dc.contributor.advisor | Kınıklı, Gizem İrem | |
dc.contributor.author | Demirtunç, Defne | |
dc.date.accessioned | 2023-02-24T12:19:35Z | |
dc.date.issued | 2023 | |
dc.date.submitted | 2023-01-17 | |
dc.identifier.citation | DEMİRTUNÇ D., Total Diz Artroplastili Hastalarda Kinezyofobiyi Tetikleyen Faktörlerin İncelenmesi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ortopedik Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Programı Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2023. | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11655/29375 | |
dc.description.abstract | Aiming to examine the factors that predict kinesiophobia in individuals with total knee arthroplasty (TKA) at the preoperative and postoperative 3rd month. Forty-five volunteers (33 females, 12 males) with a mean age of 64.16±7.50 years who were hospitalized for unilateral TKA surgery were included in this study. To assess kinesiophobia, the Tampa Scale of Kinesiophobia (TSK) (questions no. 1,2,9,10,14 and 15), which is valid for individuals with knee OA, was used. Knee pain and functionality of individuals were measured by Oxford Knee Score, psychological status by Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS), physical performance by 2-Minute Walk Test (2-MWT) and Timed Up and Go Test (TUG) and knee joint range of motion goniometric measurement was done with. Positive intermediate level correlation was found between postoperative kinesiophobia and postoperative fear of falling, postoperative extension limitation, preoperative and postoperative ODS scores (rs=0.336, p=0.024; rs=0.418, p=0.004; rs=0.300, p=0.045; rs=0.529, p= 0.000), a moderate negative correlation (rs= -0.409 , p= 0.005; rs=-0.384 , p=0.009) was found between height and postoperative active flexion ROM. No significant correlation was found between TSK and age, weight, BMI, TUG, postoperative passive knee flexion degree, postoperative active and passive knee extension degree, HAD-Anxiety and HAD-Depression and 2-MWT. According to the results of our study, the fact that kinesiophobia after surgery is higher in men than women, the presence of knee joint extension limitation before surgery, the short distance walked with 2-MWT after surgery and the low degree of active knee flexion are the most effective factors explaining the occurrence of kinesiophobia at a rate of 70% found (R2=0.70; p<0.001). In conclusion, considering the factors that will trigger kinesiophobia by physiotherapists in the perioperative period and creating individual physiotherapy programs suitable for risk factors may reduce the development of kinesiophobia in TKA patients and contribute to their functionality in the postoperative period. | tr_TR |
dc.language.iso | tur | tr_TR |
dc.publisher | Sağlık Bilimleri Enstitüsü | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr_TR |
dc.subject | Kinezyofobi, total diz artroplastisi, diz osteoartriti | tr_TR |
dc.title | Total Diz Artroplastili Hastalarda Kinezyofobiyi Tetikleyen Faktörlerin İncelenmesi | tr_TR |
dc.type | info:eu-repo/semantics/masterThesis | tr_TR |
dc.description.ozet | Total diz artroplastili (TDA) bireylerde kinezyofobiyi tetikleyen faktörleri preoperatif ve postoperatif 3. ayda incelemeyi amaçlayan bu çalışmaya, unilateral TDA cerrahisi geçirmek üzere hastaneye yatışı sağlanmış yaş ortalaması 64,16±7,50 yıl olan 45 gönüllü birey (33 kadın, 12 erkek) dahil edildi. Kinezyofobiyi değerlendirmek için Tampa Kinezyofobi Ölçeği’nin (TKÖ) diz OA’li bireylerde geçerli olan (1,2,9,10,14 ve 15 nolu soruları) kullanıldı. Bireylerin diz ağrısı ve fonksiyonelliği Oxford Diz Skoru ile, psikolojik durumu Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HADÖ) ile, fiziksel performansı 2- Dakika Yürüme Testi (2-DYT) ve Zamanlı Kalk ve Yürü Testi (ZKYT) ile diz eklem hareket açıklığı gonyometrik ölçüm ile yapıldı. Cerrahi sonrası kinezyofobi ile cerrahi sonrası düşme korkusu, cerrahi sonrası ekstansiyon limitasyonu, cerrahi öncesi ve cerrahi sonrası ODS skorları arasında pozitif yönlü orta düzey (rs=0,336, p=0,024; rs=0,418, p=0,004; rs=0,300, p=0,045; rs=0,529, p= 0,000), boy ve cerrahi sonrası aktif fleksiyon EHA’sı arasında negatif yönlü orta düzey (rs= -0,409 , p= 0,005; rs=-0,384 , p=0,009) ilişki bulundu. TKÖ ile yaş, kilo, VKİ, ZKYT, cerrahi sonrası pasif diz fleksiyonu derecesi, cerrahi sonrası aktif ve pasif diz ekstansiyon derecesi, HAD – Anksiyete ve HAD–Depresyon ile 2–DYT arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı. Çalışmamızın sonuçlarına göre, kinezyofobinin erkeklerde kadınlara göre daha yüksek olduğu, cerrahi öncesi diz eklemi ekstansiyon limitasyonu varlığının, cerrahi sonrası 2-DYT ile yürünen mesafenin az olmasının ve aktif diz fleksiyonu derecelerinin az olmasının, cerrahi sonrası kinezyofobi oluşmasında %70 oranında açıklayan en etkili faktörler olarak bulundu (R2=0,70; p<0,001). Sonuç olarak, kinezyofobiyi tetikleyecek faktörlerin perioperatif dönemde fizyoterapistler tarafından dikkate alınması ve risk faktörlerine uygun bireysel fizyoterapi programları oluşturulması, TDA hastalarında postoperatif dönemde kinezyofobi gelişimini azaltıp fonksiyonelliğine katkı sağlayabilir. | tr_TR |
dc.contributor.department | Fizyoterapi ve Rehabilitasyon | tr_TR |
dc.embargo.terms | Acik erisim | tr_TR |
dc.embargo.lift | 2023-02-24T12:19:35Z | |
dc.funding | Yok | tr_TR |