Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorKaraduman, Alev
dc.contributor.authorAtış, Nurbanu
dc.date.accessioned2017-01-09T09:14:05Z
dc.date.available2017-01-09T09:14:05Z
dc.date.issued2016
dc.date.submitted2016-10-21
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/3040
dc.description.abstractWith the Industrial Revolution, remarkable social, literary, and economic changes and evolutions emerged in Britain. The condition of women was one of the most important one. Regardless of their class and social positions, most British women, willingly or unwillingly, had to accept their subservient roles which had been imposed on them by the patriarchal rules of the society in which they had been living. It was a constructed and accepted thought at that time that provided women who asked for equal rights and positions with men in society, it would result with either their masculinization, that was not supported, or marginalization. Furthermore, similarly, when women entered into men’s domain to supply for labour force, they could not achieve equal payment and rights with men. When they began to work and earn their own money and achieved their economic freedom, they demanded equality which was the result of women’s realization of their own capacities. As a consequence of this realization, ‘the New Woman’ concept emerged in the nineteenth century. This ‘New Woman’ was more able, more extrovert, and thereby freer than her antecedents. As a reflection of this concept, a new literary movement emerged under the same umbrella term ‘the New Woman’. Writers of this movement created their characters from middle class or working class women. In their works, they presented female heroines and the fight of those heroines against traditional gender roles. George Egerton (1859-1945) is also one of the representatives of ‘the New Woman’. Having lived in different parts of Britain and its colonies and also in other European countries, she reflects different conditions of Victorian women in her works. The argument here is that the female protagonists of Egerton challenged the Victorian view of gender roles and female sexuality, and while they are challenging, they also lead the reader to question the artificiality of these gender roles. Accordingly, the major aim of this thesis is to introduce the concept of the New Woman in relation to the social and political background of Victorian Britain, and to analyse the representation of “New Woman” in George Egerton’s selected short stories: “The Marriage of Mary Ascension: A Millstreet Love Story,” “An Empty Frame,” “Now Spring Has Come,” “A Cross Line,” “At the Heart of the Apple” and “The Regeneration of Two.”tr_TR
dc.language.isoentr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccesstr_TR
dc.subjectGeorge Egertontr_TR
dc.subjectYeni kadın kavramı
dc.subjectCinsiyet rolleri
dc.subjectKadın bilinci
dc.subjectViktorya sosyal değerleri
dc.subjectNew woman concept
dc.subjectGender roles
dc.subjectFemale consciousness
dc.subjectVictorian social values
dc.titleThe Rise of Female Consciousness in George Egerton's Selected Short Stories Within the Concept of the New Womantr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetSanayi devrimi ile birlikte Britanya’da önemli sosyal, edebi ve ekonomik değişimler ve dönüşümler meydana gelmiştir. Kadının durumu, bunlar arasında en önemlilerden biridir. Sınıfları ve sosyal durumları ne olursa olsun Britanyalı çoğu kadın, isteyerek veya istemeyerek, içine doğdukları toplumun ataerkil kuralları tarafından onlara dayatılan itaatkar rolü kabul etmek zorunda kalmışlardır. Kadınların toplumdaki erkeklerle eşit haklara ve pozisyonlara sahip olma isteğinin, kadınların erkekleşmeye başlaması ya da ötekileştirilmesi ile sonuçlanacağı, o dönemde üretilmiş ve kabul gören bir düşünceydi. Dahası, benzer şekilde, kadınlar iş gücünü desteklemek amacıyla erkeklerin alanına girdiğinde, erkekler ile eşit maaşa ve haklara sahip olamadılar. Çalışmaya ve kendi paralarını kazanmaya başladıklarında ve ekonomik özgürlüklerini ellerine aldıklarında, kadınlar kendi yeteneklerinin farkına vararak eşitlik talep ettiler. Bu farkındalığın bir sonucu olarak, Ondokuzuncu Yüzyıl’da ‘Yeni Kadın’ kavramı ortaya çıktı. Bu ‘Yeni Kadın’, önceki kadınlara kıyasla daha yetenekli, daha dışa dönük ve dolayısıyla daha özgürdü. Bu kavramın bir yansıması olarak, aynı kapsayıcı terim ‘Yeni Kadın’ adı altında, yeni bir edebi akım ortaya çıktı. Bu akımın yazarları, kahramanlarını orta sınıf ya da işçi sınıfı kadınlar arasından aldılar. Eserlerinde kadın kahramanları ve bu kahramanların geleneksel cinsiyet rollerine karşı olan savaşlarını konu aldılar. George Egerton (1859-1945) da bu ‘Yeni Kadın’ akımının en önemli temsilcilerinden biridir. Britanya’nın ve Britanya kolonilerinin, ayrıca birtakım Avrupa ülkelerinin farklı kesimlerinde hayatı deneyimlemiş biri olarak Egerton, eserlerinde Viktorya Dönemi kadınının farklı koşullarını yansıtmaktadır. Bu tezde savunulan, yazarın kadın kahramanlarının, bu dönemin cinsiyet rollerine ve kadın cinselliğine olan bakış açısına meydan okuduğu ve bu meydan okuma sırasında da, okuyucuya cinsiyet rollerinin yapaylığını sorgulattığı düşüncesidir. Dolayısıyla, bu tezin başlıca amacı Viktorya Dönemi Britanya’sının sosyal ve siyasi arka planı bağlamında ‘Yeni Kadın’ kavramını tanıtmak ve bu akım çerçevesinde Egerton’ın, “The Marriage of Mary Ascension: A Millstreet Love Story,” “An Empty Frame,” “Now Spring Has Come,” “A Cross Line,” “At the Heart of the Apple” ve “The Regeneration of Two” başlıklı kısa hikayelerini incelemektir.tr_TR
dc.contributor.departmentİngiliz Dili ve Edebiyatıtr_TR
dc.contributor.authorID10132415tr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster