_TR
dc.subject.lcshTıp uygulamasıtr_TR
dc.titleÇOCUK YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ HASTALARINA UYGULANAN TRANSFÜZYONLARININ İNCELENMESİtr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/doctoralThesistr_TR
dc.description.ozetHacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Uzmanlık Tezi, Ankara, 2023. Eritrosit transfüzyonu uygulamaları çocuk yoğun bakım ünitelerinde (ÇYBÜ) sıkça başvurulan bir tedavi yöntemidir. Yapılan çalışmalarda ÇYBÜ’ne başvuran hastaların %15-50’sine eritrosit süspansiyonu (ES) transfüzyonu uygulanmaktadır. ES transfüzyonu uygulaması yerine göre hayat kurtarıcı bir tedaviyken aynı zamanda ciddi komplikasyonları bildirilmiş ve mortaliteyi arttırdığına dair çalışmalar mevcuttur. Transfüzyon stratejilerinin geliştirilmesi adına birçok çalışma yapılmıştır. Bu tez çalışmasında ÇYBÜ’de kabul edilmiş hastaların transfüzyon uygulaması tecrübelerinin incelenmesi ve geliştirilmesi için muhtemel risk ve çözümlerin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya 31 Aralık 2015 ile 1 Ocak 2021 tarihleri arasında İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’ne yatırılan 28 gün-18 yaş arası 2011 hasta dahil edilmiştir. Bu hastaların; demografik özellikleri, başvuru şikayetleri, ES transfüzyonu uygulanması bilgisi, transfüzyon öncesi ve sonrası laboratuvar tetkikleri, zamansal özellikler, risk değerlendirme skorları ve klinik sonuçları retrospektif olarak incelenmiştir. Çalışmada özelliklerin ilişkileri ve sağ kalım analizleri uygulanmıştır Çalışma dönemi boyunca, hastaların %27’sine (n=558) en az bir kere ES transfüzyonu uygulanmıştır. ES transfüzyonu uygulanması açısından risk oluşturan özellikler, yaş kategorisi, başvuru tanıları, malnütrisyon kategorileri, başvuru anında anemisinin olması durumu, mekanik ventilatör ve santral venöz kateter (SVK) yerleştirilmesi kategorik özellikler arasından istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Nümerik değişkenlerden, hasta başvuru kan hemoglobin düzeyi, risk skorları, kan RDW düzeyi, yaş, yaşa göre ağırlık Z skoru istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sağ kalım analizinde, başvuru şikâyeti, yaş kategorileri, kabul yeri, malnütrisyon durumu, anemi durumu, mekanik ventilatör uygulanması durumu, SVK yerleştirilmesi durumları istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Bu makale, eritrosit transfüzyonu (ES) uygulamasının klinik pratiğinde doğru bir şekilde kullanımının önemini vurgulamakta ve ES transfüzyonunun gereksiz uygulanmasının beraberinde pek çok riski getirebileceği konusunda uyarıda bulunmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalara göre, hastaların yaş, cinsiyet, hastalık durumu, hemoglobin seviyesi, PRISM-III skoru, başvuru anında anemi olup olmaması, hemodinamik durumu, malnütrisyon durumu gibi birçok faktör dikkate alınmalıdır. ES transfüzyonu gerekliliğinin doğru bir şekilde belirlenmesi için klinik durumun objektif olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ES transfüzyonunun gereksiz yere uygulanması sonucu ortaya çıkan yan etkilerden kaçınmak amacıyla, kan kaybını azaltabilecek stratejilerin de benimsenmesi gerekmektedir. Bu stratejiler arasında, daha küçük hacimli örnek tüplerinin kullanılması, hasta başı testler, kapalı sistem kan örneklemeleri, non-invazif test cihazlarının kullanılması, deneyimli ekip tarafından kan örneklenmesi, takip ve izlem amaçlı kullanılan laboratuvar testlerinin uygunsuz tekrarını önlemek için protokollerin geliştirilmesi ve gereksiz kateterlerin zamanında çıkarılması yer almaktadır. Sonuç olarak, bu makale, ES transfüzyonunun doğru bir şekilde belirlenmesi ve uygulanması için gereken faktörleri ve önemini vurgulamaktadır. Doğru bir şekilde belirlenmeyen ES transfüzyonu gereksiz yere uygulanması, pek çok risk faktörünü beraberinde getirebilir. Bu nedenle, ES transfüzyonunun doğru bir şekilde belirlenmesi ve gereksiz yere uygulanmaması için klinik durumun objektif bir şekilde değerlendirilmesi ve kan kaybını azaltabilecek stratejilerin benimsenmesi önemlidir.tr_TR
dc.contributor.departmentÇocuk Sağlığı ve Hastalıklarıtr_TR
dc.embargo.terms6 aytr_TR
dc.embargo.lift2024-01-20T12:33:49Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster