Show simple item record

dc.contributor.advisorBüyükaşık, Yahya
dc.contributor.authorÇelebi, Görkem
dc.date.accessioned2022-10-07T11:52:28Z
dc.date.issued2022
dc.date.submitted2022-09-14
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11655/26850
dc.description.abstractÇelebi G. Evaluation of Treatment Failure Reasons in Patients with Acute Myeloid Leukemia Classified According to Disease or Risk Groups, Hacettepe University Faculty of Medicine, Internal Medicine Specialty Thesis, Ankara, 2022. Acute myeloid leukemia (AML) is a life-threatening hematological malignancy that occurs in myeloid cell line as a result of some somatic mutations in the primitive multipotent hematological stem cell. It can be classified morphologically and cytogenetically. Prognosis is related to clinical features of patient and the cytogenetic features of the disease. Acute myeloid leukemia is an extremely heterogeneous disease and mortality is common in this heterogeneous disease, even in subgroups with the best prognosis. It is important to know the causes of failure in this disease and to evaluate them specifically according to subgroups in terms of patient follow-up and management. This study is a single-center observational retrospective cohort study in which adult patients followed up by Hacettepe University Hematology Department with the diagnosis of AML and whose first induction therapy were started in our center were evaluated in terms of clinical and demographic findings, treatment, cytogenetic and molecular results, and first treatment failure types. The aim of this study is to divide the disease into certain subgroups, to evaluate the first type of failure in each subgroup and to raise awareness about the situations that the physician may encounter in the follow-up of the patient in line with the results obtained, and to contribute to the literature in which there is a deficiency in this area. A retrospective observational cohort model was created using the electronic records of the patients for the study, which was conducted with 485 patients who met the study criteria. Failure in follow-up was observed in 66.2% of the patients. The actuarial median overall survival for patients receiving intensive therapy was 29.3 (16.1-46.4 confidence interval) months. 36 months survival rate was 48.1%. Patients were divided into subgroups as acute promyelocytic leukemia (APL), t(8;21) AML, inv(16) AML, intermediate risk de novo AML, adverse risk de novo AML, other de novo AML, treatment-related AML, and secondary AML. When those who received intensive treatment were evaluated, a significant difference was found between the first failure types according to the subgroups (p=0.008). It was seen that this difference was due to the distribution of induction mortality, refractoriness and relapse in the groups. When the reasons for first failure within the groups were evaluated, it was induction mortality for APL (71.4%), relapse for inv(16) AML (58.3%) and moderate risk de novo AML (47.2%), and refractoriness for poor risk de novo AML (54.5%), treatment-related AML (75.0%), and secondary AML (43.9%) groups. When the distributions for t(8;21) AML were evaluated, it was seen that a specific failure type was not evident. The first type of failure for the other de novo AML group, which had to be more heterogeneous in accordance with the grouping principles, was induction mortality in 33.6% and relapse in 32.8%. In conclusion, there is a significant difference in distribution of first treatment failure types in AML subtypes. It is important to know which first failure type should be expected in specific subgroups for more successful disease management. Larger studies on this subject would be useful. Key words: Acute myeloid leukemia, treatment failure, induction mortality, relapse, induction refractoriness, survivaltr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherTıp Fakültesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectAkut myeloid lösemitr_TR
dc.subjectTedavi başarısızlığıtr_TR
dc.subjectindüksiyon mortalitesitr_TR
dc.subjectrelapstr_TR
dc.subjectindüksiyon refrakterliğitr_TR
dc.subjectsağkalımtr_TR
dc.subjectrisk gruplarıtr_TR
dc.subject.lcshA - Genel konulartr_TR
dc.titleHastalık veya Risk Gruplarına Göre Sınıflandırılmış Akut Myeloid Lösemi Hastalarında Tedavideki Başarısızlık Sebeplerinin Değerlendirilmesitr_TR
dc.typeinfo:eu-repo/semantics/masterThesistr_TR
dc.description.ozetÇelebi G. Hastalık veya Risk Gruplarına Göre Sınıflandırılmış Akut Miyeloid Lösemi Hastalarında Tedavideki Başarısızlık Sebeplerinin Değerlendirilmesi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Uzmanlık Tezi, Ankara, 2022. Akut miyeloid lösemi (AML), primitif multipotent hematopoietik kök hücrede meydana gelen birtakım somatik mutasyonlar sonucu myeloid hücre serisinde ortaya çıkan ve hayatı tehdit edici bir hematolojik malignitedir. Morfolojik ve sitogenetik olarak sınıflanabilir. Prognoz genellikle hastanın klinik özellikleri ve hastalığın sitogenetik özellikleri ile ilişkilidir. AML son derece heterojen bir hastalıktır ve bu heterojen hastalıkta, en iyi prognozlu alt gruplarda bile mortalite sık izlenmektedir. Bu hastalıkta başarısızlık nedenlerinin ne olduğunu bilmek ve alt gruplara göre spesifik olarak değerlendirmek hasta izlemi ve yönetimi açısından önem arz etmektedir. Bu çalışma, Ocak 1999 ile Şubat 2022 tarihleri arasında Hacettepe Üniversitesi Hematoloji Bilim Dalı tarafından AML tanısı ile izlenen ve ilk indüksiyon tedavileri merkezimizde başlanılmış olan erişkin hastaların klinik ve demografik bulgular, tedavi, sitogenetik ve moleküler sonuçlar ve ilk tedavi başarısızlığı tipleri açısından değerlendirildiği tek merkezli gözlemsel retrospektif bir kohort çalışmasıdır. Bu çalışmanın amacı hastalığın belirli alt gruplara ayrılarak, her alt gruptaki ilk başarısızlık tipi ile değerlendirmeler yapmak ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda hekimin hasta izleminde karşılaşabileceği durumlara yönelik farkındalık oluşturmak ve bu alanda eksiklik olduğu gözlenen literatüre katkı sunmaktır. Çalışma kriterlerine uyan 485 hasta ile yapılan araştırma için hastaların elektronik kayıtları kullanılarak retrospektif gözlemsel bir kohort modeli oluşturuldu. Hastaların %66,2’sinde izlemde başarısızlık yaşandığı görüldü. İntensif tedavi alan hastalar için total sağkalım ortanca değeri 29,3 (16,1-46,4 güven aralığı) ay olarak hesaplandı. 36 ay sağkalım oranı %48,1 idi. Hastalar akut promiyelositik lösemi (APL), t(8;21) AML, inv(16) AML, orta risk de novo, kötü risk de novo, diğer de novo, tedavi ilişkili AML, sekonder AML olarak gruplara ayrıldı. İntensif tedavi almış olanlar değerlendirildiğinde alt gruplara göre görülen ilk başarısızlık tipleri arasında anlamlı farklılık saptandı (p=0,008). Bu farklılığın gruplardaki indüksiyon mortalitesi, refrakterlik ve relaps dağılımından kaynaklandığı görüldü. Grup içi ilk başarısızlık sebebi değerlendirmeleri yapıldığında, bunun APL (71,4%) için indüksiyon mortalitesi, inv(16) AML (58,3%) ve orta risk de novo AML (47,2%) için relaps olduğu, kötü risk de novo AML (54,5%), tedavi ilişkili AML (75,0%) ve sekonder AML (43,9%) grupları için ise refrakterlik olduğu bulundu. t(8,21) AML için dağılımlar değerlendirildiğinde spesifik bir başarısızlık tipinin daha ön planda olmadığı görüldü. Gruplandırma ilkeleri gereğince daha heterojen olmak durumunda kalan diğer de novo grubu için ilk görülen başarısızlık tipine bakıldığında indüksiyon mortalitesi %33,6, relaps %32,8 olarak görüldü. Sonuç olarak, AML alt tiplerindeki ilk tedavi başarısızlığı dağılımlarında anlamlı farklılık mevcuttur. Daha başarılı hastalık yönetimi için hangi alt tipte hangi ilk başarısızlık tipinin beklenmesi gerektiğini bilmek önemlidir. Bu konuda daha geniş çaplı çalışmalar faydalı olacaktır. Anahtar kelimeler: Akut miyeloid lösemi, tedavi başarısızlığı, indüksiyon mortalitesi, relaps, indüksiyon refrakterliği, sağkalımtr_TR
dc.contributor.departmentİç Hastalıklarıtr_TR
dc.embargo.termsAcik erisimtr_TR
dc.embargo.lift2022-10-07T11:52:28Z
dc.fundingYoktr_TR
dc.subtypemedicineThesistr_TR


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record